Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Depremzedeleri çok zor bir kış bekliyor!

Gelecek Partisi Grup Başkanvekili

Gelecek Partisi Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin Başkanlığında ki heyetin 25 Ağustos 2 Eylül tarihleri arasında deprem bölgesine yaptığı incelemenin raporu yayınlandı. 6 Şubat depremleri ile 11 il 62 ilçe ve yaklaşık 10 bin 190 köyde can ve mal kaybına sebep olduğu belirtilen raporda deprem sonrasında ülkemizde büyük bir dayanışma örneği yaşandığı iktidarından muhalefetine, sivil
toplum kuruluşlarından yerel yönetimlere kadar herkes deprem bölgesinin yardımına koştuğu vurgulandı.

Raporla ilgili olarak TBMM’de basın toplantısı düzenleyen İsa Mesih Şahin ”Kahramanmaraş depremleri sonrasındaki dayanışma örneği milletimizin toplumsal dayanışma ruhunun
ne denli büyük olduğunu bir kere daha ortaya koymuştur. İlk günden beri depremin yaraları sarılmaya çalışılsa da önemli aksamaların olduğu da bir gerçekliktir. Gelecek Partisi olarak deprem bölgesindeki son durumu yakından gözlemleme adına bir heyet ile  bölgede 9 günlük ziyaret programı gerçekleştirdik. 25 Ağustos Cuma günü Adana’da başlayıp 2 Eylül
Cumartesi günü Şanlıurfa’da tamamladığımız deprem bölgesi ziyaretlerimiz kapsamında 9 il, 8 taşra ilçesi ve 5 köy ziyareti gerçekleştirdik” dedi

Şahin ‘Program kapsamında; illerde ve ilçelerde TOKİ şantiyeleri ziyaret edilerek, yetkililerden bilgi alınmış, inşaatlar gezilmiş ve toplu konut yapımının ne aşamada olduğu yerinde görülmüştür. Konteyner kentler  ziyaret edilerek, burada yaşayan vatandaşlarımızın yaşam koşulları gözlemlenmiştir. Ayrıca şehir merkezleri ziyaret edilerek ağır hasarlı binaların son durumu, şehirlerde yaşanan sorunlar yakından takip edilmiştir” diye konuştu.

Gelecek Partisi heyetinin hazırladığı raporda saptanan eksiklikler özetle şöyle:

1) BARINMA/KONUT SORUNU
6 Şubat’ta yaşanan Kahramanmaraş Depremlerinin yıkıcı etkisinin sonucu olarak en çok ihtiyaç duyulan husus barınma/konut ihtiyacıdır. Evleri yıkılan ya da ağır hasarlı durumda olan
vatandaşlarımızın barınma ihtiyacı için, konteyner kentler oluşturma, çadır tahsis etme, depremzedeleri kamuya ait tesislerde misafir etme gibi yöntemler tercih edilmiştir.
Depremde evleri yıkılan ya da ağır hasar gören vatandaşlarımızın konut/barınma ihtiyacının  sağlanması sosyal devlet olmanın bir gereğidir.
Heyet olarak ziyaretlerimizde il ve ilçelerdeki TOKİ inşaatları gezilerek, inşaatların son durumu incelenmiştir. Gözlemimizin en önemli sonucu; “mevcutta yapılmakta olan  inşaatların önemli bir bölümünün bahse konu 1 yıllık sürede (2024 Mart) tamamlanabileceği görülmüştür. Ancak ne var ki; teslim edilecek konut sayısının mevcut  mağduriyetin çok az bir bölümünü karşılayacak durumda olması sürecin en önemli  sorunu olarak karşımızda yer almaktadır.” Yani yapılmakta olan inşaat sayısı iktidar  yetkililerinin bahsettiği sayılarda olmayıp, konut ihtiyacı konusunda depremzedelerin önemli  bir bölümünün mağduriyetinin devam edeceği açık bir şekilde ortadadır.  Ayrıca yapımı tamamlanacak olan toplu konutların kimlere, hangi şartlarda dağıtılacağı
konusunda da belirsizlikler mevcuttur.  Evleri yıkılan ya da ağır hasar gören vatandaşlarımız için geçici olarak konteyner kentler kurulmuş ise de; yapılan ziyaretlerimizde her ilimizde daha fazla konteyner ihtiyacı olduğu da görülmüştür. Kış dönemine girilmeden illere yeterli sayıda konteyner ulaştırılması  gerekmektedir.

