Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Öğretmen Umuttur, Gelecektir

Eğitim-Sen Hatay Şube Başkanı

Eğitim-Sen Hatay Şube Başkanı Özgür Tıraş’tan “Dünya Öğretmenler Günü” mesajı

Eğitim-Sen Hatay Şube Başkanı Özgür Tıraş, “5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü” dolayısıyla yaptığı açıklamada, tüm eğitim emekçilerinin gününü kutladı ve “Öğretmen umuttur, Gelecektir” mesajını verdi.
Eğitim ve bilim emekçileri açısından 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nün, klasik anlamda sadece ‘kutlanan’ bir gün değil, eğitim emekçilerinin uluslararası alanda birlik, dayanışma ve örgütlü mücadelenin simgesi olan evrensel anlamda bir mücadele günü olduğunu söyleyen Başkan Özgür Tıraş, “5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nde Milli Eğitim Bakanlığı’na çağrımız; ILO ve UNESCO tarafından 5 Ekim 1966’da kabul edilen ve Türkiye tarafından da imzalanan ‘Öğretmenlerin Statüsüne İlişkin Tavsiye Kararı’nın eksiksiz hayata geçirilmesidir. Başta 3600 ek gösterge olmak üzere, ekonomik, sosyal, mesleki, özlük haklarımızla ilgili taleplerimiz kabul edilmelidir. Türkiye’nin dört bir yanında fedakârca görev yapan öğretmenleri, eğitim ve bilim emekçilerini mesleğine ve haklarına yönelik saldırılara, krizin faturasının sırtımıza yıkılmasına karşı birlikte mücadele etmeye, haklarımıza ve geleceğimize sahip çıkmaya çağırıyoruz. Eğitim Sen olarak, bizlere dayatılan her türlü haksız ve hukuksuz uygulamanın eğitim ve bilim emekçilerinin birleşik, örgütlü mücadelesiyle kırılabileceğine inanıyor, yaşadığımız tüm baskılara ve olumsuzluklara rağmen öğretmenlerimizin, eğitim ve bilim emekçilerinin 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nü kutluyoruz” dedi.
Pandemi sürecinde özverili çalışmalar …
Covid-19 salgınının dünya çapında büyük bir yıkıma neden olurken, eğitime de büyük zararlar verdiğini söyleyen Başkan Özgür Tıraş, dünyanın pek çok ülkesinde okulların kapanması ve öğrenme kayıplarının ötesinde çok sayıda eğitim emekçisinin salgın nedeniyle hayatını kaybettiğini bildirdi. Salgın sürecinde eğitim ve bilim emekçilerinin, evlerini fiilen okul haline getirdiğini, bilgisayar, internet erişimi, öğretim materyalleri gibi araçların bireysel çabalarla sağlandığını veya satın alındığını hatırlatan Başkan Özgür Tıraş, yasalarla tanımlanmış sekiz saatlik çalışma süresinin öğrencileri ve velileri desteklemek üzere daha uzun saatlere, akşam saatlerine ve hafta sonlarına kadar uzadığını, okul çağında çocukları olan eğitim ve bilim emekçilerinin evde sessiz bir yer bulmak için büyük özverilerde bulunarak çalışmalarını sürdürdüğünü ifade etti. Başkan Özgür Tıraş, bu çabalara karşın, özellikle kadın emekçilerin yoğun ev içi emeğinin, eğitim alanının genel görünmezliği durumunun uzantısı olarak daha da görünmez kılındığına değindi.
Okullarda vakalar arttı …
Geçtiğimiz bir yıl içinde eğitim alanında hayata geçirilmeye çalışılan esnek çalışma ve angarya uygulamaları salgın sürecinde sadece çalışma biçimlerinin değil, iş ve görev tanımlarının da ihtiyaca göre esnekleştirilmeye çalışıldığını gösterdiğini belirten Başkan Özgür Tıraş, açıklamasında şunlara yer verdi: “Okulların sınırlı sürelerle açıldığı dönemlerde eğitim emekçileri hem okula gelmiş, hem de evden çalışmıştır. Vaka sayılarının hızla arttığı bir dönemde okullarda yeterli aşılamanın yapılmamış olması nedeniyle eğitim emekçileri ve öğrenciler arasında daha önce hiç olmadığı kadar yaygın şekilde vaka sayılarında artış yaşanmıştır. 2021/’22 eğitim öğretim yılı başından itibaren yüz yüze eğitime geçilmiş olmasına rağmen, yeterli tedbirlerin alınmaması nedeniyle eğitim emekçileri ve öğrenciler arasında vakaların arttığı ve sınıf kapanmalarının yaşandığı gözlenmektedir. Eğitim ve bilim emekçileri insanca yaşamayı ve sağlıklı koşullarda çalışmayı talep etmektedir.
Maaşlar, insanca yaşam seviyesinin altında …
Türkiye ekonomisinde son yıllarda, özellikle geçtiğimiz birkaç ay içinde yaşananlar, döviz kurları ve altın fiyatlarındaki ani yükselişler ve TL’deki aşırı değer kaybı, enflasyonun çift hanelerin üzerinde seyretmesi vb. gibi nedenler, sayıları bir milyonu aşkın eğitim ve bilim emekçisinin çalışma ve yaşam koşullarını ciddi anlamda olumsuz etkilemeyi sürdürmektedir. Öğretmenlerin, hizmetli ve memurların aldıkları maaşlar, yapılan işin önemi ve niteliği açısından bakıldığında, insanca yaşam seviyesinin yanına bile yaklaşamamaktadır.
Eğitim hizmetlerinin yürütülmesinde büyük emekleri olan, ancak diğer eğitim emekçileri ile eşit haklara sahip olmayan bu arkadaşlarımız, kendilerine yüklenen her türlü angaryayı, tartışmasız yerine getirmek zorunda bırakılmaktadır. Eğitim ve bilim emekçileri, öğretmenler, akademisyenler, yardımcı hizmetliler, memurlar, idari ve teknik personel ile büyük bir bütündür ve ayrım gözetmeksizin bütün eğitim ve bilim emekçilerinin sorunları çözülmeli, talepleri kabul edilmelidir.”
Mehmet ÖZGÜN