Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Hatay’ın yanı başında, İdlib’de…

İç İçe Sıkışmış Hayatlar! Hatay’ın yanı başında yaşanan 10 yıllık

İç İçe Sıkışmış Hayatlar!

Hatay’ın yanı başında yaşanan 10 yıllık iç savaş sırasında yerinden edilen yüz binlerce insan yoksullaştı, sevdiklerini kaybetti, özgüvensiz ve yurtsuz bir hale geldi. Birçoğunun dediği gibi… En kötüsü de, bir zamanlar El Kaide ile bağlantılı bir isyancı grup tarafından kontrol edilen ülkenin kuzeybatısındaki bir bölgede sıkışıp kaldı ve yarının onlara ne getireceğini asla bilemedi!

Haberlerde hep, ‘Hatay’ın komşusu’ olarak geçiyor, İdlib! Bir Suriye kenti. Bugün yaşadıklarını, tarihinin hiçbir döneminde yaşamadı. Çünkü sahip olduğu nüfusun çok üzerinde bir insan kalabalığı ile iç içe! Yaşanan çatışmalardan kaçan yüz binler, bugün İdlib’de, zor şartlarda ayakta kalma savaşı veriyor. Ancak yaşadıkları korku ile de her gün yüz yüzeler. Çünkü İdlib, bugün, terör listesinde yer alan Tahrir el-Şam tarafından kontrol ediliyor.
Suriye iç savaşına katılan aktif bir selefi cihad örgütü olan Tahrir el-Şam, 28 Ocak 2017’de; Cebhe Fetih el-Şam (eski adı el-Nusra Cephesi), Ensareddin Cephesi, Ceyş El Sünnası, Liva El-Şah ve Nureddin grupları arasında bir birleşmeyle kuruldu. Suriye’de el-Kaide’nin temsilcisi olarak görülen ve üst düzey yöneticilerinin el-Kaide ile bağlantısı olduğu iddia edilen Tahrir el-Şam, İdlib ilinde varlık gösteren Suriye Kurtuluş Hükûmeti’ne bağlılık gösteren bir örgüt.
-YAŞAM!-
Onları yöneten terör yapılanması içinde nefes almaya çalışan Suriyeli siviller ise farklı noktalarda barınmaya çalışıyor. Kimi, kentin kuzeybatısındaki bir futbol stadyumunda, tribünlerin altındaki cılız çadırlarda veya kayalık avlularda, kimi de kurulan çadır kentlerin sağlıksız ve çok ihtiyaçlı hallerinde!
Geri dönmeyi, evlerine ulaşmak için yeniden yollara düşmeyi hayal eden çok olsa da, yaşadıkları güven bunalımı, adımlarını sabit tutmaya devam ediyor. Eldeki umutsuzluğun adresinde duran bölge, birbirine benzeyen 1300 dolayında kampa da yuva olmuş durumda. Burası, isyancıların da son kalesi olarak görülüyor.
Bölgeye giden ve yaşananları haberleştiren Ben Hubbard, yaşananları kare kare paylaşan isim ise Ivor Prickett oldu, New York Times adına ve sorulan soru da net oldu: “Bu insanlar için gelecek nedir?”
Bu sorunun cevabında duran, Birleşmiş Milletler Suriye Bölgesel İnsani Yardım Koordinatör Yardımcısı Mark Cutts, “Yol kenarındaki zeytin ağaçlarının altındaki çamurlu tarlalarda sonsuza kadar yaşamaya devam edemezler” derken, çözümün aciliyetine işaret ediyor.
-SON ÇARE!-
Bir tarafta, Türkiye tarafından, Hatay’ın da içinde olduğu sınır hattı boyunca inşa edilen güvenlik duvarı, diğer tarafta Şam Hükümeti ve Rus askerleri, içeride ise onları yöneten, Tahrir el-Şam! Savaş boyunca isyancıların kontrolünde kalan kuzeybatı, gidecek başka hiçbir yeri olmayan Suriyeliler için son çare haline gelse de, sadece geçen yıl içinde yaşanan saldırılardan kaçanların ve bölgeye gelenlerin sayısı 1 milyonu buldu.
Yaşadıklarını anlatan isim, eski bir polis memuru olan Akram Saeed. Çatışmalar nedeniyle yaşadığı kentten ayrılmak zorunda kalınca, 2014 yılında, Türkiye sınırına yakın, Suriye’nin Qah köyüne kaçmış ve vadide, zeytinliklere bakan bir araziye yerleşmiş. O zamandan bugüne geçen sürede, zeytin ağaçlarının yoğun bir şekilde olduğu alan, büyük bir çadır kampına dönüşmüş.
Kovid-19 da dahil olmak üzere, açlık ve bulaşıcı hastalıkları durdurmak için çalışan insani yardım kuruluşları, bölgeye yeterli yardım ulaştırmak için mücadele etse de, İdlib’e yardım etme konusundaki uluslararası ikilemi daha da karmaşık hale getiren şey, bir çok ülkenin terör listesinde yer alan, Hayat Tahrir el-Şam!
-SAĞLIK!-
Çatışmalar ve yaşanan hava saldırıları sırasında zarar gören yerlerin başında ise hastaneler geliyor. İdlib kenti doğum hastanesinde çalışan Dr. Ikram Haboush, bölgede vermeye çalıştıkları sağlık hizmetlerini anlatırken, çaresizliklerini de resimliyor. “Hastane kalabalık ve zor vakalarla başa çıkma imkanından yoksun. Bazen, erken doğan bebeklerimiz oluyor, ama onları koyacak yerimiz yok! Türkiye’ye transfer edene kadar, çocuk ölmüş oluyor.”
-YARDIMLAR-
Gözler, bölgedeki sıkıntıların hafifletilmesi adına gerçekleşecek son ziyarette! Türkiye’nin, Hatay üzerinden Suriye’ye giden yardımlarının yükünü çeken, Reyhanlı ilçesindeki Cilvegözü Sınır Kapısı’nın yaşadığı kapasite sorunu, 10 Nisan’daki ziyaretin beklentisinde.
10 Nisan tarihinde, Hatay’da, kuzeybatı Suriye’ye yönelik icra edilen BM sınır-ötesi insani yardım operasyonlarını ziyaret etmesi ve bir geçici barınma merkezinde incelemelerde bulunması beklenen Birleşmiş Milletler (BM) 75. Genel Kurul Başkanı Volkan Bozkır, bu ziyaretine ilişkin geçtiğimiz günlerde şunları söylemişti:
“Suriye’deki 4,1 milyon nüfusun 2,8 milyonu, günlük acil insani yardıma muhtaç durumda ve bunun için de mutlaka bu kapıların 4 kapıya tekrar çıkarılması, sadece Cilvegözü’ndeki insani yardımlarla yetinilmemesi önem arz ediyor. Yoksa burada, Kuzeybatı Suriye’de, açlıktan ölen ve dünyanın acı duyacağı, utanç duyacağı tablolarla karşılaşmamız söz konusu olabilecek.” Tamer Yazar