7 Haziran ve 16 Nisan’da esen rüzgârlar değerlendirilemeyip heba edildikten sonra, bu kez adalet yürüyüşü ile birlikte yeni bir rüzgar esmeye başladı.
Sadece iktidar karşıtlarının değil, iktidara destek veren birçok yurttaşımızın da olumlu baktığı adalet yürüyüşü sonucu 9 Temmuz’da Maltepe’de yapılan mitinge gösterilen ilgi yeni ve kuvvetli bir rüzgarın esmeye başladığını, ülke üzerindeki olumsuz bulutların dağılmasına ve mutlu günlerin habercisi olacak değişiklikleri yapacak güçte olacağını hissettirmeye başladı.
Eğer bu kez esen rüzgâr arkaya alınır ve onun gösterdiği olumlu yönde adımlar atılmaya başlanır, yeniden bu rüzgarı etkisiz hale getirecek tutum ve davranış içine girilmez ise, bilinmelidir ki kısa sürede tüm yüzler gülecek, mutluluk şarkıları hep birlikte söylenmeye başlanacak, birlik ve beraberlik içerisinde mutlu bir yaşama kavuşma imkanı ortaya çıkacaktır.
Yeter ki oluşan bu hava heba edilmesin, yeter ki bu sinerji boşa tüketilmesin.
13 Haziran’da başlatılan adalet yürüyüşü, yurttaşların büyük bir çoğunluğu tarafından olumlu karşılanmış ve yerinde olduğu kanaati açıkça dile getirilmiştir. Öyle ki; AKP’nin kendi içinde yaptığı anketlerde de bu husus açıkça kendini göstermiştir.
Anket sonuçlarına göre AKP’li seçmenin %35 i adalet yürüyüşünü olumlu bulduğunu net bir biçimde dile getirmiştir. Yine aynı seçmenin %50 si ülkede adalete güven olmadığı doğrultusunda görüş bildirmiştir.
Tüm bunlar 13 Haziran’da atılan adımın doğruluğunu ve siyasi iktidarın 16 Nisan referandumundan sonra sağduyu çağrılarına rağmen izlediği yolun yanlışlığını açıkça ortaya koymaktadır.
Bu gelişmeleri iktidar ve muhalefet kanadı görmekte ve bu doğrultuda gereken önlemleri alma çalışmaları yapmaktadırlar.
Başta Ana muhalefet partisi olmak üzere, iktidarın olumsuz kabul edilen kararlarına, izlediği yola karşı olanların oluşturduğu topluluğun daha da güçlenmesi ve birlikteliğini bozmaması için, neler yapılması gerektiği araştırılmaya, esen rüzgarın önü kesilmemeye, ortaya çıkan sinerjinin kaybolmasına izin verilmemeye çaba sarf edilmektedir.
Bu doğrultuda CHP’nin ve CHP genel başkanı Kılıçdaroğlu’nun, 9 Temmuz mitinginden sonra durmayacağı, toplumu aydınlatma, bilinçlendirme, birlik ve beraberlik içinde olumlu adımlar atılabilmesini sağlama yolunda yeni yeni hamleler yapacağı, yeni kararlar alacağı, gerekirse yeni yürüyüşler ve eylemler başlatacağı yapılan açıklamalardan anlaşılmaktadır.
İktidar kanadı ise, kendisine olan desteğin giderek azaldığını, bunun metal yorgunluğu nedeniyle meydana geldiğini kabul ederek hızlı bir değişim içine girmek, yeni yüzlerle seçmenin karşısına çıkmak suretiyle oluşan erimeyi durdurma, yeniden eski güce ulaşmak için yoğun bir arayış ve çaba içine girmiştir.
Bu arada son zamanlarda beliren bir gelişme de vardır. O da gündemi bir süredir muhalefetin, özellikle Ana muhalefetin belirlemekte olduğu hususudur.
Gerçekten bir süredir gündemi muhalefet belirlemeye başlamıştır. Biz yıllar yılı bunun böyle olması gerektiğini yazar, söyler ve uyarı görevimizi yerine getirir idik. Ama bir türlü uyarılara kulak verilmez, gereği yapılmaz idi. Böyle olunca da gündemi iktidar belirlemeye, muhalefette belirlenen gündemin arkasından koşmaya başlardı. Oysaki özgürlükçü demokrasilerde gündemi muhalefet belirler, iktidar ise belirlenen gündemin savunmasını yapar. Ama bizde son zamanlara kadar hep tersine oldu. İktidar tüm yetkiler elinde olduğu halde, mağdurları oynamaya, bu doğrultuda gündem belirlemeye başladı. Muhalefette sanki kendisi iktidarmış gibi kendini savunmak zorunda kaldı.
Şimdi roller yerine oturdu. Artık gündemi muhalefet belirliyor. İktidar da belirlenen gündeme göre kendini savunuyor.
Bu bir olumlu gelişmedir.
Esen rüzgârın, oluşan sinerjinin yarattığı olumlu bir havadır.
Gelişmeler bu rüzgârı arkasına alan, oluşan bu sinerjiyi en doğru bir şekilde değerlendirebilecek olan muhalefetin, ülkenin esenliğe çıkabilmesi için doğru adımlar atacağı, daha da güçlenerek ülke üzerindeki olumsuz bulutların dağılmasına, karamsar havanın yok olmasına, umut ve mutluluk dolu günlerin hep birlikte yaşanmasına neden olunacak adımlar atılacağı beklentisini oluşturmaktadır. Yeter ki oluşan bu rüzgar değerlendirilsin, bu sinerji bir kez daha yok edilmesin…
YORUMLAR