Geç Antik Çağ’ın en önemli hatip ve öğretmenlerinden sayılan Libanius’un Antakya’ya Övgü (XI. Söylev) adlı söylevi, Hüseyin İstanbullu’nun çevirisiyle Kapra Yayınları’ndan çıktı.
MS 314 yılında Antakya’da doğan Libanius etkili, derin kültürlü bir ailenin çocuğuydu. Öğrenimini Atina’da tamamladı. Daha sonra İstanbul’da öğretmenlik mesleğine başladı ve bir süre burada öğretmenlik yaptıktan sonra doğduğu kente, MS 354 yılında yerleşti. Burada Grek-Roma eğitim sistemine dayalı bir okul kurdu. Libanius’un öğrencileri değişik şehirlerden özellikle Atina’dan ve İstanbul’dan Antakya’ya öğrenim görmek için geliyorlardı. Libanius öğretmenliğe ve ilmi çalışmalarına devam ettiği Antakya Akademisi, Doğu’nun en önemli eğitim ve kültür merkezlerinden biri haline geldi.
Libanios’tan geriye sayısız yapıt arasında 1600 kadar mektuptan oluşan bir derleme ve 64 söylev kaldı. Bu söylevlerden biri Antakya’ya Övgü adını taşıyordu. MS 358 yılının Eylül ayında ve bir olimpiyat sırasında verdiği söylevde Libanios, Antakya’nın tarihini, mitolojik köklerinden Roma dönemine değin oldukça geniş bir yelpazede aktarıyordu. Söylevi Antakya’ya olan borcunu ödemek için kaleme aldığını söyleyen filozof, Antakya’nın coğrafyasına, sosyal, toplumsal, ekonomik ve politik durumuna değiniyor, ilginç saptamalarda bulunuyor, sonunda da şunlar söylüyordu:
“(…) O halde, hangi şehir bizimkiyle kıyaslanmaya cüret edebilir? Eski devletlerden daha müreffeh; yenilerinden boyutu, kökeni ve toprağın verimliliğiyle çok daha üstündür. Dahası, surları diğer şehirlerinkinden engin kalıyor olsa bile, ahalisine sağladığı suyla, ılıman geçen kışıyla, insanının zekâsıyla ve felsefi düsturuyla onlardan pek yukarıdadır; fakat en asil mahiyeti, sağladığı Grek eğitim sisteminin ve hitabetinin, muazzam şehirdekilerden bile daha üstün olmasıdır.
Genelde bazı şehirleri küçük oldukları, bazılarını da abes görünen yığınlarından dolayı çirkin bellersiniz. Şehrimizdeki Ana Aşk Tanrıçası ise kendi cazibesinden bu yığınlara pay sunar. Bu topraklardan başka bir yerlere giderseniz sürekli buraları hatırlayacak, başka bir yerden buraya gelirseniz de daha önce tüm bildiklerinizi unutmuş olacaksınız. Bu nedenlerle, şehrimize gelip de ana-babasını ve vatanını unutanları affetmekte fayda vardır; nitekim onlar böylesini, ne daha önce görmüş, ne de görebileceklerdir.”
Antakya’da yarım yüzyıl ders veren Libanios, politikaya da atıldı. Zorlukları kahramanca göğüsledi ve en çok hak ettiği ödülleri kabul etmedi. Ahlakı, aydın kültürünü, toplumsal sorunları ele alan yapıtları çağının en ilgi çekenleriydi.
Libanios, MS 393 yılında, doğduğu şehirde hayata gözlerini yumdu. Antakya halkı onu hatiplerin ve bilgelerin içinde ilk sıraya yerleştirirken, o da onlara şu öğüdü vermişti:
“Aldanmayınız! Bilginin değeri, taçtan, zaferden, bir demir heykelden, dünyanın bütün iyi şeylerinden üstündür.”
YORUMLAR