Milletvekili Serkan Topal, Meclis kürsüsünden, ülke genelindeki sıkıntılara ve uygulamalardaki çelişkilere dikkat çekti
CHP Hatay Milletvekili Serkan Topal, Parlamentonun önceki günkü oturumunda kürsüden yaptığı konuşmada, ülke genelindeki sorunlara, sıkıntılara ve mevcut uygulamalardaki çelişkilere dikkat çekti.
Milletvekili Serkan Topal, günümüzde spor kulüplerine milyonlarca lira destek verilirken, borcundan dolayı çiftçinin traktörünü de haczetmenin vicdansızlık olduğunu vurguladı.
Tarım Kredi Kooperatifleri bu kadar zarar ederken, profesyonel takımlara milyon liraların nasıl aktarılabildiğini konuşmasında sorgulayan Milletvekili Serkan Topal, “Dersiniz ki: Çiftçilerimizin, amatör futbolcuları, amatör spor anlamında destekleyecekleri şeyler olabilir. Ama siz profesyonel bir takıma destek olacaksınız, devletin parasını peşkeş çekeceksiniz, öbür yandan çiftçinizin traktörüne haciz koyacaksınız, çekiciyle tarladan aldıracaksınız. Arkadaşlar, vicdan mı bu?
Şimdi, biz sporun desteklenmesini istiyoruz. Ancak önce Tarım Kredi Kooperatifleri, önce çiftçimize destek olacaksınız. Kooperatif gibi çok ortaklı kurumlarda yönetim biçimi, ücret tercihleri demokratik yöntemlerle belirlenmeli ve ortakları rahatsız edecek düzeyde olmamalıdır. Şimdi bu yasada, Tarım Kredi Kooperatiflerine borcu olan çiftçimiz için ne var? Mesela, faizleri siliniyor mu? Mesela, traktörü hacizden kurtulacak mı? Hayır. Ya da bakkalın, kasabın, fırıncının, kahvecinin, lokantacının, esnafın lehine herhangi bir şey var mı? Yok.
Biz de kadın kooperatiflerini destekliyoruz ancak lütfen ayrım yapmayın, ayrımcılık yapmayın, kadınları da bölmeyin” dedi.
-Cumhurbaşkanı şefkatli olmalı, kucaklamalı-
Ülkeyi yöneten bir Cumhurbaşkanı, son on dokuz yıl içerisinde 160 bin soruşturma, 38.581 kişiye dava açıyorsa, demokrasinin ve toplumsal dayanışmanın örneği olan kooperatiflerin ve demokrasinin nasıl gelişebileceğini de sorgulayan Milletvekili Serkan Topal, konuşmasında şunlara yer verdi:
“Devlet geleneğimizde Cumhurbaşkanını baba olarak görür vatandaş, sığınacağı bir liman olarak görür ama maalesef, sizin sayenizde daha doğrusu siz neden oldunuz, vatandaşın devlete olan güveni azaldı. Buna sebep olan sizsiniz.
Dünyanın hangi ülkesinde 160 bin kişiye soruşturma açan bir Cumhurbaşkanı, bir devlet başkanı var? Cumhurbaşkanı şefkatli olmalı, kucaklamalı, hangi partiden olursa olsun sorununu çözebilecek bir makam olmalı Cumhurbaşkanlığı makamı ama siz bunu vatandaşın elinden aldınız.
Düşünebiliyor musunuz; bir Cumhurbaşkanı kürsüye çıkıyor ve bir vaat veriyor, diyor ki: ‘Ben polise, öğretmene, hemşireye, din görevlisine, -sonra infaz koruma memurlarını da ekliyor- söz veriyorum ek 3600 göstergeyi vereceğiz.’ Ya, bir Cumhurbaşkanı bir sözü veriyor, aradan üç yıl geçiyor ve o sözü daha yerine getirmiyor. Sayın AK PARTİ milletvekilleri, bu sözünü siz hatırlamıyor musunuz? Buradan Sayın Cumhurbaşkanına, sayın iktidara bir kez daha bu sözü hatırlatıyoruz, Cumhurbaşkanına bu sözü bir kez daha hatırlatıyoruz. Umarım, en kısa sürede de bu sözü yerine getirebilir. Bir kez daha şunu söylüyoruz; o 160 bin soruşturma geçiren, o 38.581 kişinin de lütfen günahını almayın, Cumhurbaşkanı olarak da büyüklüğünüzü gösterin ve onları affedin.”
-Devletin malına çökmek günahtır-
Milletvekili Serkan Topal, konuşmasının sonunda şunları dile getirdi: “Çiftçimiz mazotunu alamıyor, gübresini alamıyor elektrik faturasını yatıramıyor. Elektrik faturasını ödeyemiyor. Bizler ne yapıyoruz? Bizler burada, evet, her birimiz çıkıyor, konuşmaları yapıyor ama uygulayan şu anda iktidar, Hükûmet maalesef gereğini yapamıyor.
Son olarak şunu da ifade etmek istiyorum, bunu da söylemeden geçemeyeceğim: Hayır işleri, kişilerin ya da kurumların şahsi ve helal kazançları üzerinden yaptığı bir faaliyettir. Devletin malına çökerek, kamunun haklarını gasbederek vakıfa para aktarılamaz. Bu, bizim kültürümüze göre ayıptır, inancımıza göre de günahtır, hukukumuza göre de suçtur.
-TÜGVA, TÜRGEV ve Ensar, yurtlarını YURTKUR’a devretmeli-
Bakın, Bolu’da İzzet Baysal Vakfı yüzlerce okul kuruyor, yetmiyor, üniversite yurtlarını da inşa ederek devlete teslim ediyor. Yine, aynı şekilde, 1984 yılında Sabancı Vakfı Ankara’da dönemin en yüksek katlı binasını yani 28 katlı kız öğrenci yurdunu inşa ediyor ve YURTKUR’a devrediyor. Yine, bakınız, rahmetli Vehbi Koç, 1949 yılında Ankara’da bir öğrenci yurdu yapıyor ve Ankara Üniversitesine devrediyor.
Şimdi, peki, TÜGVA, TÜRGEV ve Ensar ne yapıyor? Mahkeme ‘Boşalt’ demesine rağmen ne yapıyor? Gasbediyor. Peki, Hükûmet ne yapıyor? Seyrediyor. Yapmayın arkadaşlar, yap-mayın ya. Ya, samimi söylüyorum, ben üzülüyorum bunu gördüğüm zaman. Bir an önce TÜGVA da, TÜRGEV de tıpkı az önce saydığım gibi, Sabancı gibi, Koç gibi devlete bunları vermelidir, açık ve net söylüyoruz, bunları vermelidir. Hükûmetten de, milletvekili arkadaşlarımızdan da bu konuda destek bekliyoruz.” -Mehmet ÖZGÜN-