Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Jozef Naseh MKÜ Rektörü Prof. Dr. Veysel Eren ile röportaj yaptı

Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Veysel Eren: “DEPREMİN YIKICI ETKİLERİNİ, BİLİMSEL ÇALIŞMALAR IŞIĞINDA, KISA SÜREDE GİDERECEĞİZ”

Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi

Deprem ve çözüm önerileri üzerine yazdığım her makalede, filizlendiğim topraklardan zorunlu ayrılmanın acısını her defasında duyumsuyorum. Bu amaca yönelik yapılan bilimsel ve eylemsel çalışmaları izledikçe, geri dönüş umudum artıyor. Bir olmak için, birlikte yaşamanın özlemini iple çekiyorum.

Geçen hafta, 11-12 Ağustos tarihleri arasında, Ankara Kent Konseyi’nin konukseverliğinde, Hatay Sivil ve Sosyal Platformlar Birliği tarafından “Cumhuriyetin 100. Yılında Deprem ve Hatay” konulu bir çalıştay düzenlendi. Bu çalıştayda Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Veysel Eren hocamız “Üniversitemizin Deprem Sonrası Sorunları ve Çözüm Önerileri” konulu bir sunum yaptı.

Bilimsel verilere dayanan, sunumun ardından, sayın rektörümüz ile Üniversitemizin geleceği ile ilgili kısa bir söyleşi yaptık. Kamusal yarar gözeterek bu söyleşiyi sizlerle paylaşıyorum.

J. NASEH: Sayın rektörüm, öncelikte hepimize geçmiş olsun. Bu zorlu koşullarınızda bana zaman ayırdığınız için sizlere teşekkür ederim. Değerli rektörüm, lütfen, Ankara’da düzenlenen çalıştayla ilgili kısa bir değerlendirme yapabilir misiniz?

Prof. Dr. V. EREN: Hatay’ın sivil toplum kuruluşlarının bir araya gelerek düzenlediği bu çalıştayın çıktılarını depremin yaralarını sarmak için önemli buluyorum. Zira her ne kadar depremin merkezi olmasa da en büyük yıkım Hatay’da gerçekleşti. Bu bakımdan Hatay’ın daha özel bir statüde değerlendirilmesi gerektiği kanaatindeyim. Bu çalıştayda da vurgulanan temel mesele buydu.

J. NASEH: Deprem öncesi Üniversitemizin toplam personel durumu nedir?

Prof. Dr. V. EREN: Deprem öncesinde üniversitemiz toplam personel sayısı yaklaşık 3200 kişiydi.

J. NASEH: Can kaybımız var mı?

Prof. Dr. V. EREN: Depremde 38’i akademik olmak üzere, toplam 97 personel yaşamını kaybetti. 43’ü yaralandı, 588 personelimiz ise birinci dereceden yakınlarını kaybetti. Öğrenci kaybımız ise 278’dir. Ancak deprem sonrasında yoğunluklu olarak akademik personelde olmak üzere kayıplarımız devam etti. 2023’ün ilk 8 ayı itibari ile personel kaybımız, ayrılan ve istifa eden personelle birlikte akademik personelde 109, idari personelde 87 kişi olmak üzere toplamda 196 kişiye ulaştı.

J. NASEH: Öğrenci kaybında artış oldu mu?

Prof. Dr. V. EREN: Öğrenci sayılarında da durum bundan farklı değil. 278 öğrencimizi maalesef depremde kaybettik. Ayrıca 219 yatay geçiş, 204 kayıt sildirme, 704 azami süre nedeniyle kayıt silme ve 116 kayıt dondurma bu süreçte gerçekleşmiştir. Bu sayıların artması muhtemeldir. Üniversitemizin bu tercih döneminde ne düzeyde tercih edileceği de belirsizliğini korumaktadır.

J. NASEH: Bu kadar büyük yıkım ve can kaybı olmasına rağmen, üniversitemiz nasıl hizmet veriyor?

Prof. Dr. V. EREN: Üniversitemiz, depremin yaşandığı ilk günden bu yana personeline, öğrencilerine ve vatandaşlara hizmet vermiş ve vermeye devam etmektedir. Bu elbette depremin hem yapısal hem duygusal yıkıcı etkilerine rağmen göreve koşan personelimiz sayesinde mümkün oluyor. Üniversitemiz ayrıca yalnızca personele ve sivil vatandaşlara değil aynı zamanda deprem ile birlikte Hatay’a görevli ve gönüllü olarak gelen başta Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İletişim Başkanlığı, 112 Acil ve UMKE ekipleri, Valilik, Emniyet Müdürlüğü, Kızılay, TRT gibi birçok kurum, kuruluş ve dernek için de hem barınma hem de alt yapı hizmeti vermiş, halen de vermeye devam etmektedir.

Ayrıca depremde Antakya’da ayakta kalan ve hizmet veren tek hastane Üniversitemiz hastanesi olup, hastane yaklaşık 3 ay içerisinde acil ameliyatları gerçekleştirebilecek seviyeye getirilmiştir. Tüm polikliniklerimizde hasta kabulü yeniden başlamıştır.

