1 Eylül 1939 günü, Nazilerin Polonya‘yı işgaliyle İkinci Büyük Emperyalist Paylaşım Savaşı başladı. 2 Eylül 1945 tarihinde sona eren savaş, ardında elli iki milyon ölü, milyonlarca yaralı, sakat ve moloz yığını haline gelmiş kentler ile acı ve gözyaşı bıraktı. İnsanlık tarihinin bu en acımasız, en kanlı ve en kirli savaşının başladığı gün, yani 1 Eylül, Dünya Barış Günü olarak kabul edildi. Bir daha bu acılar yaşanmasın diye.
2020 yılının 1 Eylül’ünde, hepimiz biliyoruz: Dünyanın birçok yerinde yaşanmakta olan çatışmalar, dün olduğu gibi bugün de, insanlığın geleceğini tehdit etmekte ve insanın en temel evrensel hakkı olan “yaşama hakkı“nı elinden almaktadır. Küresel eşitsizliğin yarattığı yoksulluk, yoksulluğun getirdiği açlık, açlığa eklenen savaş ve çatışmalar, olağan bir duruma gelmiştir.
1 Eylül Dünya Barış Günü‘nde birçok şeyi sorgulamaya, duyarlı olmaya her zamankinden fazla ihtiyacımız vardır.
Toplumun bütün kesim ve kurumlarının benzer duyarlılığı göstermesi durumunda sorunların çözümünün kolaylaşacağı açıktır.
Yannis Ritsos (1909-1990), “İkinci Dünya Savaşı’nda Alman işgalcilere karşı savaştıktan sonra iç savaşta faşist cepheye karşı özgürlük ve demokrasi cephesinde (ELAS, Ulusal Kurtuluş Cephesi) çarpıştı. Emperyalizm ve faşist cephe karşısında yenildikleri için yıllarca hapishane adalarda (Lemnos, Makronissos, Agios Stradis, Leros, Yaros, Samos) tutsak yaşadı. Ve bir gün aşağıda okuyacağınız “Barış” şiirini yazdı.”
Dünya edebiyatında yazılmış en güzel barış şiiri
“Barışın değerini onun kadar, yoldaşları kadar kimse bilemez. Ülkemiz ve halkımız, kargadan kılavuzların karanlığında, kendi barışını arıyor. Ama barışa ulaşmamız için bu tür kılavuzlardan kurtulmamız gerekiyor.”
“ Yannis Ritsos, karanlığı gören, karanlıkta gören bir şairdi. Barışa ulaşmak için karanlıkta görmek gerekir.”
YANNİS RİTSOS – BARIŞ
Çocuğun gördüğü düştür barış.
Ananın gördüğü düştür barış.
Ağaçlar altında sevdalıların
sevda sözleridir barış.
Gözlerinin içinde uçsuz
bucaksız bir gülümseme
elinde yemiş dolu bir zembil ve alnında ter tomurcukları
-pencerede suyu soğutan
testideki damlalar gibi akşamüstü eve dönen babadır
barış.
Dünyanın yüzünde yara izleri kapanırken
ağaçlar diktiğimizde havan mermilerinin kazdığı çukurlara
yangının kavurduğu yüreklerde ilk tomurcuklarını açarken umut
ve ölüler kanlarının boşa gitmediğini bilerek
yana dönüp içerlemeksizin uyuyabildiklerindedir
barış.”
Evet, biz biliyoruz: Başka bir yaşam mümkün! Başka bir dünya mümkün!
YORUMLAR