Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mehmet Karasu

“Mitolojisini yaratan yazar Halikarnas Balıkçısı!”

Yazının başlığı sevgili arkadaşım Öner Yağcı’ya ait.

Sayın Yağcı yine bir yazısında, “Kaçınılmaz olarak bir yere gitmem gerekiyorsa, muhakkak oralarla ilgili kitaplar okurum! Bunlar gezi rehberi değil, edebiyat kitaplarıdır. Okuyarak geziye çıkarsanız, iyi bir gezi yapmış olursunuz.” diyor.

Ege’yi, Akdeniz’i, buralardaki hayatı, buranın doğasını, balıkçılarını, gemicilerini, süngercilerini….Halikarnas Balıkçısı’nın yapıtlarını okumadan anlamak mümkün mü?

Onu, 48 yıl önce, 13 Ekim 1973 tarihinde yitirmiştik.

Vasiyeti üzerine Bodrum’da bulunan Türbe Tepesi’ne gömülen yazarın mezarı, Halikarnas Balıkçısı Müzesi adı altında bulunuyor.

Nazım Hikmet, ondan “Cevat Şakir hepimizden büyük ozan” diye söz eder.

Deniz insanlarını anlattığı öykü ve romanlarıyla, Antik Anadolu’yu anlattığı incelemeleriyle, Halikarnas’a (bodrum) olan  tutkulu aşkı ile, “Mavi Yolculuk’un yaratıcısı Halikarnas Balıkçısı ya da Cevat Şakir Kabaağaçlı’dan söz ettiğimi anlamışsınızdır.

1886 yılında bir Osmanlı paşasının oğlu olarak Girit’te dünyaya gelmiş.

Kız kardeşi, Prenses Fahrünnisa Zeyt, Ressam Aliye Berger, Nejat Devrim, Seramikçi Füreya Koral ve tiyatrocu Şirin Devrim gibi ünlülerin yetiştiği “Kabaağaçlızade”lerden Mehmet Şakir Paşa ile Sarı İsmet Hanımın oğludur.

Nedeni bilinmeyen bir tartışma sonucunda Afyon’da babası Mehmet Şakir Paşa’yı öldürür ve 15 yıl hapse mahkûm olur. Geçirdiği hastalık nedeniyle yedi yıl hapiste yattıktan sonra tahliye edilir.

Tarihçi, çevirmen, yazar Cevat Şakir Kabaağaçlı (Halikarnas Balıkçısı) 1925 yılında Resimli Hafta dergisinde çıkan “Hapishanede İdama Mahkum Olanlar, Bile Bile Asılmağa Giderler” adlı öyküsü nedeniyle İstiklal Mahkemesi tarafından, “halkı askerlikten soğuttuğu” gerekçesiyle aleyhinde soruşturma açılır ve tutuklanır. Askeri mahkemede yargılanan Cevat Şakir, Bodrum’da 3 yıl kalebentliğe mahkûm edilir. Cevat Şakir’in Bodrum günleri cezadan çok keyfe dönüştü ve bu nedenle onu tekrar İstanbul’a aldılar.

Cevat Şakir, cezasını tamamladıktan hemen sonra Bodrum’a yerleşti. Bodrum’un antik adından esinlenerek “Halikarnas Balıkçısı” takma adıyla çok sayıda yazı yazdı. Yazılarında Gökova körfezindeki gezilerini, yaşamından kesitleri, insanları anlattı. Bu yolculukların bir bölümüne Sabahattin Eyüboğlu, Azra Erhat gibi dostları da katıldılar. Ve Gökova körfezinde önceleri çok mütevazı koşullarda başlayan bu bir kaç günlük turlara “Mavi Yolculuk” adını verdiler.

Dağarcığında neler yoktur ki? Binlerce yıllık uygarlıkların izdüşümü zengin bir galeri gibi durur, insan ve yurt sevgisi, geçmişi kazdıkça anlam kazanır belleğinde.

Cevat Şakir’in tüm yazdıkları bir şiirdir, bir güzelliktir. En önemli özelliği denizi öykü ve romana taşımasıdır. İkinci özelliği sanatçı ve aydın kimliği ile Anadolu’nun dününü aydınlatmasıdır.

Yaşamı boyunca Yunan uygarlığının, Anadolu uygarlığının öncüsü değil, izleyicisi olduğunu kanıtlamaya çalışmıştır. Ki bu mücadelesi başarıya ulaşmış ve artık Anadolu uygarlığının Yunan uygarlığından çok önceleri var olduğu kanıtlanmıştır.

Anadolu toprağını sevdirmeye, Anadolu’da kurulmuş olan Hitit, Roma, Yunan, Selçuklu, Osmanlı uygarlıklarının toprağımızda olduğunu, onların bir parçası olduğumuzu kanıtlamaya çalışmak yazarlığının tek kaygısı olmuştur. Anadolu’nun sonsuz hoşgörüsünü tarihin derinliklerinden günümüze taşıyarak edebiyatın yaşamın güzelleştirilmesine katkısını sağlamıştır.

Mavi Sürgün, Merhaba Akdeniz, Deniz Gurbetçileri, Uluç Reis, Aganta Burina Burinata, Ötelerin Çocukları, Anadolu’nun Sesi, Hey Koca Yurt… Her gencin okuması ve her kitaplıkta yer alması gereken temel yapıtlardır.

İkinci Dünya Savaşı’nın sıkıntılı ve zor yılları Halikarnas Balıkçısı’nı Bodrum’dan ayrılmak zorunda bıraktı. Kabaağaçlı, “Yatağan” isimli teknesini ve evini satarak, 1947’de İzmir’e yerleşti. Buraya yerleştikten sonra “Demokrat İzmir” gazetesinde gazeteciliğe ve yazı hayatına devam eden yazar, bir süre turist rehberliği de yaptı ve İzmir’den Bodrum’a kadar Ege kıyılarını “Mavi Yolculuk” adını verdiği rota ile gezdirdi.

Halikarnas Balıkçısı’nın manevi oğlu Şadan Gökovalı, yazarın kendisine yaptığı vasiyeti  şöyle anlatıyor:

“Yazacağım bunlar ama belki yazamadan giderim. Sana şimdiden söylemiş olayım. Bodrum’a gömülmek istiyorum. Bittabi orayı çok sevdim. Hayli hizmetim de geçti. Belediyeye de yazmak istiyorum ama sana söyleyeyim daha iyi. Mindos kapısı tarafında bir yere gömsünler beni, yanımda Hatice’ye de (son eşi) bir yer ayırsınlar. Sakın mermer, beton filan istemem ha… Bir taş bulun, uzunca bir taş, yazısız. Onu dikin mezarımın başına. Falanca oğlu filancaymış şu tarihte doğup şu tarihte ölmüşüm. Katiyen yazı istemiyorum, basit bir taş.”

Sabahattin Eyüboğlu: “ Anadolu gibi yurdun olsun, Balıkçı gibi dostun” dermiş.

Halikarnas Balıkçısı’nın aydınlığına saygıyla.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER