Hazırlayan: Mehmet Karasu
Haftanın Kitabı
Acının Askerleri/Burhan Günel / Heyamola Yayınları
Burhan Günel, Antakyalı bir yazardır.
Birçok öykü ve romanında Antakya kent dokusunu anlatır.
Acının Askerleri de Antakya’nın işgal yıllarını ve işgalin insan ruhunda yarattığı travmayı anlatır.
“Kurtuluş Savaşı yıllarının koşulları, geriye dönüşlerle veriliyor romanda. Olaylar bir film akıcılığı içinde geçiyor. Romanın bir özelliği de dilindeki başarı ve kıvraklık. Biyografik romanın güçlüklerini bu ustalık ve yazma deneyleriyle kapatıyor. Sonuçta, bir utkunun içinden gelmiş, yoksulluğun işgalinden kurtulamamış bir halkın buruk yaşamını içeren, unutulmaz bir romandan söz etmek gerekiyor.” Necati Güngör
“Burhan Günel, işgal gören Anadolu kadını Naime’yle günümüzde yaşayan ve onun torunu Zeynep arasındaki kuşakları, kişileri ve olayları anlatıyor, bir ülkenin hangi koşullarda, nasıl savunulduğunu yansıtıyor.
Günel, romanını çeşitli kalıplar ve duygularla yoğun bir şekilde sunuyor. Kullandığı şiirsel dil, işlediği temayı daha da çekici duruma getiriyor.” Hikmet Altınkaynak
Konuk Yazar
“Görmüşüm kurs…Almışım âmirlerimden çok sıkı terbiye…”
ORHAN KEMAL’İN MURTAZA’SI 70 YAŞINDA!/Tahir Şilkan
Edebiyatımızda yaratılmış en bilinen karakter, Orhan Kemal’in Murtaza’sıdır. Gerçekten de Murtaza, o kadar iyi, yaşayan bir karakter olarak anlatılmıştır ki; yalnız Türk edebiyatının değil dünya edebiyatının da evrensel bir karakteri olarak nitelenmeyi hak etmiştir. Orhan Kemal başlangıçta uzun öykü olarak yazdığı Murtaza’yı yeniden çalışarak romana çevirmiştir. Murtaza’nın devamını da yazmaya başlamış, ne yazık ki tamamlayamamıştır.(Orhan Kemal’in oğlu Işık Öğütçü’nün yayına hazırladığı ilk kez 2007 yılında yayınlanan “Önemli Not” başlıklı kitapta, Murtaza’nın 92 sayfalık devamı vardır) İki kez sinemaya uyarlanan Murtaza, ilk kez 1952 yılında yayımlanmıştır. Başlangıçta mahalle bekçisi olan ve bu yönüyle geçtiğimiz yıl Meclis’te kabul edilen ‘Mahalle Bekçiliği Yasası’ günlerinde yeniden gündeme gelen Murtaza, Orhan Kemal’in Adana’da geçen romanlarındandır.
Murtaza romanının yalın bir dili vardır. Alasonya mübadillerinden olan Murtaza’nın göçmen dilinin yanısıra, Çukurova söz ve deyimlerini, sokak konuşma dilini ustalıkla romana katan Orhan Kemal, karşılıklı konuşmalarla bir solukta okunan bir roman yazmıştır.
“…Konuşmayın cahil cahil böyle…Bir vazife yüksektir bir namuzdan. Yaşar insan olan bir insan mertlik, civan mertlik için hem de!” Peki, Orhan Kemal’in Murtaza’sı nasıl bir bekçidir? Çalışma yaşamında, patronun temsilciliğini yapan, ağır çalışma koşullarında yorgunluktan uykuya dalan küçük kızını fabrikada döverek ölümüne sebep olacak kadar patronların daha fazla çalışma, köleliğe boyun eğme, daha fazla kâr hırsının bekçisidir, Murtaza. ***
Murtaza, fabrika bekçisi olmadan önce mahalle bekçisidir. Görev sırasında gezdiği mahallede yoksul bir evin ışığını yanarken gördüğünde; “…Birtakım muzır vatandaşlar toplaşıp konuşmasınlar sakın muzır lakırdılar?” diye düşünüp yoksul evlerinde geceleyin de çalışarak geçim sağlamaya çalışan ayakkabı tamircisi emekçiyi azarlayıp; “söndürün lambanızı ve yatın..” diyecek kadar vazife düşkünü, kuralcı bir bekçi.
