Dün Cumhuriyeti bize armağan eden Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 84. yılı idi. Bundan 84 yıl önce, 10 Kasım 1938 tarihinde, bizleri zamansız bir şekilde terk ederek ebediyete intikal eden Atatürk, hâkimiyetin kayıtsız şartsız ulusta olduğu ilkesi ile hareket etmiş ve yapılması gerekenleri de bu ilke doğrultusunda yapmak suretiyle bizim bugünlere gelmemizi sağlamıştır.
Cumhuriyetin ilanınından önce kul ve ümmet fikri hakim iken, yurttaşlık ve ulus bilincinin yer etmesi için gerekenler yapılmış ve böylece bugünlere gelinmiştir.
Anadolu, bir yandan dış düşmanlarla mücadele ederken, öte yandan iç işbirlikçilerle de mücadele etme zorunda idi. Tüm bu olumsuz koşullara rağmen, hâkimiyetin kayıtsız şartsız ulusta olduğu ilkesinden vazgeçmeyen, ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk gereken adımları atmış ve en zor koşullarda dahi hâkimiyetin kayıtsız şartsız ulusta olduğu ilkesinden vazgeçmemiştir.
Yönetimi elinde bulundurduğu süre içinde de bu anlayışla kararlar almış, adımlar atmış ve böylece dünyanın sayılı çağdaş ülkeleri arasına girme başarısı gösterilmiştir.
19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak bastığı andan itibaren kafasında yer etmiş bulunan, demokrasinin tüm kurum ve kuralları ile yerine getirilebilmesi için çaba sarf etmiş, ülke emperyalistlerin işgal ve denetiminde iken, onları yurdundan kovmak, Anadolu’yu çağdaş ve uygar bir ülke haline getirebilmek için gerekli adımları atmasını bilmiştir.
Kurtuluş mücadelesi sırasında ve öncesinde Anadolu’nun tüm kaynakları emperyalist güçlerin denetimi altında idi.
Düyunu umumiye ile tüm kaynaklar yabancıların elinde iken, kurtuluş mücadelesini vermiş ve ülkenin sağlam bir ekonomi yapısına sahip olmasını sağlamıştır.
Atatürk bu kararları alırken, bu adımları atarken ve ülkenin çağdaş uygar ülkeler arasına girebilmesi için bir yol haritası çizerken, kendine bir ilke edinmiştir: O ilke hâkimiyetin ulusta olduğu ilkesi idi.
İşte bu ilkeden hareket ederek, daha Cumhuriyet ilan edilmeden, İzmir’de iktisat kongresinin yapılmasını sağlamış ve böylece çağdaşlığı elde edebilmek için ekonomik özgürlüğü kazanmanın gerekli olduğunu, sadece Anadolu’ya değil, tüm dünyaya duyurmak suretiyle başarının adımlarını atmasını bilmiştir.
Yönetimde olduğu kısa süre içinde ülkeyi hem kuvvet hem de ekonomik yönden işgal etmiş bulunan Müstevlileri kovmak suretiyle, bağımsız bir ulus olma bilinç ve kararlılığı ile adımlar atmasını bilmiştir.
Cumhuriyeti bize armağan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk aramızdan zamansız ayrılmıştır.
Eğer yaşamını sürdürebilse ve kafasındaki plan ve projeleri uygulayabilme imkânına sahip olabilse idi, onları bir an evvel gerçekleştirmek suretiyle ülkesinin çağdaş ülkeler arasına girmesi daha çabuk sağlanacak ve bizlerin aydınlık bir geleceğe kavuşulabilmemiz için gerekenleri çok daha önceden yapma imkânına kavuşulacak idi.
Bu nedenlerle aramızdan vakitsiz ayrılışının 84. yılında O’nu daha çok özlemle anıyor ve arıyoruz.
O’nu anıyoruz; çünkü hiç bir şeyi karşılık beklemeden, sadece ve sadece ülkesi için çaba sarf eden bir lider olarak ülkesini yönettiği için.
O’nu arıyoruz; çünkü eksik bıraktıklarını tamamlayabilmesi için gereken zamanı elde edememiş ve bu nedenle kafasındaki hedeflere ulaşamamıştır.
Ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan vakitsiz ayrılışının 84. yılında O’na bir kez daha tanrıdan rahmet diledik. O’nu sevgi, saygı ve özlemle andık ve aradık…
Nur içinde yat aziz Atatürk…
YORUMLAR