İlham veren başarı hikâyeleri…
Türkiye’nin geleceğine yatırım yapmak ve kızlarımızın mühendislik alanında daha fazla yer almalarını sağlayarak, ülkemizin ekonomik ve sosyal güçlenmesine katkıda bulunmak amacıyla 2015 yılında başlatılan, Hatay’ın da içinde olduğu “Türkiye’nin Mühendis Kızları” Projesi’nde bu defa konuşanlar, projeye başarı hikâyelerini ekleyenler olsun.
Hatay ya da başka illerde yaşanan örnekler, birbirinden çok da farklı ilerlemiyor… Zira mühendis olmak isteyen kız öğrencilerin ortaokul ve lise yıllarında bu konuya hevesleri, çoğu zaman alışılmadık bir talep olarak görülür. Bazen takdir ve şaşkınlıkla beraber, sanki tuhaf bir şey istiyorlarmış gibi karşılanırken, bazen de bu talepleri pek uygun ve gerçekçi görülmeyerek desteklenmezler. Pek çoğumuz, kendi yaşantımızda ya da çevremizde, özellikle de bazı mühendislik dallarını tercih eden kız öğrencilerin kimi olumsuz yargılarla karşılaştığına şahit olmuşuzdur. Karşılarına çıkan bu yargılar yüzünden pek çok kız öğrenci, gelecek planlarında arzu ettikleri mesleklere yer vermeyi düşünemiyor bile. Ve ardından, hayallerini süsleyen bu yolda ilerleyemeyeceğine kanaat getirip vazgeçiyor.
Lise yıllarında yaşadıkları bu tarz deneyimlere rağmen, mühendislik mesleğini seçmiş ve geleceğin mühendisleri olmak üzere üniversiteye adım atmış genç kadınlar, bu kez de başka yargılarla karşılaşabiliyor, bu yargılarla mücadele etmek ve meslekte var olabileceklerini ispatlamak için güçlü ve donanımlı olmak gerektiğini deneyimliyorlar.
Genç kadınların omuzlarından bu yükü biraz olsun almak ve kadınların, mühendis olmaları yolunda türlü engeller oluşturan yargıları dönüştürmek için; Limak Vakfı; Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Türkiye Ofisi’nin paydaşlığında, Hatay’ı da içine alan bir proje başlattı. Türkiye’nin Mühendis Kızları (TMK) Projesi, mühendislik eğitimi alan veya almak isteyen kız öğrencileri eğitimlerinin her aşamasında, her yönden desteklemeyi ve güçlendirmeyi hedefliyor ve nitelikli kadın istihdamının artırılmasına yönelik faaliyetlerini 2015 yılından beri sürdürüyor.
Bu süre içinde, devlet üniversitelerinin seçili 6 mühendislik dalında (bilgisayar, çevre, elektrik-elektronik, endüstri, inşaat ve makine mühendisliği) öğrenim gören 500’e yakın kız öğrencinin mentorluk, yabancı dil, burs, sertifika programları ve staj gibi birçok yönden desteklendiği, 20.000’den fazla lise öğrencisine ulaşılarak meslek seçimi konusunda farkındalık yaratıldığı projede bugüne dek pek çok başarıya imza atıldı ve bir o kadar da öğrencilerinden gelen ilham verici hikayeler birikti.
Mesleğini başarıyla icra eden kadın mühendisler olma yolculuklarında, Türkiye’nin Mühendis Kızları’nın ilham veren hikâyelerine eşlik etmek ister misiniz? O zaman, başlayalım, onlardan geleni okumaya, dinlemeye, düşünmeye…
-KENDİNE GÜVEN-
Türkiye’nin Mühendis Kızları’nın yeni mezunlarından Kübra Asmacı, özel bir firmada yapı mühendisi olarak çalışıyor. Kübra, programla tanışmasını ve programın kendisine katkılarını şöyle özetliyor;
“Üniversitedeyken, Türkiye’nin Mühendis Kızları’ndan önce, istediğim yönde adımlar atmak ve özel sektörde çalışmak için cesaretim yoktu. Bu programı, bir arkadaşım sayesinde öğrendim. Not ortalamam çok yüksek olmasına rağmen, seçileceğimi düşünemiyordum, ama seçildim ve buraya geldim. Hem mentor programının hem de İngilizce eğitiminin o kadar katkısı oldu ki bana. Onlardan çok şey öğrendim ve bugün ben de bir mentorum. Kendimde gözlemlediğim bu gelişme sayesinde, bu yolu takip eden arkadaşlarımın hayatlarına dokunabilmek, onlara fayda sağlayabilmek çok güzel bir şey.”
