Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Tır çarpmışa döndüm

KOVİD’e yakalanan ve tedavisi

KOVİD’e yakalanan ve tedavisi süren Antakyalı Doktor Hüseyin Aksoy,bu süreçte çektiği acıları tek kelimeyle özetledi…

Yöneticiler, yetkililer, uzmanlar ve doktorlar hep aynı şeyi söylüyor. “Kovid-19, çok acımasız bir hastalık. Virüsü kimin, nereden ve nasıl kapacağı belli değil. Ancak, ‘önlemler virüsten büyük’ denilmekte ve ‘maske, mesafe, temizlik’ kriterlerine uyumun da altı özenle çiziliyor.
Kendisi, Antakya’da 30 yılı aşkın bir süredir doktorluk yapıyor, sevilen ve sempatik bir isim, Dr. Hüseyin Aksoy. Hastane ya da herhangi bir sağlık kuruluşunda çalışmıyor, özel olarak iş sağlığı eğiticiliği yapıyor. Bu arada, geçtiğimiz günlerde kovid testi pozitif çıktı, ardından evinde karantinaya girdi, şimdilerde sağlık durumu iyiye gidiyor.
Dr. Hüseyin Aksoy, bu virüsü kapmanın, hastalığa yakalanmanın ya da bunu açıklamanın ayıp bir şey olmadığını, esasen virüsü kapan herkesin durumunu bildirmesi ve gereken önlemleri alması gerektiğini hatırlattıktan sonra, yakalandığı hastalığıyla ilgili olarak, “Tır çarpmışa döndüm” benzetmesi yaptı ve şöyle devam etti:
“Evet, dostlarım… Korona oldum. Tır çarpmışa döndüm. Herkes bir bahane buluyor, kimileri utanıyor, kimileri ‘aman kimse duymasın’ diyor. Ben de diyorum ki, dostlarım, ‘ben korona oldum’.
Geçtiğimiz Pazar günü yaptığımız yürüyüş sonrası, egzersiz yaparken biraz halsizlik hissettim. Aynı gece ateşim biraz yükselmişti. O zaman korona aklıma geldi. Ertesi gün eşimle pandemi hastanesine gittik. PCR için örnek ve kan verdik. Çekilen BT’de, AC tutulumunun başladığını öğrendim. Sonra PCR ( – ) çıktı. Hemen Favicovir 200 mg tb, ardından ilk gün sabah 8, akşam 8, sonra sabah 3, akşam 3, bitinceye kadar… Avelox tb. günde 1x, Ecopirin 100 mg 1×1, Parol tb 3×1, Mucovit C kullandım. Birçok doktor arkadaşımla görüştüm. İlacı mutlaka düzgün kullanmalıyız. Pnömoni riskini % 30’lardan % 3’lere düşürdüğü söyleniyor.
İlk 5 gün, çok şiddetli kemik ve eklem ağrılarım, insanı bir anda sırılsıklam bırakan yüksek ateşim oldu. Dayanamayacağını düşünüyorsun. Bu süreç, insandan insana değişiyormuş. Oksijen satürasyonunuzu ölçen bir basit cihazın da ne kadar önemli olabileceğini anlamış oldum. Çok şükür, daha kötüye gitmeden süreci tamamlamak üzereyim. Bu, her insanın başına gelebilecek bir durum olup, deneyimlerimizi paylaşmak güzeldir. Bu süreçte emeği geçen, başta eşim ve tüm sağlık çalışanı dostlarıma yürekten kucak dolusu sevgiler. Sevgi ve saygıyla.”
Bu arada, Dr. Hüseyin Aksoy’un sağlıkçı eşi de, geride kalan 8 günlük süreçle ilgili şunları anlattı:
“Sevgili arkadaşlarım… Eşim, kovid tedavisini evde alıyor. Genel durumu iyi. Sıkıntıları oluyor, evet, ama en azından evimizdeyiz. Bugün, 8 günü tamamlıyoruz. Bu süreci nasıl geçirdiğimizi anlatmak istedim. Öncelikle evden dışarı çıkmıyoruz.
