Ortadoğu’dan Avrupa’ya, birçok önemli başkentte önemli diplomatik görevlerde bulunan Hataylı Emekli Büyükelçi Mithat Rende, Ankara-Dubai hattında yumuşama sinyalleri ile başlayan yeni sürece işaret etti. “Türkiye’deki finansal durum, bütçe açığı vesaire göz önünde tutulduğunda, ekonomik sıkışıklık, Türkiye’nin yeni arayışlara yönelmesine neden olmuş olabilir.”
Geçtiğimiz hafta içinde Ankara’dan kamuoyuna yansıyan açıklamalar, son dönemde Ankara ile Dubai hattında esen sert rüzgârları tersine çevirmiş görünüyor. Açıklamanın sahibi olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile ilişkilerin düzeldiğini söylerken, “Çok ciddi yatırım hedefleri, yatırım planları var. İnanıyorum ki çok kısa zamanda Birleşik Arap Emirlikleri ülkemizde ciddi yatırımlara girecek” demiş, iki başkent arasındaki buzların eridiğine işaret etmişti.
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Ulusal Güvenlik Danışmanı Şeyh Tahnoun Bin Zayed el Nahyan ile Erdoğan görüşmesini değerlendiren ve süreci tahlil eden isim ise Hataylı Emekli Büyükelçi Mithat Rende oldu. Yumuşama adımlarını Cumhuriyet’e değerlendiren Rende, bir ülkenin Ulusal Güvenlik Danışmanının, Türkiye’de kendi mevkidaşı yerine Cumhurbaşkanı düzeyinde kabul görmesinin alışıldık bir durum olmadığını vurguladı. Rende, “Bizzat bu kişi tarafından, Türkiye’ye önemli bir mesaj getirildiği anlamına geliyor. Ulusal Güvenlik Danışmanı, ya öneriler paketiyle gelmiştir, ya bir talepte bulunmuştur. Bu düzeyde kabul edilmesi başlı başına önemli bir gelişme” diye konuştu.
-EKONOMİK Mİ?-
BAE’nin, ABD Başkanı Joe Biden’ın, İran’la nükleer anlaşmaya geri dönüş yoluna girmesinden rahatsız olduğunu, ayrıca BAE ve Suudi Arabistan arasında son dönemde anlaşmazlıklar yaşandığını belirten Rende, şu görüşünü dile getirdi:
“Biden yönetiminin ve özellikle ABD Dışişleri Bakanı Blinken’ın, Türkiye ve Körfez ülkelerinin ilişkilerinin normalleştirilmesi gerektiği yönünde telkinleri de olmuş olabilir. Dolayısıyla tüm bunlar ışığında, BAE, İran’a karşı Türkiye’yle bir ittifak arayışında olabilir. BAE, Türkiye’den, İran ve Müslüman Kardeşler konularında talepte bulunmuş olabilir, ‘şu şartlar altında işbirliği yapabiliriz’ şeklinde bir mesaj getirilmiş, ortak tehditlere dikkat çekilmiş olabilir. Diğer taraftan Türkiye’deki finansal durum, bütçe açığı vesaire göz önünde tutulduğunda, ekonomik sıkışıklık, Türkiye’nin yeni arayışlara yönelmesine neden olmuş olabilir.”
-GÜVEN AÇIĞI-
Rende, Türkiye’nin, Körfez bölgesinde, sadece Müslüman Kardeşler’i önceleyen ve Katar’la ilişki kuran dış politikada değişikliğe gidilmesinin önemine de dikkat çekti.
“Türkiye’nin kendi ulusal çıkarları doğrultusunda, imkanlar ölçüsünde, Katar’dan başka diğer Körfez ülkeleriyle de ilişkilerini normalleştirmesi gerekiyor. Bu tür çabaları memnuniyetle karşılanmalı. Fakat BAE ile ilişkilerde uzun süren bir güven açığı oluştu. Bu ziyaret önemli, bir kapı aralanmış olabilir. Fakat bunun devamı da gerekiyor. Başka adımlar atılıp atılmayacağını önümüzdeki dönemde göreceğiz. Türkiye’de buna yönelik bir siyasi irade var ki, Cumhurbaşkanı düzeyinde bir kabul oldu. Şimdi aynı irade BAE tarafında varsa, benzer adımlar atılacaktır.” -Tamer Yazar-