CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu’nun Hatay Havalimanı projesi hakkındaki açıklamasına “Hatay bir ‘pardonu’ daha kaldıramaz” diye tepki gösterdi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu’nun ‘maalesef projeyi aynı yere yapacağız’ açıklamasına tepki gösteren Nermin Yıldırım Kara, “Bunun yeni bir mesele olmadığının bilinmesi gerekiyor. O zaman da ne bilim insanlarının ne biz çevrecilerin lafını dinlediler. Gelen her tavsiye ve rapor karşısında burun kıvırdılar, biz çevrecileri küçümsediler. Depremde, havalimanının müdahaleyi ne kadar güçleştirdiğini hatırlamak gerekir. Eğer bizim yıllarca yaptığımız itirazlar
dinlenseydi ve kulak kabartılsaydı belki de afet sonrası müdahalede hızlı olunabilecekti. Şimdi bakanın açıklamaları bizi yeni bir afetin eşiğine sürükleyecek. ‘Maalesef’ demek yerine bilim insanlarını dinleyin ve projelerinizi düzgün yapın” ifadesini kullandı.
Havaalanın yapılacağı yerin iyi seçilmesi gerektiğini vurgulayan Kara “Yer seçimi tekrar düşünülmek zorundadır. Hızlıca ihalelerin yapıldığı söyleniyor. Emin adımlarla ve hızlıca yeni afetlere sebep olacaklarını bize gösteriyorlar. Artık bu ülkenin ve Hatay’ın bir ‘pardon’ daha kaldıracak hali yok. Her gün başka bir bakan ya da eski görevli havalimanı ile ilgili itirafta bulunuyor. Eski Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu verdiği bir demeçte ‘sosyal baskı neticesinde’ bu havalimanını oraya inşa ettiklerini söyledi. Fahrettin Koca ise depremde hasar gören ve yoğun bakımında en az 80 yurttaşımızı kaybettiğimiz Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin yerini doğru bulmadığını ve yıkılacağını ifade ederken örnek olarak havalimanının da yerinin uygun olmadığını belirtti. Hatada ısrar ettiğinizde bu itirafların da bir anlamı yok. Bile bile lades diyorsunuz.” dedi.
KUŞ DEYİP GEÇMİŞLERDİ…
İktidarın bir afeti atlattık, yenisi gelene kadar ne olursa olsun mantalitesi taşıdığını anlatan Yıldırım Kara şunları söyledi: 1999-2000 yıllarından beri çeşitli platformlarda Hatay Havalimanı meselesi üzerine tartıştık. Çevre dernekleri, mimarlar, çeşitli dallardaki bilim insanları hem inşa süreci öncesi hem de yaşanan her felaketten sonra seçilen yerin yanlışlığına dair uyarıda bulundu.. Daha ilk bu tartışmalar başladığında bilim insanlarımız buranın önemli bir göçmen kuş rotası olduğunu belirtmişti. Uçuş güvenliğinin bozulmasının yanı sıra buradaki biyolojik dengenin de bozulacağı vurgulanmıştı. Erken uyarı sistemi kurulması gerekiyordu, dinletemedik. Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı da bu bölge için diretti ve geri adım atmadı. Henüz 1999 yılında Orman Bakanlığı hazırladığı raporda, ilkbahar ve sonbaharda göç eden kartal, pelikan, leylek gibi kuşların rotasının bu bölgeden geçtiğini ifade etmişti. O dönem toplamda 2-6 Ekim 1999 tarihleri arasında Orman Bakanlığı tarafından 10 bin 25 kuş sayılmıştı. Dönemin Hatay Valisi, ülkemizde kuş çarpması ile düşen uçak olmadığını ileri sürmüş ve ‘Bence bu safsata. Biz her şeyi göze alarak bölge için önem taşıyacak olan havalimanının inşaatını tamamlamak istiyoruz.’ demişti. Hiçbir canlının yaşamını umursamıyorlar. O zaman da kuş deyip geçtiler, şimdi de aynı şekilde düşünüyorlar. Uçuş güvenliği olmayan bir yerde diretiyorlar.
AMİK GÖLÜ ÇANAĞINA HAVALİMANI OLMAZ
2009 ve 2014 yıllarında havalimanını sel bastı. O tarihlerde, sel afetleri neticesinde biz geçmişteki açıklamalarımızı gösterip tekrar uyarıyorduk. Yine aynı noktaya doğru ilerliyoruz. 1940’lardan itibaren Amik Gölü kurutulmaya başlandı ve 1970’lere doğru az çok bu işlem tamamlandı. Tam göl yatağının merkezine havalimanı inşa edildi. Kurutulan gölün en derin yeri burası. Amik Gölü tekrar yerini almaya çalışıyor, burası yüksek yağış alan bir bölge. Su sürekli olarak toplanıyor. Siz doğal akışa karşı
gelemezsiniz ve inatlaşamazsınız. Ekosistemler sizin müdahale edip eğip bükebileceğiniz alanlar değildir. Kendine has jeomorfolojik ve hidrostatik yapılarını göz önünde bulundurmanız gerekir. Tekrar buradan söylüyoruz, Hatay Havaalanı
yine su taşkınlarına ve sellere maruz kalacaktır. Kurutulan göl çanağında havalimanı yapılması büyük bir hataydı. Yeniden felaketlerle karşılaştığımızda dönüp yurttaşlara ne diyeceksiniz?”