Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Av. Nabi İNAL

Hukuk Devleti ve Güven…

Cumhuriyetin, demokrasi ile taçlandırıldığı yönetim biçimlerinde, yönetenler ile yönetilenlerin uyması zorunlu olan bir ilke vardır: Bu, hukuk devleti ilkesidir.

Demokrasi ile yönetilen tüm ülkelerin yönetenleri ile yönetilenleri, hukuk devleti kurallarına harfiyen uyma ve bu kuralları uygulama zorunluluğundadırlar.

Nedir hukuk devleti?

Hukuk devletinin var olduğu ülkelerde, herkes hukukun emrettiği ilkeler doğrultusunda adım atma, hareket etme, karar alma ve bu kararları uygulama zorundadır.

Hukuk kuralları, hukukun üstünlüğü ilkesi çerçevesinde, yetkili kurullar tarafından hazırlanır ve yaşama geçirilir.

Yetkili kurullar, hâkimiyetin kayıtsız şartsız ulusta olduğu ilkesi doğrultusunda belirlenir ve yaşama geçirilir.

İşte; halk adına karar alma ve bunların uygulamaya konulmasını sağlama görevi verilen kurullar, bu kuralları göz önünde tutarak yasaları kabul eder ve bu yasalar doğrultusunda da toplum hareket eder.

Yasalar; sadece yönetilenlerin uyması gereken kuralları değil, aynı zamanda yönetenlerin de uyması gereken kuralları da belirlediği için, her şey bu kurallar doğrultusunda belirlenir ,yaşama geçirilir ve bunun sonucu olarakta hukuk devletinin gerekleri yerine getirilir.

Hukuk devletinin var olduğu demokrasilerde yine olmazsa olmazlardan olan bir ilke daha vardır: O da yargının tarafsız ve bağımsız olması ilkesidir.

Özgürlükçü demokrasilerde, yani demokrasinin tüm kurum ve kurallarının uygulandığı ülkelerde, yönetenlerinde, yönetilenlerinde sırtlarını dayayacakları ve güvenecekleri organların başında yargı gelir.

Eğer bir ülkede bağımsız ve tarafsız yargı olmadığı yolunda bir kanaat belirir, yargıya güven duyulmaz ise, o ülkede demokrasinin var olduğundan söz etmek elbette ki mümkün olamaz.

Bu nedenle yargıya güvenin olup olmadığı, sadece iç dünyada aranmaz aynı zamanda, dış dünyada da soruşturulur ve araştırılır..

Eğer bir ülke ile ilişki kurmak, o ülke ile her türlü bağı tesis etmek isteniyorsa, öncelikle o ülkedeki yargının ne durumda olduğu araştırılır. Yargıya güven duyulduğuna kanaat getirilirse ilişkiler buna göre tesis edilir.

Bu nedenle hukuk devletinin ve hukuk devletinin ayrılmaz bir parçası olan yargı bağımsızlığının ne derece önemli olduğu, demokrasi ile yönetilen ülkelerde bilinir, görülür, anlaşılır ve bu doğrultuda hareket edilir.

Zaman içinde bu ilkelerden herhangi birinde sapma olduğu takdirde, gerek iç dünyada, gerekse dış dünyada tespitler yapılır, bu tespitler doğrultusunda da o ülkede demokrasinin tüm kurum ve kuralları ile uygulanıp uygulanmadığı yolunda bir kanaate varılır.

Eğer bu ilkelerden bir sapma olduğu yolunda şüphe oluşur ise, gerek iç gerekse dış dünyada çeşitli sorunlarla karşılaşılması, çeşitli sıkıntıların ortaya çıkması kaçınılmaz olur.

Bu nedenle özellikle yönetenlerin, hukuk devleti ilkesinden ve yargının tarafsız ve bağımsız olarak kararları vermesi gerekliliğinden, en ufak bir sapmaya izin vermemesi ve aksine bu ülkelere sımsıkı sarılmak suretiyle hareket etmesi, kararlar alması ve adımlar atması gerekir.

Yönetilenlerinde, bu ilkelere sahip çıkarak, herhangi bir sapma görüldüğü takdirde uyarı görevini yerine getirmek suretiyle, demokrasinin tüm kurum ve kuralları ile var olması yolunda kendilerine düşen yurttaşlık görevini yerine getirmesi gerekir.

Bir kez daha hatırlayalım: Demokrasi ile yönetilen ülkelerde, hukuk devleti ve yargı bağımsızlığı ilkesi, olmazsa olmazlar arasında ilk sırada yer alır…

[email protected]

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER