Akdeniz ve Ege’de sular ısınıyor dememizin üzerinden fazlaca bir zaman geçmeden bu kez kuzeyimizde de suların ısınmaya başladığını görüyoruz.
Bir süredir Azerbaycan ile Ermenistan arasında dağlık Karabağ bölgesinde çatışmalar olmaktadır.
Bu çatışmaları Ermenistan başlatmış ve doğal olarakta Azerbaycan buna karşılık vermiştir.
Hatırlanacağı üzere ülkemizin de içinde bulunduğu minsk grubu bu iki ülke arasındaki ihtilafın çözümü için uğraş vermekte ve bu doğrultuda çeşitli toplantılar yapmaktaydı.
Ancak soruna bir türlü kalıcı çözüm bulunamadığı içinde taraflar arasında karşılıklı ateşkesin sağlanması yoluna gidilmiş ve sorunun çözümü zamana bırakılmıştır.
İşte böylesi bir ortamda Ermenistan çeşitli kuruluşların Azerbaycan’a ait olduğunu kabul ettikleri dağlık Karabağ bölgesinden geri çekilme yoluna gitmediği gibi, Azerbaycan’a saldırmak suretiyle yeni yerler, yeni topraklar elde edebilme hayaline kapılmıştır.
İki devlet arasındaki nüfus ve askeri güç karşılaştırıldığında Azerbaycan’ın büyük bir üstünlük sağlayacağı da açıkça görülmektedir.
Ancak her iki tarafın desteğini alan başka devletler olduğu için sorunun iki devlet arasında değil, daha çok diplomatik yolla çözülmesi yoluna gidilmesi istenmekte ve bu yolda önerilerde bulunulmaktadır.
Türkiye ile Azerbaycan’ın bir millet ve iki devlet olduğu yolundaki anlayış dikkate alındığında, bu ihtilafta Türkiye’nin Azerbaycan’ın yanında yer alması ve ona destek vermesi doğal kabul edilmelidir.
İşte tarafların durumu ve onları destekleyen devletlerin tutumu bu şekilde süre gelmekte iken, Ermenistan bu kez sert kayaya çarpmış, kâr edeceğim derken büyük zararlara uğramıştır.
Çok önemli yerleşim birimlerinin Azerbaycan kuvvetlerinin eline geçmesi ile birlikte dünya siyaset sahnesinde de bir hareketlilik meydana gelmiş, bir taraftan güvenlik konseyi, öbür taraftan Amerika, Rusya, İngiltere, Almanya, Fransa gibi ülkelerde kendi yararları gereği bir takım önerilerde bulunmaya, silahlı çatışmanın durdurulması için tarafları ikna etmeye çalışmaya başlamışlar.
Bu kez güçlü taraf Azerbaycan olduğu için, yapılan önerileri şarta bağlamak suretiyle cevaplandırma yoluna gitmektedir.
Şuanda Ermenistan’ın işgalinde bulunan dağlık Karabağ bölgesinin yeniden asıl sahipleri olan Azerbaycan’a bırakılması istenmekte ve bu doğrultuda diplomatik çabalarda sürdürülmektedir.
Bu doğrultuda Türkiye, Azerbaycan’ın yanında yer alarak onların haklı isteklerini desteklemekte ve dağlık Karabağ bölgesinin yeniden Azerbaycan’a bırakılması için gereken diplomatik çabayı sarf etmekten geri kalmamaktadır.
Bu görüş sadece iktidar kanadını oluşturan partinin değil, grubu bulunan diğer partilerinde görüşü olarak kamuoyuna açıklanmıştır.
Ermenistan ile Azerbaycan arasında meydana gelen çatışmada Azerbaycan’ın başarılı çıkmaya başlaması ve birçok yerleşim birimi geri alması sonucu provokasyonlarda başlamıştır.
Bazı paralı askerlerin Azerbaycan’a destek için gönderildiği yolundaki haberler bunlar arasındadır. Oysaki Azerbaycan’ın öyle bir desteğe ihtiyacı yoktur. Ayrıca Azerbaycan, paralı askerler denilen teröristleri ülkesine sokmamakta kararlıdır.
Dünya kamuoyunun bu gerçeği görmesi ve buna göre provokatörlerin provokasyonlarına destek vermemesi gerekir. Umuyoruz ki; kısa sürede ve fazlaca kayıp verilmeden Azerbaycan amacına ulaşır, elinden alınmış bulunan topraklarına yeniden kavuşur ve böylece bölge sulh, sükûn ve huzura kavuşmuş olur.
YORUMLAR