Akaryakıta son 1 yılda %220’den fazla zam yapıldı. İnsanlar, birbirlerini ezercesine yağ sırasında girdiler. Adalet sistemi çökmüş bir ülke, temel hak ve özgürlükleri askıya alınmış bir ülke haline döndük.
8 Mart Kadınlar Günü’nde, anayasal bir hak olan barışçıl toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını kullanmak isteyen kadınlara yasaklara getirildi, hatta bununla da yetinilmeyip, bazı kadınlara şiddet uygulandı.
Elektrik, gübre fiyatları inanılmaz seviyelerde. Hayat pahalılığı, her gün artar bir durumda.
Zeytin ağaçlarına göz diken bir rant metni yürürlüğe girdi.
RTÜK’ün, gıda fiyatlarındaki artışı konu alan haber kanallarını uyardığı bir dönemdeyiz. Eğitimde, sporda son derece geri seviyelerdeyiz. Tarım ülkesi dediğimiz ve bereketli topraklar sahip ülkemiz, en temel tarım ürünü olan buğdayı ithal eder duruma düşmemeli.
Bir bakanın eşi, binlerce dolarlık çantasını polis korumasına, devletin polisine taşıtıyor. Bu kadar yanlış bir görüntü dahi özre konu edilmiyor. Polisimizin görevi, güvenlik tedbirleri mi almaktır, yoksa kişisel asistanlık mı yapmaktır?
Enflasyon, resmi rakamlarla ile %50’yi aşmış durumda. Akademisyenler ise bu rakamın aslında %100’ün üzerinde olduğunu bilimsel verilerle ifade ediyor.
Vergi sistemimiz, son derece adaletsiz. Zenginden vergi almayan, düşük gelirli gruptan dolaylı vergileri tahsil eden bir yapı söz konusu.
Ülkede, maalesef bir tıkanmışlık söz konusu. Üretici ve iş insanı, yatırıma teşvik edilmiyor, parasını bankada, yastık altında tutmaya sevk ediliyor. Yatırımcı adaylarına maalesef kolaylıklar sağlanmıyor, zorluklar çıkartılıyor. Döviz rezervlerimizin eritildiği bir Merkez Bankası söz konusu.
Ekonomik büyüme rakamlarının, orta ve dar gelirli kesimle alakası yok. Ülkemizde, gelir adaletsizliği söz konusu. Büyük holdingler ve bankalar kar rekorları kırarken, düşük ve orta gelirli yurttaşlar gün geçtikçe fakirleşiyor.
“Yeni Bir Hikaye Gerek”
Artık, “reform paketleri” adı altındaki yüzeysel adımların genel fotoğrafın düzelmesine hiçbir katkı vermediği ortadadır. Adı değil, uygulamadaki etkisiyle, “reform” adı alabilecek adımlara ihtiyaç var. Yani, “yeni bir hikaye” yazmak ve uygulamak artık kaçınılmazdır.
Bu “hikayenin” başında, “liyakat” ve “şeffaflık” olmalı. Şeffaflık, tüm kurumların etkin denetimini sağlayacaktır. Devamında da “tarafsız bağımsız bir hukuk”, “gelir adaleti” gelmelidir. Bu şekilde “ifade hürriyeti” teminat altına alınır, ülkede bir bahar havası esebilir.
Bunlar, gömleğin en üstteki düğmeleridir. Bu düğmeler atlanırsa, asla ve katiyen sağlıklı bir ekonomiye, demokrasiye kavuşmamız mümkün olamaz.
YORUMLAR