J. NASEH: Yıkım sonucunda, Üniversitemizin maddi kayıpları konusunda bir değerlendirme yaptınız mı?

Prof. Dr. V. EREN: Tabi yaptık. Depremin ilk etkilerini atlattıktan sonra nisan ayı başlarında Üniversitemiz uzmanları tarafından yapılan çalışmalarda, orta ve ağır hasarlı yapılarımızın onarımı için yaklaşık 1.702.000.000TL bir maddi kaynağa gereksinimimiz olduğu saptandı. Temmuz ayı itibarı ile Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı’ndan söz konusu hasarların tadilatı için 510 milyon TL ek bütçe sağlanmıştır. Daha sonra buna 50 milyon TL daha eklenmiştir. Söz konusu bütçe Araştırma ve Uygulama Hastanesi, Rektörlük binası, Yemekhane, Kütüphane, İlahiyat Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, İletişim fakültesi, Tıp Fakültesi binalarının tadilatı için kullanılmaktadır. İnşaat maliyetlerindeki artış göz önüne alınırsa bu bütçenin tadilatlar için yetmeyeceği aşikârdır.

J. NASEH: Enerji ve su kullanımında sorunlar yaşıyor musunuz?

Prof. Dr. V. EREN: Üniversite yerleşkelerinin su ihtiyacı büyük ölçüde, kurumumuz tarafından açılan su kuyularından karşılanıyor.

Söz konusu kuyuların bir kısmının tadilatı tamamlanmış olmakla birlikte kampüsteki konteyner kentler nedeniyle su kaynakları ihtiyacı karşılayamaz hale gelmiştir.

Elektrik enerjisi alımı konusunda, çok büyük sıkıntılarımız yok, Antakya Meslek Yüksekokulu dışındaki bütün yerleşkelerimizin trafoları var. İhtiyacımızı yeterince karşılıyor.

J. NASEH: Yapılacak öncelikleri belirlediniz mi?

Prof. Dr. V. EREN: Üniversitemizin kurumsal sürdürülebilirliği için deprem sonrası, yapısal kaynaklarımızda, yönetsel kadrolarımızda ve yeni öğretim yılında karşılaşabileceğimiz sorunlarımızı çözebilmek için ihtiyaçlarımızı tespit ettik. Bu tespit üzerinden, sorunlarımızı giderebilmek amacı ile risk analizi yaptık. Çözüm önerileri geliştirdik.

Çözüm önerilerimizi üç aşamada değerlendirdik. Birincil sorunlar acil, ikincil sorunlar orta vadeli, üçüncü sorunlar uzun vadeli olarak planladık.

J. NASEH: Öncelikli çözüm önerileriniz nelerdir?

Prof. Dr. V. EREN: Aslında değerlendirdiğimiz bütün sorunlar ve çözüm önerileri öncelikli. Ama kısa bir süre sonra yeni bir öğretim yılına gireceğiz. Bilimsel ve yönetsel personelimizin hizmetlerimize yönelik yeterli bir sayıya ulaşmasını sağlamaya çalışıyoruz.

Bu kadroların eşgüdümsel olarak verimli hizmet verebilmeleri için gereksinmeleri olan barınma ve beslenme gibi sorunlarını gidermek, alt ve üst yapı eksikliklerini tamamlamak gerekir.

Öğrencilerimizin, barınma, beslenme ve ulaşım gibi sorunlarını çözebilmek için, devlet ve millet işbirliğine ihtiyacımız var. Üniversitemizin, merkez kampüsü ve ilçelerde bulunan yerleşkelerinin yakınında bulunan güvenli yapıların öğrencilerimizin barınma gereksinmelerini karşılayabilmeleri için planlama ve çalışmalar yapıyoruz. Bu çalışmalar için zamana karşı bir yarış içerisindeyiz.

J. NASEH: Değerli hocam, yaptığınız değerlendirmelerde, üniversitemizi, sizi ve öğrencilerimizi bekleyen çok zorlu bir süreç var. Bu konuda kamuoyuna bir iletiniz var mı?

Prof. Dr. V. EREN: Elbette, hem şehrimizin hem üniversitemizin önünde zorlu bir yol var. Biz bu yolu ancak birlik ve dayanışma içerisinde aşabileceğimizin bilincindeyiz. Bu noktada en büyük motivasyonumuz Hatay’ın evlatlarının şehirlerine karşı duydukları büyük özlem ve inancın yarattığı yeniden ayağa kalkma gayretidir. Bizler de bu şehrin insanları olarak üniversite odaklı bir yeniden kalkınma planının birer neferiyiz. Eğitim hizmetlerinin önündeki engellerin giderilmesinin bu sebeple öncelikli olduğunu düşünüyoruz. Bunun için devletin her kademesiyle uyum ve işbirliği içerisinde çalışıyor, sivil ve sosyal platformlarla istişarelerimizi sürdürüyoruz. Deprem sonrası şehirden ayrılmak zorunda kalan vatandaşlarımız evlerinin duvarlarına “Bir gün geri döneceğiz” yazmışlardı, biz bu özlemin sona ermesi için ilk günden bu yana aralıksız çalışıyoruz ve çalışmaya devam edeceğiz.

J. NASEH: Kıymetli zamanınızı bana ayırdığınız için çok teşekkür ederim.