Zengin mahallesinde, hiç gereği yokken ilikli yakasını kontrol eden, onların bu apartman ve konakları, özel arabaları alınlarının teriyle aldığına inanan bir bekçi. Zenginlere her şey haktır; onlar sabahlara kadar oturabilir, eğlenebilir, oyun oynayabilirler…Çünkü, haketmişlerdir. Orhan Kemal yarattığı, hikayesini anlattığı bütün karakterlere insancıl bir bakış açısıyla sevgiyle yaklaşan bir romancıdır. Çok iyi tanıdığı; sırtını sıvazlayan sırtını sıvazladığı insanların hikayesini anlatmıştır. Murtaza da bunlardan biridir. Kendisi de yoksul bir emekçi olmasına karşın, kendisini onlardan farklı gören bir inanmışlığa sahip, zenginlerin düdüğünü çalan Murtaza’nın kraldan daha fazla kralcı olan tutumunu eleştirse de; onu sevmekten vazgeçmez. Murtaza’nın içindeki insanlığı gösterir.
Orhan Kemal, Çukurova’da tarım ve fabrika emekçilerini anlattığı bütün romanlarda, işçi ve emekçileri, hem çalıştıkları fabrikada hem de iş çıkışında yaşadığı mahallelerdeki hayatlarını katarak anlatır. Fabrikalarda küçük çocuklar(aralarında Murtaza’nın da 13 ve 14 yaşlarında iki kızı vardır) çalıştırılmaktadır.
Murtaza romanında da; işçilerin çalışma koşullarının zorluğu, çalışma saatlerinin uzunluğu, dinlenecek zamanın az olması, alınan ücretlerin yetersizliği, işçilerin örgütsüzlüğü, birbirleriyle dayanışmasının yetersizliği gibi gerçeklikler çok iyi anlatılmıştır.
***
Hiç şüphesiz abartılmış bir karakterdir, Murtaza. Gülünç yanları öne çıkarılmıştır ama o kadar iyi anlatılmıştır ki; Murtaza’nın yaşadığı dramatik hayat unutulmayacak hep anımsanacaktır.
Çünkü, “Murtaza insanın hem umutsuzluğu hem de umududur…”
Haftanın Şiiri
Gökkuşağından Darağacı/Nilgün Marmara
Şimdi’nin bedeni yok,
Yontuyor geçmiş bilgisiyle
gelecek belki olur diye taşı,
taşını kokluyor
yontu dağılıyor…
Şimdi’si yitik
bundan boyuyor
boyuyor evine aldığı
ağacın üzerine tüneyip
duvarını, tavanını, geçmişi
ve geleceği ve her yanını;
dal kırılıyor…
Şimdi’si yitik
diziyor diziyor notalarını,
göğe ışık üzerine boncuklarını,
ucuza getiriyor varlığını
sonsuzun sessizliğiyle
sonlunun gürültüsü arasında,
O bitirince kıyısında gezindiği
yol çöküyor…
Şimdi’si yitik
bundan yazıyor
yazıyor enine boyuna
içini ve dışını ve yeri
ve göğü ve suyu,
bindiği kadırga
o inince batıyor
Haftanın Sanat Gündemi
Çağdaş Yaşam 16. Cumhuriyet Ödülü’nün Sahibi
Ataol Behramoğlu Oldu
Çağdaş Yaşam 16. Cumhuriyet Ödülü’ne, Cumhuriyet değerlerinin korunması, yaşatılması ve tanıtımı için büyük emek veren; dil bilimi, edebiyat ve sanat alanında yaptığı sayısız çalışma ve her zaman toplumcu söylemin ön planda olduğu farklı türlerdeki çok yönlü eserleri ile ülkemizde kültürün, eğitimin ve çağdaş toplumsal hayatın gelişimine sunduğu katkılar nedeniyle Ataol Behramoğlu layık görülmüştür.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği tarafından 2007’den bu yana her yıl, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 10 Nisan 1928 tarihli toplantısında, Anayasanın 2. maddesi “Türkiye Devleti’nin dini İslam’dır.” fıkrası ile 26. maddesinde yer alan “şeriat hükümlerinin TBMM tarafından yürütüleceğini” belirten cümlenin laikleşme ilkesi doğrultusunda kaldırılışının yıl dönümünde Çağdaş Yaşam Cumhuriyet Ödülü verilmektedir.
