Şahin’den, komisyona sunulan nükleer kanun teklifine eleştiri …
CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin, parlamentonun önceki günkü oturumunda yaptığı konuşmada, nükleer kanun teklifinin, çevresel etki değerlendirmesi bile yapılmadan alelacele Komisyona sunulduğunu, etkileri sonuçları değerlendirilmeden hızla geçirilmeye çalışıldığını söyledi. Bu düzenlemenin ne topluma ne de ülkemize hiçbir faydası olmadığını belirten Şahin, oldukça tehlikeli bir enerji türü olan nükleer enerjideki bu ısrarın anlaşılır gibi olmadığını bildirdi ve “Kaldı ki Anayasa Mahkemesi, nükleer santral gibi çevre ve insan sağlığını doğrudan etkileyen konularda KHK’lerle tek elden karar verilmesini Anayasa’ya aykırı ilan etmiş ve iptal kararları vermiştir.
Nükleer enerji demek yerli, millî ve temiz bir enerji değil, tamamen kirli ve pahalı bir enerjidir. Sağlığa olan ve yaşamsal risklerini görmek içinse Çernobil felaketine bakmak yeterli olacaktır.
Ayrıca, bu kanun teklifiyle, AKP, nükleer enerjiyi sadece bir ticari mesele olarak gördüğünü de belli etmiştir. Akkuyu Nükleer Santralinde, Rusya bize kilovat saati 12,5 sentten elektrik satacak oysa Türkiye elektriğini rüzgâr veya güneşten sağlasa kilovat saatinin maliyeti 4 sent. Ülkemizde kayıp kaçak, OECD ülkeleri oranının 3 katıdır. İyileştirme yatırımı yapıp önleyin ama yok, 3 kat pahalı elektriği hem yabancılardan satın alıp vatandaşın vergilerini hoyratça kullanacaklar hem de santrallerin olası riskleriyle milletimizi atom bombasının üzerinde yaşatacaklar. Uyarıyoruz, rant uğruna yaşamı kirletmeyin” dedi.
Maske dağıtamayan iktidar nükleerde denetimi nasıl yapacak …
Paris İklim Anlaşması’ndan yedi dakika sonra yüce Meclisten geçen nükleer atıkların Türkiye’ye giriş çıkışına CHP Grubu olarak sadece kendilerinin ret oyu verdiklerini söyleyen Şahin, konuşmasında şunlara değindi: “AKP’nin iş bilmez nükleer çalışmalarının en tehlikeli yanı binlerce yıl radyasyon yayacak olan radyoaktif nükleer atıklardır. Sırf çöpü patladı diye 39 vatandaşı hayatını kaybeden Türkiye’de 5 tane maskeyi dağıtmayı beceremeyen AKP mi nükleer konusunda gerekli denetimi yapacak da iş başaracak? Kaza olmaz garantisini kim verecek? Ekonomiyi batıran AKP, bu nükleer atıkların Türkiye’de depolanmasını ve bunun üzerinden de gelir elde etmeyi düşünüyor aynı el âlemin çöpünü toplayıp ülkeyi yabancı ülkelerin çöplüğü yaptığı gibi. Vatan AKP’nin koltuk sevdasından değerlidir. Dolayısıyla bunu engellemek zorundayız.
Zeytinlikler madenciliğe kurban edildi …
Ülkemiz için oldukça önemli olan zeytin sahalarının madencilik faaliyetlerine açılması bir kez daha gündemde. AKP iktidara geldiği 2002’den bu yana zeytin sahalarının imara, madencilik, sanayi faaliyetlerine açılması için tam 9 kez yasa, yönetmelik değişikliği gündeme getirdi. Bu değişiklikler ya Meclisten ya da yargıdan geri döndü. Daha önce TBMM’de 7 kez reddedilmiş olduğu hâlde yönetmelikle zeytinlikler madenciliğe kurban edildi. Hem de bunu Paris İklim Sözleşmesi’ne imza atmış bir ülke olarak yaptık. Bu hukuk tanımazlıklardaki ısrar niye? Kime menfaat sağlıyor bu alelacele kararlar? Milletin menfaatine olmadığı kesin. 1939 yılında kabul edilen ‘zeytincilik yasası’ olarak bilinen yasada ‘Zeytinlik alanlar ve bu alana 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç tesis yapılamaz’ hükmü vardır. Madencilik yönetmeliğine bir fıkra eklenerek yasalara aykırı bir düzenleme yapılmak isteniyor. Yönetmelikle yasa hükmünü değiştiremezsiniz, bu nedenle, yapılan bu düzenleme de yargıdan dönecektir.
Vatandaşın aklıyla dalga geçilmesin …
Kimse ‘Enerji ihtiyacı’, ‘Kamu yararı’, ‘Kesilen zeytin ağacından daha fazla zeytin dikilecek’ şeklindeki yanıltıcı beyanların arkasına sığınmasın, kimse vatandaşın aklıyla dalga geçmesin. Bir ağaç, bir fabrikadan daha değerli; bir fabrikanın ömrü yirmi-otuz yılsa zeytin ağacı yüz yıllarca yaşıyor. Çekirdeğinden yağına, sabunundan kabuğuna kadar onlarca ürüne dönüşüyor.
Sevgili halkımıza bu iş bilmez Hükûmeti bir kez daha şikâyet ediyorum. Suları sattılar, gerekli önlemleri almayarak ormanların yanmasına seyirci kaldılar.
CHP iktidarında yaşama dost uygulamalar hayata geçecek …
1.700 maden arama ruhsatı vererek taş ocaklarıyla doğayı, tarım alanlarını, ormanları talan ettiler. Tek bir ağaç orman değil, tek bir fidan da zeytinlik. On yıllar gerekiyor zeytinlikler için, ormanlar için. Sizin bakış açınız, dağları patlatmak, denizleri doldurmak, doğayı delik deşik ederek yok etmek, insanların geçim kaynaklarını elinden almak, tarihî ve doğal güzellikleri yağmalamak üzerine kurulu. Vatanını seven herkes talana, ranta, yabancılara, bir avuç yandaşa sağlanan ayrıcalığa ‘Dur!’ demelidir, bunu AKP’den beklemekse tabii ki komik olacaktır. CHP iktidarında bunlara derhâl son verilecek, doğaya ve yaşama dost uygulamalar hayata geçirilecek; az kaldı, geliyor gelmekte olan dayanın vatandaşım, dayanın.”
Mehmet ÖZGÜN