Bugün, projenin desteğiyle alana katılan nitelikli bir kadın mühendis ve rol model olan Kübra, “Ben yaptıysam sen de yapabilirsin” diyerek, genç meslektaşlarına ve öğrencilere ilham kaynağı oluyor. Konuşmalarında, bu projeden elde ettiği en önemli kazanımlardan birinin kendine güven olduğunu söylüyor.
Kübra, ayrıca birinci sınıf öğrencilerine mentorluk desteği de veriyor.
-VİZYONUM GENİŞLEDİ-
Türkiye’nin Mühendis Kızları ailesinin bir parçası olmasının, kendisinin vizyonunu geliştirdiğini, ayrıca bir kadın olarak güçlenmek, cinsiyet eşitsizlikleriyle mücadele etmek, kendi kararlarını vermek, haklarını korumak gibi konularda da farkındalık kazandığını söyleyen Ayşenur Oruççu, değişimini şöyle anlatıyor:
“Ayşenur, yıllar önce; basık, korkak ve biri ‘höt’ diyecek de, ne yapacağını bilmeyecek biriydi. Fakat şu an Ayşenur, kendi hayatını yönetiyor. Kendi sorunlarını çözebiliyor, istediği yere gidebiliyor, istediği kişiyle konuşabiliyor. Ayşenur, artık güçlü bir kadın. Türkiye’nin Mühendis Kızları, kendi hayatımı kontrol etmemi sağladı. Mühendislikte zaten bir şeyleri kontrol etmeniz gerek. Kimi zaman bir olayı, kimi zaman insanları, kimi zaman bir projeyi… İnsan, öncelikle kendi hayatını yönetemiyorsa, nasıl tüm bunları yönetebilsin? Ben, artık kendi hayatımı yönetebiliyorum, gereken yerde ‘dur’ diyebiliyorum. Bu, kimi zaman toplum oluyor, kimi zaman çevrem.”
-AZİM, DÖNÜŞÜM-
Türkiye’nin Mühendis Kızları mezunu, çevre mühendisi Püren Haskuzugüdenli’nin hikayesi, daha çok, kadın mühendis olarak alanda yaşadığı cinsiyet eşitsizliklerine karşı mücadelesi üzerine. Özgüveninin nasıl geliştiğini, onu eril bir çalışma alanı olan inşaat sahasını nasıl dönüştürdüğünü şöyle anlatıyor, Püren Haskuzugüdenli:
“İşe yeni başladığımda, tek kadın satın alma mühendisi bendim. Tedarikçiler, müdürler, şefler hepsi erkek. ‘Geride kalır mıyım’ diye çok düşündüm. Başlarda, zorluklar yaşadım, ama… Bunları kadın olduğum için değil, yeni mezun bir mühendis olarak yaşadığımı fark ettim. Kadın olduğunuz için bazı insanların sizden beklentileri düşük olabiliyor, ama buna aldırmayıp işinize odaklandığınızda, başardıklarınızla, o insanların fikirlerini de değiştirebiliyorsunuz. Artık daha güçlü hissediyorum. Aslında ben, görünmez olmaya çalışıyordum ama… Şimdi şantiyede kadın mühendis olarak çalıştığım için gurur duyuyorum, başarılarımı ve yeteneklerimi saklamıyorum.”
-Tamer Yazar-