İmamoğlu hakkında mahkemenin verdiği karara işaret eden Çalışkan: “Yargı, hiç kimse için tehdit ve şantaj unsuru olmamalı. İktidar gücünü ele geçirenler, gidip de bunu intikam aracı olarak kullanmamalıdır.”
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında mahkemenin verdiği kararın kamuoyunda tartışılmaya devam edildiğine işaret eden Doç. Dr. Necmettin Çalışkan, çarpıcı bir tespitte durdu: “Esasen üzerinde durulması gereken şey, bir tripod bir kamerayla; seri numarasına, plakasına, konşimentosuna kadar afişe edilen uyuşturucu baronlarının gemilerine ilişkin herhangi bir soruşturma açılmazken, dansözlü odalarda ortaya çıkan görüntülere, yolsuzluklara ve hatta işkence suçlarına ilişkin bir işlem yapılmazken, bir belediye başkanına bu tür bir davadan hüküm giydirilmesi, doğal olarak vicdanları yaralıyor.”
“Hukuk, herkese, her zaman lazım” diyen, Saadet Partisi Genel İdare Kurulu üyesi, Partinin Hatay’daki önemli ve güçlü ismi Çalışkan, “Çok daha beterine ses çıkarılmayıp, sadece muhalefetten biri için yargının devreye girmesi, soruşturmaların açılıp cezanın verilmesi, adalete olan güveni sarsıyor. Madem ceza verilecekti, karşılıklı olarak kullanılan “ahmak” sözünden değil herhangi bir idari tasarrufundan, ihalede usulsüzlük kamu zararı gibi, gerekçeyle verilseydi, inandırıcı olurdu. Çünkü kitle, her şeyi kayıtsız şartsız kabule dünden hazır” değerlendirmesinde bulundu.
Yargının, hiç kimse için tehdit ve şantaj unsuru olmaması gerektiğinin altını özenle çizen Çalışkan, iktidar gücünü ele geçirenlerin de gidip de bunu intikam aracı olarak kullanmaması gerektiğine dikkati çekti. “Burada, belli ki hedef, siyasi veya ideolojik olarak kendisi gibi düşünmeyen herkesten hesap sormak” diyen Çalışkan
“Hukukun gücünü sopa olarak kullanarak, hukuksuzlukta sınır tanımama ve devletin bütün imkânlarını, bir partinin/kurumun hegemonyası altına alma gayreti olduğu görülüyor” dedi.
Tamer Yazar