Öncelikle, eşim, önerilen tüm ilaçları saati saatine kullandı. Kullanmaya da devam ediyor. Odasını, tuvaletini ayırdık. Hasta odası, sık sık havalandırılmalı. Ancak oda havalanırken, virüs diğer odalara yayılabiliyor. Kapıyı kapatıp, kapı altını havlu ile kapattık. Eşim, anahtar deliğini bile bantladı.
Nevresimler, her gün değiştirilmeli. Eldivenle alıp, maske takıyorum. Çamaşırlarını, nevresimlerini, kendimden uzak tutarak direk yıkıyorum. Çok terlediği için, her gün bir kaç kez üst değişiyor ve bekletmeden yıkamak gerekiyor. Hastanın, her gün banyo yapması öneriliyor. Gece uyumadan önce duş alıp, üstünü örtüp, öyle yatıyor. Banyonuzu, çamaşır suyu döküp, bir süre sonra durulamak gerek. Bir süre mümkün olduğunca banyoyu kullanmıyoruz.
Eşimin içme suyuna, alkali ortam olması için, ev yapımı sirke katıyorum. Alkali ortamda, virüsler bakteriler çoğalamıyor. Özellikle bağırsaklarda, bu alkali ortam çok önemli. Kovid virüsü, bağırsaklardaki dost mikroorganizmaları bile düşmana çevirebiliyor deniyor. Alkali su elde etmek için limon, sirke ya da karbonat kullanabilirsiniz.
Beslenme önemli. Vücut direnci ve mücadele gücü, beslenmeden geçiyor. Kelle paça, et, kemik, tavuk suyuyla çeşitlendirerek yemekler yapıyorum. Meyve, sebze, yoğurt, mutlaka diyetinde var. Mineraller için kuru üzüm, çiğ kuruyemişler başucunda, ara ara yesin.
Keçiboynuzu pekmezi çok demir içerir. Sabah bir kaşık, üzerine, emilim için ve gerekli olduğu için suda eriyen C vitamini içiyor. Ihlamur, kekik çayı, yeşil çay, çay sıvı alımı için çok gerekli. İçine, bal zencefil katıyorum. Çok söylendiği için udi hindi, bal, limon karışımı da ekledim.
Kapısına, bir sehpa üzerine yiyeceklerini bırakıp alıyorum. Maskeyle alıp, maskeyle bırakıyoruz ve koridoru havalandırıyoruz. Kullandığı çatal, tabak gibi kap kacağı, önce çamaşır sulu sudan geçirip, bulaşık makinesinde yıkıyorum. Watsappla görüşüyoruz, evde pek karşılaşamıyoruz.
Kan sulandırıcı dediğimiz bazı iğneler var. Eşimin hekim arkadaşları tavsiye ettiği için kullanıyor. Sağlıkçı olduğum için, enjeksiyonu ben yapıyorum. Odasına ise eldiven, siperlik, çift maske ile giriyorum. Ben girmeden, kendisi odayı havalandırıyor, çift maske takıyor.
Ben uygulayamadım, ama bu süreçte kovid haberlerinden uzak durup, neşeli şeyler izlemek gerek. Psikolojim bir ara bozuldu. Eş, dost sağ olsun, arayıp soruyorlar ya, dünyanın en değerli şeyi.
Evden çıkamadığım için, alışverişe de gidemiyorum. Neyse ki stok yapmışım. Apartman görevlimiz iyi ki var. Taze meyve, sebze, yoğurt gibi stoklanamayan şeyleri ondan istiyorum. Bu süreçte beni düşünüp, yorulmayayım diye yemekler yaptıran komşum, iyi ki varsın. Düşünülmek çok çok güzel bir duygu.
Aklıma gelenler bu kadar. Öncelikle, hastalanmayın. Kendinize iyi bakın.” -Cemil Yıldız-