Açlık ve yoksulluk sınırında bulunanların sayısı giderek artıyor. Orta direk diye adlandırılan vatandaşların beli bükülmüş durumda, nefes almakta güçlük çekiyorlar. Ekonomide zor günler yaşanıyor. Tük lirası gittikçe değer kaybediyor. Buna karşılık döviz kurları yukarı doğru hızla tırmanıyor.
İşte böylesi olumsuz bir ortamda bu sorunlara çare bulunması için kafa yormak, dirsek çürütmek ve gereken doğru kararları almak suretiyle yaşama geçirmek zorunluluğu var iken, ne yazık ki bu yola gidilmiyor.
Onların hiç biri görmezden gelinerek, gündem değiştirme yoluna gidilmesi suretiyle sorunların üstünün örtülmesi amaçlanıyor.
İstenildiği kadar gündem değiştirilsin, yapay gündemler oluşturulmak suretiyle, gözlerin başka yöne çevrilmesi istensin. Ama bunların hiçbiri var olan sıkıntıların ortadan kalkmasına ve durumun iyileşmesine çare olamayacaktır.
Bakınız son zamanlardaki gündem değiştirme çabalarına?
Bir gün bir açıklama yapılıyor ve deniyor ki; idam cezası yeniden getirilsin.
Acaba bunu söyleyenler, uluslararası arenada durumun ne olduğunu ve idamın kalkması için hangi sözlerin verildiğini bilmiyorlar mı?
Bırakın verilen sözleri. İdam cezasının yeniden yasalara girebilmesi için yapılması gerekenleri, atılması gereken adımları, alınması gereken kararları bilmiyorlar mı?
Elbette ki biliyorlar. Ama bu konuda istenen sonucunda alınamayacağı gün gibi aşikâr iken, sırf gündemin değiştirilebilmesi için bu yola gidiliyor.
Aradan bir süre geçtikten sonra yeni bir konu gündeme taşınıyor. Deniyor ki; Anayasa mahkemesi Türk tipi başkanlık sistemine göre yeniden düzenlenmeli ve divan-ı Ali yetkisi ile donatılmalıdır.
Böyle bir arzunun yerine getirilebilmesi için anayasa değişikliği gerekir. Bunun içinde mecliste geçerli bir sayıya ulaşılabilmesi zorunludur. Böyle bir sayıya ulaşmanın mümkün olmayacağı belli iken, bu tür söylemlerde bulunmak sadece gündemi değiştirmekten başka bir şey değildir.
İşte bu ve bunun gibi söylemlerle gündem değiştirilmek istense de, yapay gündemler oluşturma yoluna gidilse de, değişen olumlu hiçbir şey olmuyor.
Olumlu gelişmelerin olması, sorunların üstesinden gelinebilmesi içinde ilmin gereklerinin yerine getirilmesi, bilim adamlarının sözlerine ve kararlarına saygı gösterilmesi gerekir.
Bakınız son zamanlarda yaşanan Covid -19 salgın hastalığı ile ilgili gelişmelere?
Bunda bile tıp otoriteleri ile siyasi otorite arasında görüş birliği yerine büyük bir görüş ayrılığı ortaya çıkmıştır.
Salgın hastalıkla mücadelede bile, birlik içinde çalışma imkânı bir türlü sağlanamamıştır.
Bu nedenlerle yapay gündemler oluşturmak ve bunları ortaya atmak suretiyle, günü kurtarma yoluna gidileceğine, sorunlara köklü bir çözüm bulunabilmesi için gerekenler yapılmalı ve bu doğrultuda fikir birliği sağlanmalıdır.
Bir kez daha hatırlatmak istiyoruz: Açlık ve yoksulluk sınırında olanların sayılarında büyük bir artış vardır.
Orta direk denilen kesimin beli tamamen bükülmüş durumdadır.
Ekonomik sıkıntı had safhaya gelmiştir.
Türk lirası giderek değer kaybetmekte, döviz kurlarında yükselme hızla devam etmektedir.
Böylesi bir ortamda, her türlü beklentiyi ötelemek suretiyle, sadece ülke yararını gözetmek ve gelecek kuşakların güven, sağlık ve huzur içinde yaşamalarını sağlayacak önlemler alınmalı, adımlar atılmalı, kararlar uygulamaya konulmalıdır.
Yapay gündem yaratma yoluna gidileceğine, gerçek sorunların üzerine eğilmek suretiyle çözüm yolları bulunursa, kısa sürede esenliğe çıkma mümkün olabilir diyoruz…
YORUMLAR