Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Öldürülen kadınlar…

Şiddetin kurbanı olanlar… “Kadına

Şiddetin kurbanı olanlar…

“Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü” olarak bilinen 25 Kasım, dün, Hatay’daki kadınların etkinliklerine de yansıdı. Kadına yönelik cinayetlerin hatırlatıldığı buluşmalarda, artan şiddetin altı çizildi. Kent yöneticileri ve Milletvekilleri mesajlarında da benzer kaygılar paylaşıldı ama…

Dün, Antakya Atatürk Parkı’nda bir araya gelen kadınlar, 25 Kasım “Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü” nedeniyle yaptıkları basın açıklamasında, erkek şiddetinin kurbanı olan ve öldürülen kadınları andı, kadını hedef alan şiddeti protesto etti, alınamayan önlemlere işaret etti, rafa kaldırılan İstanbul Sözleşmesi’ni ise unutmadı.

Hatay’da, kent yöneticileri ve Milletvekilleri de paylaştıkları mesajlarında benzer kaygıları dile getirdi.

-BİRLİKTE!-

Hatay Valisi Rahmi Doğan, twitter hesabı üzerinden verdiği mesajında, “25 Kasım ‘Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü’… Kadına yönelik şiddete birlikte ‘dur’ diyelim” dedi. AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman da benzer yolla dile getirdiği mesajında, “Kadına yönelik her türlü şiddete karşı, sadece bugün değil her gün, birimiz değil hepimiz, her yerde mücadele edeceğiz. Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri asla kabul edilemez! Kadına şiddete hayır!” dedi.

-EKİM TABLOSU!-

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Ekim 2021 Raporu’na göre ise Ekim ayında erkekler tarafından 18 kadın öldürüldü, 19 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu.

Detaylar ise şöyle:

“Ekim ayında öldürülen 18 kadının 11’i evli olduğu erkek, 3’ü birlikte olduğu erkek, 1’i oğlu, 1’i eskiden birlikte olduğu erkek, 1’i akrabası tarafından öldürülmüştür. Öldürülen kadınların 1’inin faille olan yakınlığı tespit edilememiştir.

Kadınların 13’ü evinde, 2’si arabada, 1’i sokak ortasında, 1’i işyerinde, 1’i avukatlık bürosunda öldürülmüştür. Bu ay öldürülen kadınların yüzde 72’si evlerinde öldürüldü.

Bu ay öldürülen kadınların 10’u ateşli silahlarla, 4’ü kesici aletlerle, 2’si darp edilerek, 1’i boğularak 1’i kafasına taşla darbe alarak öldürüldü. 

Ulaşılabilen veriye göre öldürülen kadınların 2’si bir işyerinde çalışıyor 1’i herhangi bir iş yerinde çalışmıyor. 15 kadının çalışma durumu bilinememektedir.”

-ELEŞTİRİ!-

Türkiye’de işlenen kadın cinayetlerinde “eziyet ya da işkence olgusu” her geçen gün daha da dikkat çekmeye başladı. Ancak bazı kadın cinayetleri, Yargıtay’ın “canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme” kriterlerine uygun bulunamayabiliyor. Hukukçular ise “canavarca hisle işlenen” kadın cinayetlerinin artmasına rağmen, cezaların caydırıcı olmadığını söylüyor.

-HAYATLAR RAFTA!-

Antakya Gazetesi’ne konuşan kadınlar ise İstanbul Sözleşmesi’nde buluştu:

H.Ç. >> Kimi, İstanbul sözleşmesi için ‘rafta’ değimini kullanıyor! Bence değil! Yani rafta olan sadece İstanbul Sözleşmesi değil! Kadınlar da… Kadınların güvenliği de… Kadınların gelecek kaygısı da… Kadınların tek başına ayakta durma çabası da… Sayayım mı daha? Daha ne denilebilir ki başka!

J.M. >> Kocasından dayak yiyen, eğitimli bir arkadaşım vardı.  O kadar uzun bir süre sakladı ki bunu çevresinden… Kendine yediremedi bu durumu! 3 sene oldu boşanalı! Yaşadığı kenti, eski kocasından uzaklaşabilmek için terk etti. Çünkü sistem, biz kadınları rafa kaldırıyor. Bizim için hayati dediğimiz İstanbul Sözleşmesi’ni bile çöpe atabiliyor. Utanç verici!

U.M. >> Kadına yüklenmek istenen bir rol var ve bu rol, bu son dönem daha da sert bir şekilde dayatılıyor! Mesela kaç çocuk doğurabileceğimize, nasıl doğum yapacağımıza, etek boyumuza, gülme şeklimize dair tüm o dayatmalar!

U.B. >> Kalıcı çözüm için, ayrımcılığa ve cinsiyet stereotiplerine dayalı önyargıların ortadan kalkmasının sağlaması gerekiyor. Sloganlara değil, gerçeğe ihtiyacımız var.

O.M. >> Kadına yönelik “örtülü şiddeti” unutuyoruz hep! Hayatımız, bizlere ‘pozitif ayrımcılık’ yapan ve onlara ‘teşekkür’ etmemizi bekleyen erkeklerin hadsizlikleriyle işgal altında. Biz, neden pozitif ayrımcılık isteyelim ki? Biz, eşitlik istiyoruz! Daha azını değil, hatta fazlasını…

Tamer Yazar