Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Hatay’dan İstanbul’a, konu aynı!

Dönsünler Dönmesine de… Şam

Dönsünler Dönmesine de…

Şam Yönetimi ile anlaşarak ‘tartışmalı’ geri dönüş süreci hedefleyen İYİ Parti, ikinci seçenek olarak da güvenli bölgeyi genişletmeyi öngörüyor. Göç Uzmanı Metin Çorabatır ise muhalefetin sığınmacı planlarının “gerçekçi” olmadığı görüşünde.

Antakya’da uzun yıllardır yaşayan ve artık kendi işlerinin sahibi olan bir Suriyeli, “Dönelim dönmesine de, nereye?” sorusunu sorarken, Ankara’nın gündemi, bu sorunun cevabı için kendi seçeneklerini çeşitlendirmeye devam ediyor. Ancak bunu yaparken de yeni tartışma başlıklarını kamuoyu gündemine taşıyor. Bunun son örneği, İYİ Parti’den geldi.

-3 AŞAMA!-

Gelecek ve DEVA Partilerinin ardından İYİ Parti de sığınmacıların ülkelerine geri gönderilmesine yönelik Strateji Belgesi ve Eylem Planı’nı açıkladı. İYİ Parti’nin, “Milli Göç Doktrini” başlığıyla duyurduğu eylem planında, altılı masada tartışma konusu olan “Esad’la diyalog” başlığına güçlü bir vurgu yapıldığı görüldü. Planda ayrıca, Suriyeli ve diğer ülke uyruklu sığınmacıların tamamının, seçimin ardından üç yıl içerisinde geri gönderileceği vurgulandı. Eylem planında; “ilk gün,” “ilk ay” ve “ilk yıl”da alınacak kararlar sıralanıyor.

-YOL HARİTAS!-

Eylem Planına ilişkin sunumu, İYİ Parti Milli Güvenlik Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Tolga Akalın yaptı. Sunuma göre; sınır güvenliği, geri dönüş, önleyici göç ve uluslararası göç mutabakatı olmak üzere, dört ilke üzerine oturtulan eylem planı iki seçenek öngörüyor.

İYİ Parti, ilk olarak Suriye devleti ile anlaşarak 1 Eylül 2026’ya kadar tüm sığınmacıların dönüşünün sağlanmasını hedefliyor. Bu kapsamda, Suriye Arap Cumhuriyeti’nin Türkiye tarafından tanınması öngörülüyor. Bu ifadenin, eylem planının birkaç yerinde güçlü bir şekilde vurgulanması ise altılı masadaki tartışmaları yeniden gündeme getirdi.

Planda, Suriye ile yürütülen müzakerelerde sonuç alınamaması halinde, güvenli bölgenin resen yeterince genişletilerek geri dönüşün sağlanacağı ikinci bir seçeneğe de yer verildi. Ancak, bu ikinci seçenekle ilgili detaylı bilgi verilmedi. Buna gerekçe olarak da “Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ali çıkarları sebebiyle, güvenli bölgenin ve iskan planının teferruatları açıklanmayacaktır” ifadesi kullanıldı.

-SERT TEDBİRLER!-

Eylem planında “ilk gün, ilk ay ve ilk yıl” alınacak kararlar sıralanırken, kamuoyunda tartışma konusu olan başlıklarla ilgili de mesajların verildiği görüldü.

Bunlar arasında, sığınmacılara tanınan tüm ayrıcalıkların iptal edileceği, park, bahçe ve plaj gibi kamusal alanlarda toplumsal huzuru bozacak şekilde davranışların önüne geçileceği gibi ifadeler yer aldı. Taciz olaylarına yönelik de “özellikle kadınların sosyal hayatını kısıtlayacak ve taciz edecek şekilde görüntü kaydeden, Türk milletine hakaret içerikli video ve fotoğraf paylaşan tüm yabancı uyrukluların haklarında yasal işlem başlatılarak sınır dışı edileceği duyurulacak” ifadesi kullanıldı. Öte yandan ,sığınmacı ve kaçak göçmenlere ait ruhsatsız çalıştığı tespit edilen işletmelerin kapatılacağı, Diyanet İşleri Başkanlığı kontrolü dışında dini eğitim veren kurumların kapatılması talimatı verileceği de ifade edildi.

-OY HESABI!-

İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi Derneği Başkanı Metin Çorabatır ise bugüne kadar altılı masayı oluşturan Partilerin açıkladığı eylem planlarını gerçekçi bulmadığını belirterek, bu tür ifadeleri, “seçim öncesi oy kapmak için seçmene yönelik mesaj” olarak değerlendirdi.

Altılı masanın, siyasi çıkar sebebiyle mülteci olayını araçlaştırdığını öne süren Çorabatır, “Esad’la diyalog” başlığının öne çıkarıldığını, ancak altılı masadan hiçbir partinin bugüne kadar Esad yönetimi ile diyaloga geçmediğini savundu.

Cenevre Sözleşmesi’nin geri gönderme koşullarını belirlediğine de dikkat çeken Çorabatır, “Mültecinin, geldiği ülkenin yasalarına uyma yükümlülüğü var. Örneğin plajda tacizde bulundu. Türk yasasına göre yargılanır ve ceza alır. Bunun karşılığı ‘geri gönderme’ değildir” ifadesini de kullandı.

Tamer Yazar