Vatandaş, ‘sıra’ tarihini soruyor!
Koronavirüs nedeniyle hayatını kaybeden ilk kişi olarak kayıtlara geçen kişinin ölüm tarihi, Çinli yetkililerin bildirdiğine göre, 9 Ocak 2020’ydi. Gelinen noktada, küresel salgının ‘aşı’ ile devam eden süreci ise Türkiye’de yakından izleniyor. Ankara, aşılama için tarih verse de, Hatay ve diğer kentlerdeki vatandaşlar, ‘kendisi için sıra’ tarihini soruyor ve tarih beklentisinin altını çiziyor.
Türkiye’de ilk kovid-19 vakasının görüldüğü 11 Mart 2020 tarihinden bu yana, Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan vaka ve ölüm sayıları tartışma konusu olmaya devam ediyor. 11 Ocak 2021 itibariyle açıklanan son resmi verilere göre, Türkiye’de kovid-19 nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısı 22 bin 981. Ancak ABD’de yapılan bir araştırmaya göre, geçmiş yıllara göre artan ölüm vakaları hesaplandığında, Türkiye’deki pandemi ölümleri, açıklanan verilerin dört kat üzerinde olabilir. New York merkezli Columbia Data Analytics’in Analitik Bölüm Başkanlığı görevini yürüten MEF Üniversitesi İktisat Bölümü Başkanı Prof. Dr. Onur Başer tarafından yapılan araştırmaya göre, 2017-2020 yılları arasındaki ölüm sayıları karşılaştırıldığında, 2020’de Türkiye’de Kovid-19 kaynaklı ölümlerin sayısı 80 bini aşıyor.
İddiaların ve rakamların kalabalığında ‘aşı’ bekleyen vatandaş ise ‘cevap’ istiyor. ‘Ne zaman aşı olurum?’ sorusunun cevabı ‘herkes’ için net olmasa da, ilk aşamada 3 milyon doz geldiği söylenen Çin Aşısı için uygulama, haftaya başlıyor. Bu konudaki açıklama, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan geldi. Koronavirüs aşısının, belirlenen öncelik sınırlamasına göre, önümüzdeki Perşembe veya Cuma gününden itibaren uygulanmaya başlayacağını duyuran Erdoğan, Almanya’da geliştirilen BioNTech Pfizer aşısı için de pazarlıkların sürdüğünü belirtti.
Merakla beklenen açıklamasında, Erdoğan, şöyle konuştu:
“İlk etapta, 3 milyon doz aşı ülkemize geldi. Alman menşeli aşı için görüşmeleri yaptık, ama görüşmeler devam ediyor. Gereken test süreçleri tamamlanır tamamlanmaz, belirlenen öncelik sırasında, aşılama çalışmalarına başlayacağız. Perşembe veya Cuma, inşallah bu kampanyamız başlamış olacak.”
Hatay’da da vatandaşın sık sık ‘kurallar ne zaman gevşetilecek’ sorusunu da cevaplayan Erdoğan, vaka sayılarının belli bir sınırın altına düşmesi halinde, uygulanan kısıtlamaların kademeli olarak kaldırılacağını ifade etti.
-AŞININ HATAYLISI!-
BioNTech şirketinin kurucusu ve CEO’su, Hatay doğumlu Bilim İnsanı Uğur Şahin ise aralarında Türkiye’nin de olduğu ülkeler için yapmayı planladıkları üretime dair bilgi verdi. Koronavirüs salgınına karşı geliştirdikleri “Comirnaty” adlı aşının üretiminde 2021 hedefinin 2 milyar doz olduğunu duyuran Şahin, daha önce 1,3 milyar doz olarak planlanan üretimin, önümüzdeki aylarda açılacak yeni üretim tesislerinin de sayesinde 2 milyara çıkabileceğini belirtti.
Almanya’nın Marburg kentinde bulunan ve Şubat ayının sonunda açılması beklenen tesiste 750 milyon doz aşı üretebileceği bilgisini veren Şahin, şimdiye dek 43 ülke ile satış anlaşması yaptıklarını ve 32,9 milyon doz aşının teslim edildiğini söyledi. Türkiye, satış anlaşması yapılan ülkeler listesinde yer almıyor.
-65 YAŞ ÜSTÜ!-
BioNTech aşısının mimarlarından Uğur Şahin, “Comirnaty” aşısını 10 ay gibi kısa bir sürede geliştirdiklerini anımsatarak, aşının, hastalığına karşı “yüzde 95’ten fazla etkili olduğunu” yineledi. Aşının, 6 ülkede 43 bin 500 kişi üzerinde test edildiğini, etkisinin, 65 yaş üstündekilerde bile yüzde 94 oranında olduğunu söyleyen Şahin, denemelerde ciddi bir güvenlik endişesi ortaya çıkmadığını da ekledi.
