Ekonomiden sorumlu bakanlığın boşalması ile birlikte yerine yapılan atamadan sonra her taraf toz duman içerisinde demiş ve gelişmeleri bekleyerek göreceğimizi belirtmiş idik.
Aradan uzunca bir süre geçmeden açıklamalar birbiri peşi sıra gelmeye başladı.
Bunlar arasında özelikle ekonomi ve hukukta yeni bir reform dönemi başlatıyoruz yolundaki açıklama oldukça dikkat çekici olmuştur.
Gerek ekonomi ve gerekse hukuk alanında büyük sıkıntıların yaşandığı, yurttaşların umutsuzluğuna neden olacak gelişmelerin olduğu görülüp izlenmektedir.
Nitekim böyle bir ortam içerisinde ekonomi ile ilgili bakanlığın koltuğunun önce boşalması ve sonrada yerine yeni bir atamanın yapılması sonucunda bile Türk lirası değer kazanmaya, döviz kurlarında hızla bir düşüş yaşanmaya başladı. Bu durum bile bugüne kadar alınan kararların, yapılan uygulamaların yanlış olduğunun açık bir göstergesi olarak kabul edilmelidir.
Yine hukuk alanında da aynı yakınmalar olmakta ve bu konuda da demokratik ülkelerde olduğu gibi yargının tarafsız ve bağımsız olması için gereken adımların atılması doğrultusunda bir anlayış sergilenmesi, özlenmekte ve beklenmekte idi.
İşte böylesi bir ortamda adalet bakanın aslolan tutuksuz yargılamadır. Adalet yerini bulsun ,isterse kıyamet kopsun, yargı konjoktüre, hatıra ,birilerinin dediğine bakmaz. Dosyaya , vicdana , anayasa bakar tarzındaki konuşması bu konuda da bir umut ışığının görülme işaretleri olarak kabul edilebilir mi acaba?
Birkaç gündür acı reçete diye bir cümlenin söylendiği ve bu yolda bir uygulama yoluna gidilmesinin söz konusu olabileceği yolundaki konuşmalara tanık olmaktayız.
Bir taraftan ekonomi ve hukukta yeni bir reformun başlatılacağı yolundaki sözler, öte yandan adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun tarzındaki açıklamalar, ileriki günlerde gerek ekonomide, gerekse hukuk alanında bazı adımların atılacağına, bazı kararların alınarak uygulamaya konulacağına bir işaret olarak görülebilir mi acaba?
Bunun için samimiyet gerekir.
Bunun için kararlılık gerekir.
Bunun için konuya gönülden inanmış olmak gerekir.
Bunun için konularında uzman kişilerin görüşleri doğrultusunda adım atmak , karar vermek gerekir.
Bunun için liyakati ön plana almak ve hatır gönül uygulamalarına kesinlikle izin vermemek gerekir.
İşte ekonomi ve hukukta yeni bir dönemin başlatılabilmesi için bu kurallara harfiyen uymak zorunluluğu vardır.
Sözle bir yere varılamaz.
Yapacağım, edeceğim demekle ancak günü kurtarmak ve insanları belli bir süre oyalamak mümkün olabilir.
Ama belli bir zaman diliminden sonrada samimi olunmadığı anlaşılırsa, uğranılacak hüsran çok büyük ve ağır olur.
Bu nedenle gerek ekonomi, gerekse hukuk alanında yapılacağı söylenen reformların vakit geçirilmeden ve demokrasi ile yönetilen ülkeler örnek alınmak suretiyle yaşama geçirilmesi halinde, bundan hem 83 milyon yarar görecek ve hem de dünyanın çağdaş ülkeleri arasında daha saygın bir yer edinilmesi mümkün olabilecektir.
Şuanda ekonomi ve hukuk alanında yapılacak reformların neler olacağını merak ediyor ve olumlu sonuçlar verecek olan adımların bir an önce atılmasını bekliyoruz.
Kamuoyu bu konuda büyük bir bekleyiş içindedir.
Eğer bu bekleyiş sonucu umutsuzluk ve mutsuzluk bulutları dağılmak suretiyle yerini umut ve mutluluk aydınlığına bırakırsa, ülkemizin geleceğinin de aydınlık olacağına inanıyoruz. Aksi halde ağır bir hüsrana uğranılır….
YORUMLAR