Geceleri domuz-çakal tehdidi altında, akrep ve farelerle birlikte yaşıyorlar. Elektrik ve su yok. Duvar sıvasız. Çatı, naylon branda ile kaplı. Fırtına ve yağmurda evin içi şelale gibi…
İnsanın, ancak gördüğünde inanabileceği bir çaresizlik karşılıyor sizi. 58 yaşındaki anne, 14-16 ve 20 yaşlarındaki üç çocuğuyla birlikte; boyasız, sıvasız ve çatısı naylon branda ile kaplı, içme-kullanma suyu olmayan, elektriği olmayan bir evde, geceleri domuz ve çakal tehdidi altında, gündüzleri akreplerle, farelerle ve haşerelerle iç içe yaşıyor.
Şiddetli fırtınada ve yağışlı günlerde naylon brandanın işlevini tamamen yitirdiği, ev içinin adeta şelaleye dönüştüğü bu sözde yuvada kalan 3 çocuktan en küçüğünün anlattıkları ise şöyle:
“Elektrik yok. Suyu, taşıma ile kullanıyoruz. Geceleri, domuz-çakal geliyor. Uyduğumuz yerde defalarca akrep ısırdı kardeşimi. Farelerle resmen beraber yaşıyoruz. Isınmak için yakacak kapımız, tahtamız kalmadı. Babam bizi bıraktı. Annem yaşlı. En büyük abim engelli, çürük raporu ile askerliği yapamadı. Okuluma giderken ayaklarımız çamura batıyor. Naylon poşetleri ayağımıza sararak gidip gelebiliyoruz. Tek isteğimiz, insan gibi yaşamak.”
Üç çocuğuyla yalnız yaşamak zorunda kalan anne Adile Çıplak ise yaşlandığını, iş yapamadığını, bir gözünün görmediğini söylerken, geceleri, ıssız ve güvensiz bir ortamda, soğukta, yağmur altında yatmak uyumak zorunda kaldıklarını, bu sıkıntıları kaldıracak gücü kalmadığını anlatıyor ve vicdan sahibi herkesten yardım bekliyor.
-Cemil Yıldız-