BioNTech’in CEO’su, kendi aşılarının, İngiltere ve Güney Afrika’da ortaya çıkan yeni mutasyonlara karşı etkili olduğunu da hatırlattı ve “Virüsü, çeşitli varyantlarına karşı test ettik. Aşı, ürettiği bağışıklık tepkisi ile hepsinde bütün virüs türlerini etkisiz hale getirdi” dedi.
-10 YIL DAHA!-
Hem ABD’de de hem de AB’de acil kullanım onayı alan ilk şirket olduklarını vurgulayan Şahin, sürecin başarıya ulaşması durumunda, kendi geliştirdikleri aşıyla, 1 milyar insanın aşılanabileceğini ifade ederek, “Kovid-19 salgını muhtemelen endemik hastalık olacak” dedi ve hastalığın gelecek on yıl içinde sadece belli bölgelerde, ancak pandemiye dönüşmeyen bir boyuta gerileyeceği öngörüsünde bulundu.
-SORULAR!-
Sorularını, kaygılarını ve yaşadıklarını Antakya Gazetesi ile paylaşan okurlarımızdan gelen mesajlar ise şöyle:
Z.İ. >> O kadar ince düşünmeye ve sorgulamaya başladık ki, hem korkuyoruz hem de hayatımızı bu korkulara göre şekillendiriyoruz. İş için her gün, Antakya Cumhuriyet Caddesi’ndeki evimden çıkıp, 21 numaralı otobüse binerdim. Belki komik gelecek ama… Bu otobüs, hastaneye gidiyormuş ve yolcuları da genelde oraya giden yolcularmış! Bilmiyorum, öyle dediler! Korktum! Rotası hastane olan bir otobüsten korktum. Şimdilerde başka bir numarayla şehir merkezine iniyorum.
H.Ö. >> Ailemden, Allah’tan şimdiye kadar kimse bu hastalığa yakalanmadı. Ama bunu sağlamak için de çok değiştik. Ne komşu ziyaretlerimiz kaldı, ne akraba gidiş gelişlerimiz. ‘Sosyal’ kimliğimiz yok gibi bir şey artık! Biri demişti, ‘sıkıldık’ diye… Gerçekten de öyle. O yüzden, ‘aşı gelir gelmez’ diyeceğim de! Ne zaman gelecek? Tamam, bir sıralama içindeyiz, bunu biliyoruz. Peki, normal vatandaş ne zaman ‘aşılanabilecek’, bu belli mi? Tarih ne? Şubat mı? Mart mı? Nisan mı? Mayıs mı?
K.İ. >> Türkiye’ye gelen aşı, 3 Milyon! Bu da 1.5 Milyon insana karşılık geliyor. Bu aşı, sağlık çalışanlarına yetecek mi? Bir de… Korona olmuşlara aşı gerek yok deniyor da! Bu insanların aşılama talebi de bir çeşit ‘hak’ değil mi? İkinci kez bu hastalığı yaşayan çok insan var. Bu, bilimsel bir tercih mi, yoksa başka bir şey mi?
U.C. >> Salgının yaşandığı daha o ilk dönemler, hatırlıyorum da, Antakya’da belediyeler, sokakları ve caddeleri dezenfekte ediyorlardı. Şimdi durum daha kötü, ama bu işi bıraktılar gibi! Yoksa ben mi görmüyorum? Bence şu ülkenin yaşadığı en büyük sıkıntı nedir, biliyor musunuz? Alışkanlıklar! “Alıştık” dediğiniz her şeyden korkun!
R.V. >> Sizin ara ara haber yaptığınız şeyi ben de sorayım… Şu atık toplama yerleri! Metal bir aparat yapmışlar ya hani… “Buraya atın, maskenizi ve eldiveninizi” diyen! Ama atsanız, yere düşecek! Çünkü bunu diyen hiçbir noktada çöp poşeti yok, bu belediye hizmetinde! Gülsek mi ağlasak mı halimize, bilemedim! Bir esprisi var da, biz mi anlamadık, bunu da bilmiyorum! Bildiğim şey… Hemen her yerde, gelişi güzel atılmış maskeler! Bu yapılmasın diye, başladığımız işi bitirsek ve ayladır bulamadığımız poşetleri de o hep haber yapılan aparatlara taksak, güzel olmaz mı? -Tamer Yazar-