Çağdaş Yaşam Cumhuriyet Ödülü’nün verileceği kişiler, Genel Merkez Yönetim Kurulu’nun belirlediği isimler arasından ÇYDD üye, gönüllü ve gençlerinin oylarıyla belirlenmektedir.
Bu yıl on altıncısı takdim edilecek ödül sırasıyla Sn. Muazzez İlmiye Çığ, Sn. Fazıl Say, Sn. Sabih Kanadoğlu, Sn. Rıza Türmen, Sn. Yıldız Kenter, Sn. Genco Erkal, Sn. Gülriz Sururi, Sn. Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, Sn. Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, Sn. Prof. Dr. Nermin Abadan Unat, Sn. Prof. Dr. Doğan Kuban, Sn. Prof. Dr. Ümit Kocasakal, Sn. Prof. Dr. İlber Ortaylı, Sn. Müjdat Gezen, Sn. Prof. Dr. Yücel Aşkın, Sn. Prof. Dr. Mehmet Haberal, Sn. Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran, Sn. Prof. Dr. Ferit Bernay ve Sn. Prof. Dr. Emre Kongar’a verilmiştir.
İşte 2021 yılının en iyileri
Dünya Kitap tarafından 29. kez gerçekleştirilen “Yılın En İyileri Ödülleri”nin sahipleri belli oldu. Seçici kurullar bu sene 5 kategoride 11 ödül belirledi. Ödüller, önümüzdeki aylarda yapılacak bir törenle kazananlara takdim edilecek.
“telif”, “çeviri”, “yayınevi”
Doğan Hızlan, Faruk Şüyün, Metin Celâl, Sevengül Sönmez ve Sırma Köksal’dan oluşan 2021 Dünya Kitap Yılın Telif, Yılın Çeviri kitapları ve Yılın Yayınevi Seçici Kurulu oy birliği ile Seray Şahiner’in “Ülker Abla” (Everest Yayınları) Yılın Telif Kitabı ödülünün verilmesini kararlaştırdı.
Aynı Seçici Kurul, Prof. Dr. Mehmet Hakkı Suçin’in dilimize Adania Shibli’den çevirdiği “Küçük Bir Ayrıntı” (Can Yayınları) kitabına Yılın Çeviri Kitabı ödülünün verilmesini yine oy birliğiyle kararlaştırdı…
Yılın Yayınevi’nin sahibi ise aynı seçici kurulun oy birliği ile Kronik Kitap olarak belirlendi.
yılın “polisiye” kitapları
Adnan Özer, Erol Üyepazarcı, Faruk Şüyün, Seval Şahin ve Sevin Okyay’dan oluşan 2021 Dünya Kitap Yılın Polisiye Kitabı Seçici Kurulu oy birliği ile Elçin Poyrazlar’ın “Ecel Çiçekleri”(Doğan Kitap) kitabına Yılın Polisiye Kitabı ödülü verilmesini oy birliğiyle kararlaştırdı.
Genç yazarların ilk eserlerinin değerlendirildiği Polisiye Teşvik ödülü dalında ise bu sene ödül verilmedi.
yılın “gastronomi” kitapları ve “gastronomi kültürü emek ödülü”
Ahmet Örs, Faruk Şüyün, Mehmet Yaşin, Osman Serim ve Zeynep Kakınç’tan oluşan 2021 Dünya Kitap Yılın Gastronomi Kitabı Seçici Kurulu oy birliği ile Kübra Sultan Yüzüncüyıl, Aynülhayat Uybadin, Arif Bilgin, Suavi Aydın’ın hazırladıkları “Topraktan Sofraya Sakarya Mutfağı/Bir Yemek Antropolojisi” (Yapı Kredi Yayınları) kitabına Yılın Gastronomi Kitabı ödülünün verilmesini kararlaştırdı.
