Zaman su gibi akıp geçiyor. Günler haftaları, haftalar ayları, aylar ise yılları kovalıyor. Daha geçtiğimiz hafta kurtuluş mücadelesinin ilk adımının atıldığı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkışının 103. yılını kutladık.
Bu nedenle zamanın su gibi akıp geçtiğini görerek ve düşünerek adımlarımızı atmalı, hareketlerimizi ayarlamalı ve buna göre de kendimize bir yol haritası çizmeliyiz.
Yürürlükte olan Anayasamıza göre en geç 2023 yılı Haziran ayında genel seçimler yapılacak ve seçmenin önüne sandık konulacaktır.
Bunu görerek ve bilerek hareket etme gerekliliğini bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.
Demokrasilerde ülkeyi yönetecek olanlar seçimle belirlenir ve sandıktan çıkan oylara göre de kimin yöneteceği belli olur.
Bunun içinde sandığa atılan oylar ile sandıktan çıkan oyların seçmen iradesine uygun bir şekilde olup olmadığı çok büyük bir önem taşır.
Bu nedenle demokratik rejimlerde sandık güvenliğinin çok büyük bir önem taşıdığı da hatırdan uzak tutulmamalıdır.
Siyasi partilere sandık güvenliğinin sağlanabilmesi ve yapılan oy sayımının hiçbir şüpheye yer vermeyecek bir şekilde yapıldığının tespit edilebilmesi içinde denetim yetkisi ve hakkı verilmiştir.
Eğer siyasi partilerin sandık temsilcileri bu görevlerini hakkı ile yerine getirirlerse, seçim sonuçlarından kimsenin şüpheye düşmesine mahal kalmaz.
Demokrasilerde seçmen olabilmek bir haktır, ama aynı zamanda oy kullanmakta bir görevdir.
Seçmenlerin bu hakkın ne olduğunu benimsemesi ve bu doğrultuda seçime katılarak oyunu kullanmak suretiyle de görevini yerine getirmesi gerekir.
Eğer seçmenler haklarını ve görevlerini yeterince bilir ve buna göre hareket ederlerse, seçime katılma oranı da yüksek olur, sonuçta herhangi bir şüpheye yer vermeyecek şekilde sonuç belirginleşir.
Görülüyor ki; seçimlerde seçmenin yapacağı iş, oy kullanma hakkının olduğunu bilmesi ve oy kullanmanın da bir görev olduğu bilincine varmasıdır.
Nitekim geçtiğimiz hafta sonu İstanbul Maltepe’de yapılan milletin sesi mitingine coşku ile katılanların bu bilinçte olduğu görülüp anlaşılmıştır.
Milletin sesi mitingine katılanlar seçim zamanı geldiğinde, önlerine seçim sandığı konulduğunda gidip oy kullanacaklarını ve bu suretle de hem haklarını hem de görevlerini yerine getirmiş olacaklarını net bir şekilde göstermişlerdir.
Durum böyle olduğuna göre bundan sonra yapılacak iş, sandık güvenliğini sağlamak ve sandığa atılan oylar ile sandıktan çıkan oyların birbirinin aynı olduğunu gösterecek olan ıslak imzalı tutanaklara sahip çıkabilmektir.
Bu konudaki görevde sandık başında görev yapanlara düşmektedir.
Sandıklarda görevli olan siyasi parti temsilcileri bu bilinçle hareket ettikleri ve gerek oy kullanırken ve gerekse sayım yapılırken şüpheye yer verecek durumların oluşmasına engel olacak tutum ve davranış içinde bulunurlar ve sandığa atılan oylara, yapılan sayıma sahip çıkarlarsa, kendilerini kimlerin yöneteceği yolunda oy kullanan seçmenlerin huzur içinde bulunmaları gerekir.
Geçtiğimiz hafta siyasi partilerin çeşitli yerlerde yaptıkları toplantılara geniş bir katılımın olduğu izlenmiştir.
Bu da gösteriyor ki; seçmen demokrasinin gereği olarak yapılacak olan seçimlere katılıp oylarını kullanmada arzuludur, isteklidir ve gönüllüdür.
Seçmenin bu arzu, istek ve gönüllü oluşunu göz ardı etmeden ve umut ışıklarının sönmesine neden olacak tutum ve davranış içine girmeden çalışmalar yapılmalıdır.
Eğer böyle bir yol izlenir ve buna göre de gereken kararlar alınırsa, gelecekten umutlu olmamak için hiçbir neden gösterilemez.
Unutulmamalıdır ki; umutsuzluk kötü bir hastalıktır. Yeter ki bu hastalığa tutunma yoluna gidilmesin.
Her zaman için umutlu olmak, herkesin bu umut havası içerisinde görev bilinciyle hareket ederek demokrasinin kuralarının tam olarak işlemesine yardımcı olması gerekir.
Yaklaşan seçimlerde seçmenin umutlu olması, sandık başında görev yapacak olan siyasi parti temsilcilerinin de görev bilinci ile hareket etmek suretiyle sandık güvenliğini sağlaması gerekliliğini bir kez daha hatırlatmakta yarar görüyoruz.
Yeter ki; herkes hakkının ne olduğunu bilerek, görev bilinci ile hareket etsin ve böylece gelecek dönem için kendini yönetecekleri tartışmasız bir seçimle belirleme imkânı elde edilsin.
Umuyoruz ve diliyoruz…
YORUMLAR