Geride kalan yaşamları
12-13 Ağustos tarihlerinde Vakıflı Köy’de kutlanma hazırlıkları süren Meryem Ana Yortusu için 7 kazan hrise bir kez daha ateşin üzerinde
pişmeye bırakılacak, ardından üzümler kutsanıp, barış ve huzur dilenecek.
Ermeni Apostolik Kilisesi’nin beş büyük yortusundan biri olan Surp Asdvadzadzin (Meryem Ana) bu yıl 13 Ağustos Pazar günü kutlanıyor. Samandağ Vakıflı Köy’de 12 Ağustos’ta başlayacak etkinliklerle start alacak olan Meryem Ana Yortusu’nda yılın ilk hasadına ithafen Khaghoğorhnutyun (Üzüm Okuma) töreni yapılacak, bereket için dua edilecek ve kutsanan üzümler katılımcılarla paylaşılacak. Ardından herkesin büyük bir keyifle ve heyecanla beklediği ana, hrise kazanlarının kaynadığı noktaya gelinecek. Burada da okunacak duaların ve yapılacak konuşmaların ardından, pişen hriseler katılımcılara servis edilecek.
-7 KAZAN-
Bir zamanlar Musa Dağı’nın eteklerinde yer alan 7 Ermeni Köy’ü temsilen 7 kazan hrisenin pişirildiği Yortu, düne dair anıların tazelendiği ve bundan sonraki günlerin daha iyi olması yönünde duaların edildiği özel bir gün. Kazanların sahipleri mi? Bir kazan Yoğunoluk için, diğerleri Hıdırbey, Kebusiye, Bityas, Hacıhabipli, Yezur için… Peki ‘neden hrise’ diye soranlarınız da vardır… Bugüne dair pişen yemek, 1915’te Musa Dağı’nda erzakları telef olan Ermenilerin, ellerinde kalan buğday ve etle yaptıkları kutsal bir yemek, harisa… Yani köy diliyle, ‘herisi’…
-YORTU’NUN HİKAYESİ-
Asdvadzadzin yortusunun detayları mı? Başrahip Zakeos Ohanyan, o detayları şöyle anlatıyor:
“Bu yortunun özü, Aziz Bakire Meryem’in göğe alınışıdır. Meryem Ana, oğlu İsa Mesih gibi ölmüş, dirilmiş ve göğe yükselmiş değildir. Yani söz konusu olan, Meryem Ana’nın dirilişi değil, ölmüş bedeninin mezarından alınarak Tanrı’nın Krallığı’na götürülmesidir. İşte biz bunu kutluyoruz.
İsa Mesih göğe çekildikten sonra, öğrencileri ve ilk Hıristiyanlar, Meryem Ana’nın önderliğinde toplanıyorlardı. İsa Mesih fiziksel olarak kilisede olmadığından, öğrenciler ve ilk Hıristiyanlar için Meryem Ana’nın sesini duymak, onunla dua etmek, onun yakınında bulunmak, İsa Mesih’le birlikte olmak gibi bir şeydi.
Elçisel imanımıza göre, Meryem Ana sadece İsa Mesih’in değil, vaftiz olmuş tüm Hıristiyanların da annesidir. İsa Mesih, Haç’ın üzerinde, annesi Meryem Ana’yı en çok güvendiği öğrencisi Yuhanna’ya teslim etmişti ve dolayısıyla, İsa Mesih göğe çekildikten sonra Meryem Ana’yı hep Yuhanna korudu. Meryem Ana çok uzun bir süre Kudüs’teki kilisenin başında oldu ve ileri bir yaşta hayatını kaybetti. Havariler ve ilk Hıristiyanlar Meryem Ana’yı çok büyük bir üzüntüyle, Getsemani bahçesinde mezara koydular. Meryem Ana mezara konurken, öğrencilerden biri başka bir yere İncil’i vaaz etmeye gitmişti. Meryem Ana gömüldükten tam üç gün sonra geri dönen Bartholemeos, bu kötü haber üzerine çok üzülerek, Meryem Ana’nın yüzünü son bir kez görmek istedi. Mezarı açtıklarında mezarın bomboş olduğunu gördüler. O esnada Kutsal Ruh göründü; Allah’ın ruhu, öğrencilerin yüreğine konuştu ve öğrenciler o gün İsa Mesih’in gökten inerek annesinin cansız bedenini Tanrı’nın Krallığı’na çıkardığını anladı.”
-KUTSANAN ÜZÜMLER-
Ohanyan, bu yortuyla üzümün bağlantısını ise şu şekilde anlatıyor:
“Meryem Ana dünyaya en güzel meyveyi, bütün insanları kutsayan bir meyve olan İsa Mesih’i verdi. Üzüm şaraba dönüşüyor, şarap da bizim için İsa Mesih’in kanını temsil ediyor. Üzümden şarap yapıldığı ve bunu Badarak’ta kullandığımız için, üzüm Hıristiyanlar için özel bir meyve oldu. Meryem Ana bizim için bereketi simgeliyor; o yüzden, Meryem Ana Yortusu’nda bizim için en anlamlı meyve olan üzümü kutsuyor ve yiyoruz. O güne dek üzüm orucu tutuyoruz. Üzüm orucu çok köklü ve halk olarak benimsediğimiz bir şey. Mesele üzüm yiyip yememek değil; önemi, bunu hep beraber yapmamızdan kaynaklanıyor. Ama bu bir üzüm bayramı değildir. Üzüm burada sadece simgesel bir araçtır. Badarak’tan sonra üzümler, ruhani önderler tarafından kutsanır ve dolayısıyla bütün üzüm bağları da kutsanmış sayılır.”
-KADINLARIN BAYRAMI-
Surp Asdvadzadzin Yortusu, kadınlar için diğer tüm yortulardan daha önemli. Kadınlar, tüm adaklarını o güne saklarlar. Ayrıca, bayram ertesinde, yıl içinde özel isim günü olmayan kadınların (özellikle Maryam, Takuhi, Sırpuhi, Baydzar, Yeranuhi, Hamaspür, Antaram, Diruhi ve Markrid’lerin) isim günleri kutlanır.
-Tamer Yazar-