Yarın 29 Ekim. Cumhuriyet bayramımızın 99. yıl dönümünü coşku içinde kutlayacağız.
Kurtuluş mücadelesinin başladığı tarih olan 19 Mayıs 1919’dan sonraki geçen süreçte, ülkenin içinde bulunduğu durumu bir kez daha gözden geçirirsek, hangi engelleri aştığımızı, çağdaş uygarlık düzeyine ulaşabilmek için nelerle mücadele etiğimizi görür ve anlarız.
Cumhuriyetle birlikte birçok kazanımlar elde edilmiştir.
Tarımda teknolojinin gerekleri yerine getirilmiş, kara sapandan makineli üretime geçmek suretiyle büyük aşamalar kaydedilmiştir.
Sanayide yurdun dört bir yanında bacalar tütmeye, dışa bağımlı olmaktan kurtulmak suretiyle ithal eden değil, ihraç eden bir ülke konumuna geldiğimizi hatırdan uzak tutmamak gerekir.
Daha Cumhuriyet ilan edilmeden ,İzmir’de toplanan iktisat kongresinin bize kazandırdıklarını bir kez daha anımsamak ve anımsatmakta yarar görüyoruz.
Eğitimde büyük hamleler yapılmış ve çağdaşlığı elde edebilmek için, yapılması gerekenler yapılmış, bu konuda değeri inkar edilemeyecek kadar önemli adımlar atılmıştır.
Köy enstitülerini buna bir örnek olarak gösteriyoruz. Böylece dünyanın sayılı ülkeleri arasında yer aldığımızı unutmamak gerekir.
Eğitimde çağdaşlığı yakalayabilmek için adımlar atılırken, tarımda ve sanayide de aynı doğrultuda adımlar atılmıştır.
Cumhuriyetin kazanımlarını satırbaşları ile anımsadıktan sonra, şimdi de içinde bulunduğumuz duruma şöyle bir bakma gereğini duyuyoruz.
Aradan geçen 99 yıllık süreç içinde, Cumhuriyetin kazanımları ile dünyanın sayılı tarım ve sanayi ülkeleri arasına girdik. Daha o tarihlerde uçak yapan ve ihraç eden bir ülke olduk. Ama bugün?
Ne yazık ki bugün ihraç eden değil, ithal eden ülkeler arasında ilk sıralarda yer aldığımızı görmekteyiz.
Cumhuriyetin kazanımları teker teker elimizden gitmektedir.
Emperyalizmin kirli yüzü kendini burada da göstermektedir.
Tarım alanlarımız ranta açılmış,tarıma elverişli alanlar yapılaşmaya tahsis edilmek suretiyle tarımda geri planlara düşülmüştür.
Sanayide ise elimizdeki varlıklar teker teker elden çıkarılmış ve bunun yerine dışarıdan ithal etme yoluna girilmiştir.
Köy enstitüleri kapatılmış eğitimde örnek olan bu model yerine kapitalist ülkelerin uygulandığı modeller yaşama geçirilmiştir.
Böylece eğitim sistemimiz yaz- boz tahtasına dönüşmüş, sık sık yapılan uygulama değişikliği sonucu çağdaş bir eğitim sistemine kavuşulamamıştır.
Bu durumları görerek, Cumhuriyete ve onun kazanımlarına sahip çıkma gerekliliğini bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.
Hiç olmazsa elde kalanları koruyalım ve bundan sonra da kalanlar üzerine yenilerini katmak suretiyle, çağdaş ve uygar ülkeler arasındaki yerimizi pekiştirelim.
Cumhuriyetin ilanının 99. yıl dönümünde, bu gerçekleri gözler önüne sermek ve bir kez daha hatırlatmak suretiyle, yarınlarımızın aydınlık olması için ne mümkünse onu yapma yoluna gidelim.
Eğer Cumhuriyete ve O’nun bize kazandırdıklarına sahip çıkar ve çağdaş ülkeler arasında, bağımsız bir Türkiye olarak yerimizi alabilirsek, bundan tüm bireylerimizin mutlu ve huzurlu olacağını unutmamak gerekir.
Cumhuriyetin ilanın 99. yıl dönümünde, bunları bir kez daha hatırlamak ve hatırlatmak gereğini duyuyor ve nice 29 Ekimlere diyoruz…
YORUMLAR