Mahalle sakinleri kolları sıvadı, sanatsal faaliyetlere başladı
“Eski Antakya Evleri” diye bilinen Zenginler Mahallesi’nin sakinleri, oluşturdukları üretim birlikteliği ile kültürel bir hamle başlattı. Mahalle sakinlerinin oluşturduğu Zenginler Atölyesi, kültürel, sanatsal faaliyetlerine başladı, hedeflerini ise “Made İn Hatay” markasını geliştirmek, ilimizin sosyo ekonomik, etnik kimliğini araştırmak, korumak, tanıtmak ve yaygınlaştırmak olarak duyurdu.
Zenginler Atölyesi kurucularından Nedim Hazar, Özge Sapmaz, ve Ali Ünal önceki gün Pinhan Cafe’de düzenledikleri toplantıda oluşumları ve amaçları ile ilgili bilgiler aktardı. Kültür ve sanatın ekmek ve su gibi, ruhu besleyen bir temel ihtiyaç olduğunu, herkese açık olmasının gerekliliğini belirten Hazar, Sapmaz ve Ünal, kültür ve sanat çalışmalarının özgürce ilerlediği ve yaygınlaştığı sürece, ülkemizin insanlarının huzurunun artacağını, bilinç ve refah düzeyinin yükseleceğini bildirdi. Binlerce yıl öncesinin Antakyalılarının evlerini, bahçelerini, hamamlarının sanat eserleriyle zenginleştirildiğini, günümüzdeki hemşerilerine o muazzam mozaiklerin yanı sıra, barış, hoşgörü ve özgür yaşam tarzının da miras bırakıldığını belirten Hazar, Sapmaz ve Ünal; sırtlarını bu mirasa dayadıklarını, ilimizin tarihi ve kültürel zenginliğinin ulusal ve uluslararası çapta hak ettiği düzeye ulaşması, Hataylılık farkındalığını pekiştirmek ve kültür sanatı herkese byaymak için yola koyulduklarını dile getirdi.
Her projeye sürdürülebilirlik mantığıyla yaklaşıyoruz …
Amaçlarının, Hatay’ın kültürel, sosyo ekonomik ve etnik kimliğini araştırmak, korumak, tanıtmak ve yaygınlaştırmak olduğunu söyleyen Hazar, Sapmaz ve Ünal, bu yolda müzik, sinema, belgesel, grafik tasarım, resim, yazarlık, oyunculuk ve senaryo gibi tüm kültür ve sanat alanlarında faaliyet göstermeyi; halka açık kurslar, konserler, festivaller, konferanslar düzenlemeyi planladıklarını bildirdi.
Çalışma yaşamını desteklemek amacıyla, kentimizin iş dünyasına film yapımı, animasyon, web tasarımı, mobil uygulamalar gibi alanlarda hizmet vereceklerini de belirten Hazar, Sapmaz ve Ünal, “Aramızda, Türk Telekom, Garanti Bankası, Elginkan Holding (E.C.A.), Balnak Lojistik, Goethe Enstitüsü gibi şirketlerin ulusal ve uluslararası çapta reklam, tanıtım, belgesel ve advertoryal çalışmalarına imza atmış olan arkadaşlarımız mevcut. Ama övündüğümüz nokta bu değil. Övünç kaynağımız, her türlü projeye sürdürülebilirlik mantığıyla yaklaşıyor olmamızdır. Senaryo, film yapımı ve yeni medya teknolojileri dallarında verdiğimiz kursların hepsi, Antakya’da bu alanlarda yeni kadrolar yetiştirmek üzere, doğrudan üretime dönüktür. Kursiyerler daha şimdiden, profesyonellerin yanında, sahada pratik kazanmaktadırlar. Örneğin tanıtım filmimizin senaryosunu, senaryo kursuna katılan kursiyerler yazdı. Yani ders olarak. Belgesel kursumuzda belgeseller üretilecek. Müzik dersleri, müzik toplulukları doğuracak, Türk sanat müziği korosu gibi, rock grubu gibi. Bizde yetişen oyuncuların İstanbul dizilerinde rağbet görmelerini garantileyemeyiz. Ama onların, geliştirmekte olduğumuz uzun metraj film projemizde yer alacakları kesin. Antakya’yı konu edinen, bol müzikli, hem ağlatan, hem güldüren, kamera önündeki ve arkasındaki elemanları Zenginler Atölyesi’nde yetişen öğrencilerden oluşan bir sinema filmi üretmek, orta vadedeki en önemli hedefimizdir” dedi.
Bütün etkinliklerimizde kadınlara öncelik tanıyoruz …
Komşudaki savaşın varlığından söz eden Hazar, Sapmaz ve Ünal, dayanışma, hoşgörüyü artırmak amacıyla, kentimizde, ülkemizde yaşamakta olan sığınmacı-mültecilere yönelik kültür ve sanat faaliyetleri gerçekleştirmeyi öngördüklerini bildirdi ve şunları dile getirdi: “Bütün etkinliklerimizde kadınlara öncelik tanıyoruz. Ayrıca kadınlara yönelik çalışmalar, kurslar, toplantılar düzenleyeceğiz. En son, ama bir o kadar da önemli amacımız, mahallemize ilişkin olandır; kentimizin ve mahallemizin tarihi dokusunu korumak, yaşatmak, çevresel sorunlarına çözüm bulmak ve güzelleştirmek için elimizden geleni yapacağız. Bir zamanlar Yahudi ya da Hıristiyan mahallesi olarak anılan Zenginler Mahallesi, ekonomik ve sosyal koşulların körüklediği göçler sonucu adeta yok olmaya terk edilmiş, tarihi binalar çürümeye yüz tutmuş; mahalle sakinleri, Zengin’likleriyle, yani şarkıları, türküleri ve hikayeleriyle birlikte, başka diyarlara veya öbür dünyaya uçup gitmiş. Mahallenin yeniden canlanışı, kimi duyarlı mimarın, belediye mensubunun ve yenilikçi iş adamlarının son yıllardaki girişimleri sonucu olmuştur. Boş tarihi evler, dokusuna sadık kalınarak restore edilmiş ve restoran, cafe gibi işletmelere dönüştürülmüştür. Ve nihayet uçup kaybolan şarkılar, mahalleye geri dönmüştür. Orada aranjman, burada fasıl, öte tarafta heavy metal müzik grubu… Bunlar bugün Zenginler Mahallesi’nde sıradan bir gece boyunca rast gelebileceklerimizdir. Gündüz aynı yerlerde, belki Medeniyetler Korosu’na prova halindeyken yakalayabilir, başka kentlerde nadir rastlayabileceğimiz güzellikte okuyan, sesi eğitimli müezzin öğle namazına çağırıyor, ardından kilise çanları duyuluyor olabilir. Zenginler Atölyesi’nin doğduğu mekan böyle bir yer Bizim amacımız buraya daha zenginlik katmaktır, kültür-sanat etkinliklerimizi kalıcılaştırarak, mahallemizin çehresinin ve yapısının yeniden bozulmaması, aksine güzelleşmesi için çalışmaktır. Uzak durmayın, yanaşın. Beraberce üretelim, ellerimiz büyüsün…”
-Mehmet ÖZGÜN-