2) KONTEYNER KENT SORUNLARI
Ziyaret ettiğimiz her ilde; kurulan konteyner kentlerin haricinde konteyner ihtiyacı söz konusu olmakla birlikte vatandaşların yer yer çadırlarda yaşadığı da tarafımızca tespit edilmiştir.
Konteyner tahsisi yapılamayan vatandaşlar akrabalarıyla aynı konteynerleri paylaşmakta, dolayısıyla da konteynerlerde vatandaşlar çok kalabalık nüfuslar halinde yaşamak zorunda kalmaktadır.
Konteyner kentler için en önemli tespitimiz; konteyner kentler kışa hazır değildir. Bazı  bölgelerde yağış sonrasında konteyner çatısından içeriye su akmalarının olduğu tespit edilmiştir. Bazı noktalarda da alt yapının yanlış hazırlanması nedeniyle yağışlarda farklı  sorunlar yaşandığı bilgisi aktarılmıştır. Konteyner kentler ivedi bir şekilde kışa hazırlanmalıdır.
Temel ihtiyaçlar olan su, elektrik gibi hizmetlerin sık sık kesintiye uğraması konteyner  kentlerde hayatı olumsuz etkilemekte, günlük işleri aksatmaktadır. Yaşanan içme suyu
sorunu da sağlık sorunlarına sebep olmaktadır.  Konteyner kentlerde güvenlik kamera sistemleri mevcut olmayıp, bu durum asayiş sorununa  sebep olabilmektedir.
Günümüzün en temel ihtiyacı olan internete erişim hemen hemen hiçbir konteyner kentte bulunmamaktadır. Bu durum başta eğitim-öğretim olmak üzere hayatı olumsuz
etkilemektedir.  Bazı konteyner kentlerde elektrik sayaçları takılacağı bilgisi zor şartlar altında yaşayan
depremzede vatandaşlarımızı kaygılandırmaktadır.

3) EĞİTİM FAALİYETLERİ
Depremde yıkılan ya da zarar gören okullardaki öğrencilerin başka okullara nakledilmesi diğer okullardaki sınıf başına düşen öğrenci sayısının artışına sebep olmaktadır. Dolayısıyla da
eğitimde kalite sorunu ortaya çıkacağı önemli bir gerçekliktir. Konteyner kentler, eğitim faaliyetlerine tam olarak hazır durumda değildir. Bazı  konteyner kentlerde ana okul ve ilkokul hazırlıkları halen devam etmektedir. Bu konuda eksiklikler hızlı bir şekilde tamamlanmalıdır.  Başka okullarda okuyan öğrencilerin konteyner kentlerden diğer okullara taşınması da
ayrı bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Kentlerde yeterli servis olmadığı bilgisi de önemli bir tespittir. Servis taşımacılığı hususundaki belirsizlik çok sayıda vatandaşımız tarafından
tarafımıza iletilmiştir. Öğrenci taşımacılığındaki aksamalara ilişkin gerekli önlemler alınmalıdır.  Tecrübeli öğretmenlerin tayin isteyerek deprem bölgelerinden ayrılması da nitelikli eğitim
açısından önemli bir sorun olarak görülmektedir. Üniversite öğrencileri için de barınma/konut ihtiyacı önemli bir sorun olarak  durmaktadır. KYK yurtlarının yeterli kapasitede olmaması, şehirlerde yaşanan konut sıkıntısı,  kira fiyatlarının yüksekliği gibi etkenler de göz önünde bulundurulduğunda üniversiteler açıldığında öğrencileri bu açıdan büyük bir barınma sorunu beklemektedir.