Yine aynı Seçici Kurul Ebru Baybara Demir’e Gastronomi Kültürü Emek Ödülü, Ali Ekber Yıldırım’a ise Jüri Özel Ödülüverilmesini yine oy birliğiyle kararlaştırdı…
yılın “kurumsal yayınevi”
Dünya Kitap 2021 Yılın Kurumsal Yayınevi Ödülü ise” Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları’nın oldu…
2022 Turgut Özakman İlk Roman Yarışması başvuruları başladı
Bilgi Yayınevi’nin Türkiye edebiyatına yeni isimler kazandırmak ve yeni yazarlara şans vermek adına ilkini 2020’de düzenlediği Turgut Özakman İlk Roman Yarışması’nın başvuruları başladı.
Katılım Şartları
* Yarışmaya daha önce hiçbir romanı yayımlanmamış yazarlar ilk romanlarıyla katılabilir.
* Yarışmaya gönderilecek dosyalar daha önce basılı veya dijital ortamda hiçbir şekilde yayımlanmamış ve özgün olmalıdır.
* Turgut Özakman’ın sanat ve edebiyat anlayışına aykırı olmaması koşuluyla romanlarda konu ve tür sınırlaması yoktur.
* Gönderilecek dosyalar Word formatında 12 punto büyüklüğünde ve Times New Roman yazı karakteriyle yazılmalıdır.
* Roman dosyası [email protected] adresine e-posta ile gönderilmelidir. Ayrıca postaya ekli ayrı bir dosyada yazarın açık adı, kısa özgeçmişi, açık adresi ve telefon numarası bulunmalıdır. Yazarlar yarışmaya gerçek ad ve soyadlarıyla katılmalıdır.
* Seçici Kurul ödüle değer bir eser bulamadığı takdirde ödül verilmez. Birinci seçilen dosyanın yayımlanması kararı Bilgi Yayınevi’ne aittir.
Teslim ve sonuçların açıklanması
Dosyaların gönderileceği e-posta adresi: [email protected]
Nilüfer Belediyesi Kütüphane Müdürlüğü tarafından düzenlenen Mehmet H. Doğan Ödülü’nün sahibi belli oldu.
Jüri, Pınar Aka’nın “Ses Anlam ve Mazi- Etkilerin Kavşağında Yahya Kemal Şiiri” isimli yapıtını ödüle değer gördü.
Nilüfer Belediyesi Şiir Kütüphanesi’nin, öncelikle Türkçe’de yayınlanmış şiir eleştirilerinin önemine dikkat çekmek amacıyla bu yıl 6. kez düzenlediği Mehmet H. Doğan Ödülü’nün sahibi belli oldu.
Asuman Susam, Gültekin Emre, Haydar Ergülen, Metin Celal, Nilay Özer, Orhan Alkaya ve Orhan Tekelioğlu’ndan oluşan Seçici Kurul, 1 Ocak 2021– 31 Aralık 2021 tarihleri arasında yayınlanmış, Türkçe şiir eleştirisi, inceleme, araştırma kitapları ve aday olan Türkçe makaleleri değerlendirmeye aldı. Yarışmada bu yıl ilk kez, basılan kitapların yanı sıra isteyenler tezleriyle de başvuru yaptı. 10 eseri inceleyen Seçici Kurul, yaptığı son toplantıda ödüle değer görülen eseri belirledi. Bu yıl, jürinin ortak kararı ile Pınar Aka’nın İletişim yayınlarından çıkan çalışması “Ses Anlam ve Mazi- Etkilerin Kavşağında Yahya Kemal Şiiri” isimli yapıtı ödüllendirdi.
Kurul, Aka’nın yapıtını, üzerine çok yazılmış ve çalışılmış bir şair olan Yahya Kemal’e ve şiirine yaklaşımındaki özgünlük ve yenilik, tezin kuruluşundaki tutarlılık, derinlik; şiir ve şairi kişisel ve kültürel olandan tarihsel ve evrensel olana geçişlerle “oluş” kavramı odağından düşünüş; bireysel, kültürel, tarihsel değişim ve dönüşümlere ilişkin karşılaşmalarla sağlanan “edebi” sürekliliğe vurgu açısından ödüle değer gördü. Yapılan açıklamada eserin karşılaştırmalı edebiyat yöntemiyle zengin bir örneklem evreni ile metne taşıma, özel alana ilişkin bilgiyi bu sayede evrenselin alanına aktarma; etkilenme, edebi ikizlik, edebi miras kavramlarına yeni kavramsallaştırmalarla yeniden bakma; kişisel tarihin kültürel tarihle birlikte bir şiir inşasının oluşumuna etkilerini gösterme açısından da değerlendirildiği ifade edildi. Seçici Kurul kararında “Pınar Aka, yapıtının tüm bu özellikleriyle odak şair Yahya Kemal’e ilişkin kavrayışı zenginleştirmesi kadar şiir-şair oluşa ilişkin farklı bir yöntem ve bakışı edebiyatımıza kazandırması açısından taşıdığı önem ile 2022 yılının Mehmet H. Doğan Ödülü’ne değer görülmüştür” ifadesine yer verildi.
