Geride bir biz kaldık
‘Bu meslek bana babamdan miras… Ne öğrendimse ondan öğrendim. O da babasından!Benden sonra mı? Yok… Kimse yok!”44 yaşındaki Mustafa Gezer, Antakya içinde ayakta kalabilen son 3 semerciden biri… Peki, geride kalan o son ‘üç’ için ne yapıyoruz?
Dededen babaya, babadan oğula… ‘Yaklaşık 30 senedir bu mesleğin içindeyim’ diye konuşan 44 yaşındaki Mustafa Gezer, Antakya’da ‘semercilik’ yapan kalabalığın bugüne kalabilenlerinden. Söyledikleri de buna dair… “Benden sonra mı? Bitti. Ben son kişiyim! Ne çocuklar var bu mesleği alıp götürecek ne de çırak var, öğrenen, öğrenmek isteyen.”
-DEDE MESLEĞİ-
Mesleğin ölme nedenlerinden biri, tarımın makineleşmesi. Makineleşen tarımda yükün de yüklemenin de artık araçlarla yapılıyor olması. Bu yüzden de, alıcılar azalmış. Bugünün alıcıları mı? 44 yaşındaki Mustafa Gezer’in ifadesine göre, dağ köylerinde yaşayanlar! Onlar halen eşeklerle yük taşıyor ve yolculuklarını da eşekler yardımıyla gerçekleştiriyor. O yüzden de dede mesleği semerciliği ayakta ve hayatta tutan da biraz onlar olmuş.
“Eskiden yaptığımız semerin sayısı senede bini geçerdi diye konuşan Gezer, gelinen noktayı ise şöyle özetliyor:
“Dün farklıydı. Çünkü talep çoktu. Bugün mü? O talep çok azaldı. Düşünün ki, eskiden senede bin tane semer yaparken, bu sayı senede 100’e kadar düştü. Durum böyle olunca da, bizler de semerciliğin yanında başka şeyler alıp satmaya başladık. Çünkü meslek eskisi kadar doyurmuyor. Geçim de eskisi gibi değil”
-ÇIRAK YOK!–
Dededen babaya ve babadan oğula geçen mesleğin son temsilcilerinden biri olan Mustafa Gezer, “Mesleği öğrenmek isteyen de kalmadı” derken, “Artık çırak da yok. Bir başımayız. Çırak da biziz, kalfa da, usta da… Oysaki beklentimiz, bu mesleğin korunması için bizlere destek çıkılması. Ama o destek hiç gelmedi. Ne bizlere ne bu mesleğe” diye de ekledi. -Tamer Yazar-