Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

MKÜ-Antakya Belediyesi,

Motif Vakfı işbirliğinde Halk

Motif Vakfı işbirliğinde

Halk Gastronomisi Sempozyumu

Niğde Mutfağı, Hatay Tulum Peyniri ile Hatay Gastronomi Müzesi gündemdeydi…

Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ), Antakya Belediyesi ve Motif Vakfı işbirliğinde, MKÜ ev sahipliğinde, 21. Uluslararası Halk Bilimi ve Halk Gastronomisi Sempozyumu düzenlendi. Atatürk Konferans Salonu’nda gerçekleşen sempozyum, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Sempozyumun açılış konuşmasını, Motif Vakfı Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Prof. Dr. Ömür Ceylan yaptı. Ceylan, konuşmasında, gerçekleşen sempozyumun insanlığın geleceğine dair kaygı duyan tüm insanlar için bir umut olacağına inandıklarını belirterek, emeği geçen herkese teşekkür etti. Hatay Mustafa Kemal üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Kaya da konuşmasında, Hatay olarak gastronomiye çok önem verdiklerini, daha önce yapılan sempozyum ve bilimsel çalışmalar neticesinde, Hatay’ın 2017 yılında UNESCO tarafından gastronomi şehri seçildiğini söyledi. Antakya Belediye Başkan Vekili Mehmet Karaca ise asırlarca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapan Hatay’ın, binlerce yıllık kültür birikimiyle bir gastronomi kenti olduğunu belirtti.

Sempozyumun ilk gününde açılış konuşmalarının ardından, açılış oturumu da gerçekleştirildi. Oturumda; halkbilimi bağlamında gastronomi çalışmaları, tarım toplumlarında işgücü ve beslenme tutumu, coğrafya ve beslenme kültürü ile sürdürülebilir gastronomi konularında sunumlar yapıldı. Sonrasında, gastronomi tırında uygulamalı bir halkbilim çalışması gerçekleştirildi.
Öğleden sonraki oturumlarda; tören, kutlama, bayram ve geçiş dönemi ritüellerine ilişkin sunumlar yapıldı. Gerek Anadolu’nun farklı illerinden (Osmaniye’ye ilişkin Osmaniye Bayram Kömbesi, Isparta’ya ilişkin Aceleci Bacı Helvası sunumları), gerekse Türk coğrafyasına ilişkin (Türkmen Yemekleri Mıkla ve Çilli ile Kırgızlarda Bir Mumbar Çeşidi: Bıcı) sunumlarla, sempozyumda ilk oturumlar tamamlandı. Gün içinde devam eden tüm salonlardaki diğer oturumlarda da gastronomiye ilişkin çeşitli sunumlar gerçekleştirildi. Söz konusu sunumlarda; gastronomi-sokak lezzeti ilişkisi, gastronomi-tıp ilişkisi ile birlikte gastronominin, kullanılan ürünlere yansıması gibi konularda yürütülen çalışmalar sunuldu. Bunun yanı sıra Niğde Mutfağının değerlendirildiği bir çalışma, tulum peynirinin ele alındığı bir başka çalışma ve Hatay Gastronomi Müzesi’nin anlatıldığı çalışma da oturumlarda ele alınan diğer sunumlar oldu.
Sempozyumun ikinci gününün ilk oturumunda, zeytinyağının halk hekimliğinde kullanım alanları, zeytin ve zeytinciliğin mutfakta kullanımı ile sosyokültürel açıdan değerlendirilmesi konulu sunumlarla sempozyum devam etti. Diğer salonlarda ise edebi eserlerde “yeme-içme” vurgulu sunumlar yanı sıra “ülkelerin gastronomi alanında markalaşması” ve “pazarlama etkisi” konulu sunumlara yer verildi.


İkinci günün ikinci oturumunda, Türk Kültüründe ve Türk Dünyası’nda “yemek ve statü” başlıklı sunumlar ile sempozyum devam etti. İlk salonda Uygur Coğrafyası ve Uygur Halk Mutfağına ilişkin törenler, edebi eserler, halk hekimliği ve toplumsal cinsiyet temalı konuların halk gastronomisi ile ilişkileri üzerinde duruldu.
Sempozyumun yürütüldüğü diğer salonda ise “Aşık Edebiyatında Yemek Destanları ve Mizah”, “Manilerde Yiyecek Simgeciliği” gibi başlıklarda, halk gastronomisinin halk edebiyatı ile ilişkisine yer verildi. Üçüncü oturumda, göç ve gastronomi ilişkisi gerek edebi eserler ve gerekse de savaş sonrası yaşanan göçler dikkate alınarak açıklandı. Savaş sonrası yokluğun anlatıldığı “Çorum İskilip İbik Köyü” konulu sunumda ise kıtlık ve yokluk sonucu ortaya çıkan yemeklere ilişkin bilgiler verildi. Bunun yanında, göçün meydana getirdiği mutfak yaklaşımı hakkında da sunumlar yapıldı. “Göç ile Gelen Mutfak: Gökçeada”, bu sunumlardan birisi oldu. Diğer salonlarda, halk gastronomisinin inanç çerçevesinde değerlendirildiği sunumlarla birlikte, halk edebiyatına dair bazı edebi örnekler üzerinden, halk edebiyatı ve halk gastronomisi birlikte işlendi. “Aşık Şiirlerinde Yemek Kültürü” ve “Hatay Masallarında Yeme-İçme Kültürü Üzerine Bazı Tespitler” konulu başlıklar, bu kapsamda sunulan bildirilerden birkaçıydı.
Son oturumda, ülkemizin farklı bölgelerinden örnekler üzerinden tören, düğün, sosyal yaşam ve statü temalı konuların halk gastronomisi ile ilişkileri tartışıldı. Bir Isparta düğün yemeği olan kabune pilavı, tören ve toplumsallaşma yemeği olan tirit, toplumsal işlevi çerçevesinde değerlendirilen tandır ve tandır ekmeği, sosyal yaşam çerçevesinde değerlendirilen Antakya Kahvehane örneği, bu oturumda ele alınan başlıklardan bazılarıydı. Sempozyumun ardından; Altınözü Zeytinyağı Müzesi, Hatay Arkeoloji Müzesi ve Uzun Çarşı’ya bir gezi programı gerçekleştirildi.
-Mutlu Yanık-