Seçici Kurul, makale dalında oy birliği ile ödüle değer bir çalışma bulamadı. Mehmet H. Doğan Ödülü önümüzdeki günlerde düzenlenecek törende sahibine verilecek.
Şair Emirali Yağan vefat etti
Fransa’da yaşayan şair ve yazar Emirali Yağan, vefat etti.
Uzun süredir tedavi gören şair ve yazar Emirali Yağan, vefat etti. Fransa ve Türkiye’de yaşayan Yağan’ın memleketi Dersim’de defnedilmesi bekleniyor.
Emirali Yağan, 1958 Dersim doğumlu. Ankara Eğitim Enstitüsü ve Paris 8 Üniversitesi Modern Yazın Bölümü’nü bitirdi. 1980 askerî darbe yıllarında siyasal nedenlerle hapis yattı. Mamak’ta kaleme aldığı ilk şiirlerini Urmiye Mavisi adıyla 1989’da kitaplaştırdı.
Diğer şiir kitapları: Şarkılar Ülkesi (Cahit Sıtkı Tarancı Şiir Ödülü 1990), Gitmek Bir Uzun Öykü (1995), Evvel Zaman Şiirleri (2003), Sahra, Sanrı ve Sara –Aylak Dizeler– (2007), Ve Denizi Kar Tuttu (şiir albümü, 2002). Silva Gabudikyan’ın Şarkıların Şarkısı adlı eserini Raffi Hermonn’la birlikte Ermeniceden Türkçeye çevirdi (2002). Cemal Taş’ın derlediği Abdullah Gündüz’ün Vasiya Mı –Fecir, Alacakaranlık ve Ömrüm– (2006) ve yine Cemal Taş’ın derlediği Dağların Kayıp Anahtarı-Dersim 1938 Anlatıları’nı Kırmançkîden Türkçeye çevirdi (2010).
Dersim Tertelesi’ni konu alan “Qelema Sure/Kırmızı Kalem” (2009) ve devamı niteliğindeki “Kara Vagon” (2011) belgesellerine metin yazarlığı yaptı. Yayımlanmamış dosyası Ne El Dorado Ne İthaka’nın da içinde yer aldığı toplu şiirler (1985-2021) kitabı Gitmek Bir Uzun Öykü, Kasım 2021’de yayımlandı. (Gazete Duvar)
Bir Portre
Burhan GÜNEL, Roman ve öykü yazarı (D. 7 Nisan 1947, Antakya – 21 Aralık 2012, İstanbul). Ortaokulu ve liseyi Konya Erkek Lisesinde parasız yatılı olarak okudu. (1965). Hava Harp Okulu (1967) mezunu. Hava subayı olarak katıldığı orduda görev yaptı, 1989’da binbaşı rütbesindeyken kendi isteğiyle emekliye ayrıldı. Emekli olduktan sonra bir süre özel kuruluşlarda çalıştı. 1987-98 yılları arasında arkadaşlarıyla birlikte Karşı edebiyat-sanat-düşün dergisini (113 sayı) çıkardı ve yönetti. Edebiyatçılar Derneğinin kurucu üyeleri arasında yer aldı, 1999-2001 yılları arasında iki dönem bu derneğin genel başkanlık yaptı.
Burhan Günel, yakalandığı rahatsızlıktan dolayı 21 Aralık 2012’de İstanbul’da vefat etti. 24 Aralık 2012 pazartesi günü, öğle namazını takiben, Ankara Kocatepe Camisi’nde kılınan cenaze namazından sonra Karşıyaka Mezarlığı’nda toprağa verildi.
