Sizce böyle bir gazete var mıdır ki?
Türkiye Medyası içinde sıkça konu başlığı olan ‘yandaşlık’ kavramı üzerinden ilerleyen ve “bilgi dolu, ilkeleri olan bir gazete var mı?” sorgusunda duran Doç. Dr. Necmettin Çalışkan, bu konudaki beklentisini paylaştı.
Türkiye’de, ilk koronavirüs vakasının duyurulduğu 11 Mart’tan bu yana gazete tirajları yüzde 25 düştü. Salgında, matbaa işçileri risk altında çalışırken, reklam geliri ve satışları azalan gazeteler ise ayakta kalmaya çalışıyor.
Tablonun ekonomik sorunlarla dolu fotoğrafı içinde, “içerik” ve “ilke” başlığında duran ismi, Saadet Partisi’nin Hatay’daki önemli ve etkin isimlerinden Doç. Dr. Necmettin Çalışkan oldu. Bu konudaki değerlendirmesinde, “Başlığa bakınca akla gelecek ilk soru, ‘Var mı böyle bir gazete?’ olacağına eminim. Ne var ki, toplum olarak en çok muhtaç olduğumuz şeylerden biridir, böyle bir gazete. Hele de yayın hayatında başladığı ‘çizgisinden milim sapmadan,’ hikmetle insanlara hakkı anlatmak, nice zorluklara katlanmak kolay iş değildir” diyen Çalışkan, idealindeki gazete için ‘özellik’ sıralamasını da yaptı.
-ÇOK ŞEY Mİ?-
Çalışkan’ın tespitleri şöyle:
“Yeryüzündeki ezilenlerin sesi-soluğu olan, gündemini belirleyen ve acılarını paylaşıp dünyaya yansıtan insanlığın “yeryüzündeki sesi” tanımını hak eden… “Müminler ancak kardeştir” ilahi düsturunun ne anlama geldiğini yıllar boyu kılavuzluk ederek gösteren… Mazlum coğrafyaların sesi olarak, yayınlarında şahısları ve cemaatleri değil, yanlışı hedef alan… Her devirde, egemen güçlere rağmen eğilmeden, bükülmeden çizgisini koruyan; yangına körükle gitmek yerine, meseleleri soğukkanlılıkla ele alan, zulme karşı direnişinde heyecan dolu bir gazete… Arkasındaki holdinglerin ve baronların desteğiyle çıkan gazetelere inat, duyguları okşayan değil; fikirlere tercüman olan, gündemin gizli noktalarını ortaya koyan ve sükûneti elden bırakmadan problemlere çözüm üreten, muhtevası dolu bir gazete… Hemen her alanda doyurucu yazılarıyla insana bilgi ve şuur veren, ufuk açan, geyik muhabbeti tarzında boş lakırdı ve magazine yer vermeyen, hem yazar hem okuyucu kitlesi itibariyle bir okul vazifesi gören… Okuyucusuyla bir bütün; Hatay’dan Hakkari’ye, Edirne’den Kars’a tüm okuyucularıyla aynı bakış açısı ve şuuruna sahip olan gazete… Yokluğunuzda muhafaza edilecek ve hepsi tek tek okunacak, sabah ilk ihtiyaç, enerji ve hayat kaynağı… Tirajı düşük olsa da, okunma oranı ve etki gücü ile yüz binlerce satan gazeteleri fersah fersah geride bırakan… Büyük bir özveriyle çalışan, sadık kitlesiyle geniş kitlelere ulaşan, arkasında gizli kahramanları olan, adanmış ve fedakâr insanların olduğu gazete… İçeriği dolu, her cümlesi dikkatli okunan, dost-düşman herkesin takdirine mazhar olan bir gazete…
Çok şey mi istedim bilmiyorum. Sizce, böyle bir gazete var mıdır ki?” -Tamer Yazar-