Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Antakya’da görünmez engelleyici bir güç var

Antakyalı siyasetçi Yaşar Okay’a göre Deprem yaralarının sarılması, yeniden imarda çok gerideyiz.

Antakyalı siyasetçi Yaşar Okay’a

Gençlik yıllarından itibaren yaklaşık 25 yıldır siyasetin içinde olan Antakyalı M.Yaşar Okay, sosyal medyayı çok iyi kullanmak suretiyle deprem sürecinde kente, kent halkına verdiği haberler ve aktardığı gelişmelerle yararlı olmaya çalışırken, gelinen süreçte Antakya’da işlerin düzelmesini önleyen sanki gizli bir güç olduğundan söz etti.

Antakyalı kanaat önderi sayılabilecek sağduyulu simalarından M. Yaşar Okay’ın dikkate değer yazısı şöyle.

“Antakya’da sanki görünmez bir güç var ve bu güce karşı hiç kimse birşey yapamıyor.

Deprem öncesinde küçük emarelerini gördüğümüz ancak depremden sonra artık açık seçik bir şekilde görünen ve ayyuka çıkan görünmez bir güç var sanki.

Kırılan yerinde kalıyor, bir sahipsizlik, bir vurdum duymazlık, bir güç yetmezlik almış başını gidiyor.

Deprem öncesi gerek mülki idare ve gerekse yerel yönetimlerle ilgili yapılan şikayetler dikkate alınmamış, yolsuzluklar işbilmezlik, başına buyruk kararlar soruşturulmamıştı.

Deprem sonrasında da herkesin gördüğü ve yaşadığı üzere durum daha da vahim bir hal aldı.

Yerel yönetimlerin basiretsizliği, iş bilmezliği şaibeli işlerinin yanı sıra,

Mülki idarenin hala Güvenliği sağlanamamış olması, hurda demir taşımacılarının terörü, molozların yerinde ayrıştırılmasına devam edilmesi, molozların döküm alanları, asbest belası, susuzluğun giderilememesi ,elektrik kesintileri, belen geçidi, Honda kavşağı, uzunçarşı, küçük sanayi sitesi, imar planının akıbeti hala orta yerde duruyorken mülki idare amirlerinin ve yerel yöneticilerin sanki herşey yolundaymış gibi gereksiz ziyaretlerle vakit geçirmesi saydığım sorunları görmezden gelip kulak tıkamaları biz Antakyalıların aklına başka başka şeyleri getiriyor.

Sanki görünmez bir güç şehri boşaltmaya, biz Antakyalıları bu kadim şehri terk etmeye zorluyor.

Baksanıza hayatın olmazsa olmazı suya erişmek bile imkansız durumda. Ama bu durum kimsenin umurunda değil. Sanki bizleri susuzluktan, zehirden trafik teröründen bıktırıp ata topraklarımızı terk etmeye zorluyor bu GÖRÜNMEZ GÜÇ.

Depremin üzerinde 6 ay geçmesine rağmen hiç birşey düzelmiş değil. Düzelmesi konusunda da hiçbir emare yok.

Sanki bahsettiğim bu görünmez güç çarkların dönemsine, sorunların çözülmesine engel oluyor. Bu güce karşı da herkes sessiz herkes güçsüz. Bu gücü herkes biliyor ve susuyor.

Bu sorunlar çözülsün diye gönderilenler sanki emekliğini doldursun diye gönderilmiş, seçilenler de sanki artık onları oradan Antakya tabiri ile Felek İsa bile indirmez rahatlığındalar.

Böyle bir durum var ise o GÖRÜNMEZ GÜÇ bilsin ki, herkes istese de biz Antakyalılar bu şehri terk etmeyeceğiz. Çocuklarımızı torunlarımızı burada büyütecek, bayramlarda atalarımızın mezarını ziyaret etmeye devam edecek ve burada öleceğiz.”