İlk öyküsünü Cumhuriyet gazetesinin aylık sanat-edebiyat ekinde (Mart 1971), Ökse adındaki ilk romanını 1972’de yayımladı. Kitap tanıtma yazıları, eleştirmeleri, hikâyeleri ve günlükleri sonraki yıllarda Güney, Yansıma, Türk Dili, Varlık, Oluşum, Damar gibi dergilerde yer aldı. Yazınsal ürünlerinin dışında, çeşitli formatlarda, dört yüz bölümü aşkın radyo oyunu TRT radyolarında seslendirildi ve yayımlandı. 1990’lı yılların başlarından itibaren resim eleştirileri ve sergi yazıları da yayımladı.
Sevinç Dolu Bir Akşam ile 1979 Kültür Bakanlığı Çocuk Öyküleri Başarı Ödülünü, Başka Bir Yaz ile 1981 Türk Dil Kurumu Öykü Ödülünü, Acının Askerleri ile 1981 Mehmet Ali Yalçın Roman Ödülünü, Kalanlar ve Gidenler ile 1982 Mehmet Ali Yalçın Roman Ödülünü (C. Kelkitli ile paylaştı), Yine Bir Gülnihal ile 1983 Nevzat Üstün Öykü Birinci Başarı Ödülünü, Söylence adlı öyküsü ile 1994 Ömer Seyfettin Öykü Ödülünü, Ateş Uykusu ile 1997 Yunus Nadi Roman Ödülünü, Çiçekler Korunağı 2000 Yunus Nadi Öykü Ödülü, Ateş ve Kuğu ile 2005 Yunus Nadi Roman Ödülü ve 2005 Truva Kültür Sanat Ödülleri Yılın Edebiyatçısı ödüllerini aldı.
“Burhan Günel Sevgi Bağı ile şehir ve kasabaların küçük, arkasız insanını konu ediniyor. (…) Kişilerin, karşıtları insanlarla pasif bir karşılaştırmaya sokulması ve toplumsal olayın her yönden didiklenmesi; yani kişilerin karşıtlarıyla aktif bir mücadeleye sokulmaması ve toplumsal bir olayın da asıl vurulacak yanını vurmakla yetinilmemesi Burhan Günel’in hikayelerine ayrıntıyı getiriyor. Burhan Günel’deki ayrıntılar bir denetimsizlik sonucu değil hikaye için seçilen ana düşünceyi ve amacı yetersiz görerek girmişlerdir. Bu ayrıntılar asıl amaç ve düşünceye dolaylı, ama kendine doğrudan bağlıdırlar ve hikaye sınırını zorlayıp genişleterek roman bütünlüğü içinde yer almayı istemektedirler.” (Necati Mert)
“Burhan Günel sabırla, sevgiyle çalışan, sanatını ağır ağır geliştiren bir romancı. (…) Onun romanları sanatımızı saran modaların dışında görünür. Onda hazır yargılardan, klişelerden kurtulma kaygısı, hattâ cesareti görülüyor. Romanımızın toplumsal sorunlarını işlerken unutmaya yüz tuttuğu insan kişiliğini araştırıyor. Bu kişiliği bizim toplumumuzda saran koşullarla hesaplaşıyor. Aksayan romanı Güncel’in sanat çizgisinde olumlu bir aşamadır ve bugünkü romanımıza değişik tonda bir katkıdır.” (Konur Ertop)
ESERLERİ:
Roman: Ökse (1972), Umut Zamanı (1974), Yağmurla Giden (1976), Aksayan (1980), Acının Askerleri (1981), Kalanlar ve Gidenler (1982), Ve O Güzel Kadının Çocukları (1985), Eski Desenler (1986), Yasak Odası (1987), Baraka (1991), Ateş Uykusu (1997), Bütün Zamanlar (2002), Ateş ve Kuğu (2004).
Öykü: Sevgi Bağı (1974), Başka Bir Yaz (1980), Dünyanın En Güzel Kadını (1983), Yine Bir Gülnihal (1984), Nergis (1986), Bisiklet Günleri (1987), Fayton (1988), Evet Aşk (1990), Ateşi Seçtim (1993), Karanfil ve Hançer (1994), Çiçekler Korunağı (1999), Kar Düşleri (2000), Uzun Yol Sürücüsü (2001), Taraça (2005).
Günlük: Günlerden (1994).
OKUMA ÖNERİLERİ