Nöbetçi Eczaneler
Müzeler eski Genel Müdürü, Antakya Kültürel Mirası Koruma Derneği Başkanı Kenan Yurttagül: “Eğer her şeye rağmen bir otel projesi yapacaksanız, Antakya’nın tarihi, kültürel ve dinsel mirasına uygun ve özgün bir proje olması gerekmez miydi?”
Geçtiğimiz haftalarda geldiği Hatay’da, Antakya Müze Otel’de kalan ve hayranlığını da bir gazete yazısı ile ortaya koyan Ressam Bedri Baykam, buna dair köşe yazısında, “Dünyada sayısız lüks otel vardır. 5 yıldız, 7 yıldız, yaldızlı yıldızlı! Las Vegas, Antalya, Rio de Janeiro veya Paris Otelleri… Her biri daha gösterişli, pahalı olabilir. Ama hiçbiri, Antakya Müze Otel kadar sizi apayrı bir his dünyasının içine çekemez, 2 bin 300 yıl geriye taşıyamaz, benliğinizi tarihin tam içine yerleştiremez!” demişti.
Bu konuda bir yazı kalem alan, Müzeler eski Genel Müdürü, Antakya Kültürel Mirası Koruma Derneği Başkanı Kenan Yurttagül, tarih ve kültür hassasiyeti adına şunları dile getirdi:
“Bir Cumhuriyet Gazetesi okuru olarak, Antakya Müze Otel yazınızı biraz kaygı içinde okudum. ‘Neden, kültürel bir mirasın üzerine otel yapıldı’ demenizi beklerdim. Koruma mı? Hayır! Örnekleri var…
Efes Antik Kenti Yamaç Evler Projesi. Roma Villalarının üzeri koruyucu çatı ile kapatılmıştır ve koruma altındadır. Bir benzeri Antakya’da yapılabilirdi. Devlet, arkeolojik alanı mal sahibinden takas ile alır, başka bir alanda yer verirdi.
Projeye gelince… Mimar Emre Arolat’ın web sayfasından aldığım bilgilere göre, benzeri mimari proje şu an Galataport’ta uygulanıyor. Ayrıca, Bakü ve Londra birer otel, İstanbul’da bir alışveriş merkezi, Bodrum’da bir tatil köyü… Bütün bu saydıklarım, konteyner yapılar. Eğer her şeye rağmen bir otel projesi yapacaksanız, Antakya’nın tarihi, kültürel ve dinsel mirasına uygun ve özgün bir proje olması gerekmez miydi? Bunu, sizin takdirine bırakıyorum.” -Tamer Yazar-