Ekonomide ve hukukta reform yapılacağı doğrultusundaki söylemler bir an için ufukta aydınlık günlerin geleceğinin işareti olarak görüldü ve derinden bir oh çekilmesine öncülük etti. Ama aradan geçen kısa süre içerisinde yapılan konuşmalar, gündeme gelen olaylar ve bu doğrultuda atılan adımlar, reform konusunda samimi olunmadığını , başka bir anlatımla ortada bir anlayış farklılığının varlığını gösterir oldu.
Demokratik ülkelerde hukukun üstünlüğünün egemen olduğu devletlerde reform sözcüğü , daha ileriye gidebilmek, daha çağdaşlaşabilmek, insan haklarına ve hukukun üstünlüğü ilkelerine daha çok sahip olabilmek için söylenir ve bu söylemler doğrultusunda da ileriye doğru yeni yeni adımlar atılmasına neden olur.
Oysaki bizdeki anlayışın bunun tamamen tersine olduğunu uygulamalar bize göstermektedir.
Örneğin son günlerde, gerek ekonomi ve gerekse hukuk alanında söylenen sözlere, atılan adımlara ,yapılan uygulamalara şöyle bir baktığımızda ,hüsrana uğramamak mümkün değil.
Hukukta reformu bekleyenler bunun tersine bir uygulamanın yapılmakta olduğunu ve bu doğrultuda beliren geriye gidiş anlayışının uygulamaya konulmak istendiğini görmek suretiyle hüsrana uğruyorlar.
Yine ekonomide reform bekleyenler bu doğrultuda yapılanları ve söylenenleri görüp duydukça, aynı şekilde hüsrana uğramaktalar.
Kamuoyu merak ediyor?
Acaba ekonomide ve hukukta reform söylemleri yapılırken hangi hesaplar düşünülmüş ve buna göre de bu söylemlerde bulunulmuştur?
Acaba bu söylemler sadece günü kurtarmak için mi yapılmıştır, yoksa mevcut durumu daha da perçinleyecek ve ileriye gidiş beklentileri içinde olanları hüsrana uğratacak bir yol izlenebilmesi için mi söylemiştir?
Geçtiğimiz günlerdeki gelişmelere baktığımızda, toplumun büyük bir kesiminin hüsrana uğramakta olduğunu gördüğümüzü belirtirsek yanılmışız olmayız sanırım.
Reform söylemleri “mış” gibi göstermelik adımlar atılması ve böylece toplumun belli bir süre olumlu beklenti içine sokulması için yapılmış olabilir mi?
İleriki günler bu sorunun yanıtını net bir şekilde bize gösterecektir.
Zira ileriki günlerde ekonomi ve hukuk alanlarında hangi yöne doğru reformların yapılacağı görülüp anlaşılacaktır.
Eğer “mış” gibi bir amaçla reform yaptık denilecekse, bunun ülkenin geleceği açısından olumlu sonuç vermeyeceği kanısındayız.
Gelişmeler toplumun beklentilerine yanıt verecek bir reform hareketinin başlatılmayacağı doğrultusundadır.
Reform yapacağım demekle reform olmaz.
Reform yapabilmek için, radikal kararlar alınmalı ve bu doğrultuda gereken adımlar atılmalıdır.
Reform yapmak için, kişisel beklentiler ötelenmeli, gelecek hesapları yapılmamalı ve sadece ülke yararı ile toplumun beklentileri göz önünde tutulmak suretiyle hareket edilmelidir.
Bunlar yapıldığı takdirde, gelecek günlerin aydınlık olacağından kimsenin şüphe etmemesi gerekir.
Ama bunlar yapılmaz ve “mış” gibi kararlar alınmak suretiyle reform yaptık denilirse, bunun oluşturacağı zararların ileriki günlerde telafisi daha zor ve daha güç olacaktır.
Bu nedenle bir kez daha hatırlatıyoruz: Samimi olunmalı, inandırıcı kararlar alınmalı, adımlar atılmalıdır…
YORUMLAR