Her zamanki gibi sabah güne başladığımızda, ilk arzumuz, umut dolu güzel haberler hazırlamak oluyor. Bunun için de ilk yaptığımız şey, hiç kuşkusuz, ülke ve ilimizin gündemini yakından takip etmek. Yazı İşleri Müdürümüz İle sabah kahvesini yudumlayıp durum değerlendirmesi yaptığımızda, İzmir depreminde Rıza Bey Apartmanı’nın zemin katındaki enkaz çalışmaları sırasında bir bebek sesi duyulduğu anons edildi.
Bir heyecan kapladı bizi. Televizyondan gelişmeleri an be an izledik. 3.5 yaşındaki Ayla bebeğin enkaz altından canlı ilk görüntüleri ulaştığında, her ikimiz de gözyaşlarımızı saklamaya çalışıyorduk. 91 saat sonra İzmir’de mucize yaşanıyordu.
Bu mucizenin gerçekleşmesinde, yıllardır afet ve felaketlerden büyük dersler çıkarmış olan ülkemiz insanının olgun birikimleri önemli bir rol oynuyordu. Geçmişte çok can kaybettik. Arama kurtarma çalışmalarında çok zayıftık. Ancak yaşadıklarımızdan çıkarttığımız büyük dersler sonrası bugün görüyoruz ki; İzmir’de bu denli büyük bir deprem sonrası yaşanan kurtarma çalışmaları adeta dünyaya örnek oluyor.
İnanan insan, mucizeyi gerçekleştirir. Kurtarma ekipleri bir an olsun umudunu kaybetmedi. Enkaz altında olduğu bilinen tüm bedenlere ulaşıncaya kadar, umut hep baş tacı edildi. Yaşam koridorlarında sıkışmış, hala hayatta olanlar olabilirdi ve dantel işlercesine, büyük beton enkazın altında hayat kurtarmaya çalıştılar.
Bu hayata yeniden tutunma haberleri, bizleri, 2020 yılının başından beri yaşadığımız sıkıntılı psikolojiden bir anda kurtarıp; hayatı sevmemize, umudu beslememize ve inancımızın artmasına neden oluyor.
Dayanışma, sevgi, yardımlaşma ve ve ve
İşi uzmanına bırakma, güvenme, inanma…
Bilim, akıl, erdem…
Sevgiyle kalın.
YORUMLAR