Dile kolay, O’nsuz geçen 82 yılda neler oldu, neler yaşandı, neler çekildi? O’nun aramızdan zamansız ayrılışının 82.yılında, her geçen gün O’nu daha çok özlemle arıyor, anıyor ve büyüklüğünü daha çok öğreniyoruz.
Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk bundan 82 yıl önce ebediyete intikal ederken, sadece ülkemiz değil tüm dünya yasa bürünmüştü.
Atatürk neler mi yaptı?
Kulluk ve kölelik anlayışını sonlandırmak suretiyle, Ulus olma ve vatandaşlık bilincini beyinlere yerleştirerek çağdaşlaşmakta olan dünya devletleri arasında ilk sıralarda yer edinmemizi sağladı.
Siyasi bağımsızlığımızı bize kazandırdı. Ülkenin tüm kaynakları yabancıların eline bırakılmış idi. Bunu bize kazandırdı.
Sadece siyasi bağımsızlığımızı değil, sosyal ve ekonomik açıdan da bağımsızlığımızı, bize kazandıracak olan adımları sırasıyla atmak suretiyle bugünlere gelmemize neden oldu.
Aramızdan ayrılışından sonra yaşadığımız tüm olumsuzluklara rağmen bugünlere gelmemizi sağlayan Cumhuriyetin temellerini atmak suretiyle, bize sağlam bir Cumhuriyet ve devlet bıraktı.
Çağın gerisinden giden bir anlayışa dur diyerek bizlerin çağdaş bir yaşam biçimine kavuşabilmemiz için gereken kararları aldı, gereken adımları atmak suretiyle genç Türkiye Cumhuriyetinin çağdaş ülkeler arasında ilk sırada yer almasını sağladı.
Atatürk ilke ve devrimleri ile tüm dünyanın hayranlıkla izlediği ve keşke bizimde bir Atatürkümüz olsun denildiği bir ortamın oluşmasına neden oldu.
O, tüm yaşamı boyu sadece bir asker olarak değil iyi bir siyasetçi, iyi bir eğitimci, iyi bir iktisatçı anlayışı ile hareket edebilmenin yollarını ve zeminini hazırladı.
Yaşamı boyu bu amacı gerçekleştirebilmek için araştırdı, okudu ve böylece gördüklerini, okuduklarını, öğrendiklerini ülkemizde de yaşama geçirebilmek için insanüstü bir çaba sarf etti.
Cumhuriyet daha 5 aylık iken, eğitim-öğretim birliği yasasını yaşama geçirmek suretiyle çağdaş bir ülke olabilmek, Atatürk ilke ve devrimlerini sağlam temellere oturtabilmek, hâkimiyetin kayıtsız şartsız ulusta olduğu ilkesinin var olmasını sağlayabilmek için, eğitimin ne denli önemli olduğunu gören, bilen ve anlayan bir anlayış içerisinde hareket etmiş ve bize hedef göstermiş ve o hedefe ulaşmamız için neler yapmamız gerektiğini aldığı kararlarla anlatmak istemiştir.
İşte Atatürk bunları yaptı.
Ama ne yazık ki geçen uzun süre içerisinde biz, O’nun gösterdiği hedefe ulaşabilmek, O’nun anlayışı doğrultusunda bir yaşam biçimi elde edebilmek, emperyalist ülkelerin tuzağına düşmeden, her yönü ile bağımsız bir ülke olabilmek için yapılması gerekenleri yapma yerine, zaman zaman bu anlayıştan sapmalar gösterilmesi, geriye gidişin ayak seslerinin duyulmasına neden olacak tutum ve davranış içine girilmesi gibi çağ dışı kalmış anlayışla karşı karşıya kaldık.
Yaşanan tüm bu olumsuzlukların üstesinden, O’nun ilke ve devrimlerini anlayan, özümseyen ve onlara sımsıkı sarılan bir Atatürk kuşağının varlığı sayesinde gelmesini bildik. Zira genç Türkiye Cumhuriyetini kuranlar, bu doğrultuda ilkeler ortaya koyanlar ve devrimleri yapanlar, temeli öylesine sağlam atmışlardı ki, bu temeli yıkmak mümkün olamazdı.
Bugün eğer hür dünya içerisinde hala yerimizi muhafaza ediyor, hala çağdaş bir anlayış ile yaşamımızı sürdürebiliyor, tüm zorlukların üstesinden gelebiliyorsak, bunu O’na ve O’nun ilke ve devrimlerine borçlu olduğumuz unutmamalıyız.
Aramızdan vakitsiz ayrılışının 82. yılında, O’nu daha çok arıyor, daha çok özlüyor, ilke ve devrimlerine daha fazla sımsıkı sarılmak suretiyle O’na olan borcumuzu yerine getirmeye çalışıyoruz.
Nur içinde yat aziz Atatürk. Kabrinde rahat uyu. Zira senin ilke ve devrimlerine sımsıkı bağlı, senin amaçlarını yerine getirecek Atatürk kuşağı hiçbir zaman bu ülkenin geriye gitmesine, çağdışı bir yaşam sürmesine izin vermeyecektir….
YORUMLAR