Hatay Gastronomi Evi ile beraber, yöresel zenginliğini uluslararası bir kimlikle sunma şansı bulan Antakya özelindeki Hatay, Valiliğin devam eden çalışmasıyla, bu konudaki manevra alanını genişletmeye hazırlanıyor.
Paul Freedman, Hatay’ın da 2017’den bu yana üstlendiği kimlik için tanımlama yaparken, “Gastronomi, bir bakış açısı, bir estetiği ifade eder” tespitinde durur.
Büyükşehir Belediyesi’nin Hatay Gastronomi Evi’ne sektörel anlamda destek vermesi beklenen, Valiliğin Adalı Konağı ve Meclis Binası da, bu estetiğin hazırlığı adına çalışmalarını sürdüren iki adres olarak, kent insanının meraklı bakışları altında açılış günlerini bekliyor.
Sektörün uzmanları ise bu beklentiyi, turizm gelirleri açısından değerlendiriyor. Yeni bir yiyecek ve içecek deneyimi yaşamak için seyahat motivasyonu yaratan ve seyahat davranışlarının güdülenmesine önemli ölçüde yardımcı olan turizm şekli olarak tanımlanan ve bir tür gastronomik hareketliliği ifade eden Gastronomi Turizmi’ne işaret eden kentin turizm temsilcileri, mevcut yatırımın ve ona ekleneceklerin öneminin altını özenle çiziyor.
Bu konuda Antakya Gazetesi’ne konuşan bir turizmcinin tespiti ise başka bir yönde:
“Bir tarafta, Büyükşehir Belediyesi’nin insiyatifine verilmiş bir Gastronomi kimliği ve Evi var. Açıkçası, bu alanda ne Valilik var, ne de başka kurumlar! Bu, yanlış! Diğer tarafta ise, Adalı Konağı’nı Mutfak Sanatları Merkezi ve Akademisi olarak kullanma hazırlığındaki Valilik var. Kentin yöresel lezzetleri sunulacakmış sanırım. Peki, menü ne olacak? Şefler nasıl seçilecek? İç dekorasyon nasıl şekillenecek?
Bence, diğerindeki en büyük eksikliklerden biri, künefe! İnsanlar, tescilli bir kentin tescilli tatlısını, yapılırken izlemeli. Bu durumu, Uzak Doğu mutfakları verir genelde. Yemek yapılan alan ve müşteri, aynı platformu paylaşır.
Dediğim gibi, eksiklikler var, güzel şeyler de, yapılması gerekenler de! Dilerim, birbirinden kopuk iki Gastronomi Evi olarak, rekabetle birbirlerini yıpratmadan ilerlerler.” Tamer Yazar