4) AĞIR HASARLI BİNALARIN YIKIMI/HAFRİTAY ÇALIŞMALARI
İllerimizin bazı bölgelerinde halen depremde yıkılan binaların enkazlarının kaldırılmadığı  görülmüştür. Ağır hasarlı binaların önemli bir bölümünün hala yıkılmadığı, yıkımların yavaş ilerlediği,
bu binaların büyük bir tehdit olarak durduğu önemli bir tespitimizdir. Örneğin Malatya’da  yıkılması gereken 36.000 binadan ancak 5.000 kadarının yıkıldığı bilgisi aktarılmıştır.  Gözlemlerimizde de Malatya’da çok sayıda ağır hasarlı binanın hala yıkılmadığı görülmüştür. Yerel yönetimlerin özellikle şehirlerin ana caddelerindeki enkazların kaldırılmasına öncelik
verdikleri ancak arka mahallelerde yavaş hareket ettikleri, şehrin ana noktalarındaki makyajlar ile şehirlerin hızlı dönüşüm içinde olduğu algısı oluşturmaya çalıştıkları da görülmüştür.
Hafriyatların kaldırılması konusunda; ‘yerinde ayrışma sorunu’ bütün şehirlerimiz için en  önemli sorunlardan birisidir. Şöyle ki; binaların yıkılması ve hafriyatların taşınması işini alan
firmaların “enkazdaki demirleri değerlendirme adına yerinde ayrıştırarak alması”; ağır hasarlı binaların yıkılıp kaldırılması işlemlerinin uzamasına, asbest sorununa ve bunun sonucu
olarak da sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına, demir ayrışması amacıyla ağır yüklü araçların  yaptığı işlerin altyapıya zarar vermesine, bu zararın içme suyu sorununu ortaya çıkarmasına
sebep olmaktadır. Valilikler tarafından bu konu yakından takip edilmeli; yerinde ayrışma işlemlerine müsaade edilmemeli, ayrışmaların döküm alanlarında yapılması
sağlanmalıdır.

5) İÇME SUYU SORUNU
Depremde ağır hasar gören şehirlerimizin birçoğunda içme suyu sorunu en önemli  başlıklardan birisidir.  Şehirlerde içme suyu şebekesi, gerek deprem anında, gerekse de hafriyat kaldırma işlemleri  sırasında yerinde ayrışma vs. yanlış işlemlerden dolayı büyük oranda hasar almış vaziyettedir.  Şehirlerimizin birçoğunda içme suyu hattından akan sular çamurlu bir şekilde musluklardan  akmakta, musluk suyu içilememektedir.  İçme suyu sorunu beraberinde sağlık sorununu da getirmektedir. Özellikle de okulların açılmasıyla bulaşıcı hastalıkların daha çabuk yayılma riski de bulunmaktadır.

6) TİCARİ HAYATIN SON DURUMU
Bir şehrin ihyasındaki en temel unsurlardan birisi şüphesiz dinamik bir ticari hareketliliktir.  Deprem bölgesindeki iş yeri sahiplerinin bir kısmının iş yerlerinin yıkılması ya da  kullanılamayacak hale gelmesi ticari hayatı olumsuz etkilemiştir.  Var olan mevcut ticari işletmelerin de; maliyetlerin artması ve şehirlerin ekonomik imkansızlık içinde olması gibi sebeplerle yeterli iş imkanına sahip olmaması esnafımızı iş yerlerini  kapatmaya sevk etmektedir.  Deprem bölgesindeki esnaflara, iş insanlarına yönelik teşvikler de yetersizdir, zor durumda olan deprem bölgesi esnafı çaresiz bırakılmaktadır.

7) DİĞER SORUNLAR
Deprem bölgesinde çok sayıda yerde GSM hatlarının çekim sorunu ve internet hizmetinin  yetersiz olması vatandaşlarımızın rahatsız olduğu konulardandır.  Bölgedeki en önemli ihtiyaçlardan birisi; rehabilitasyon hizmetidir. Depremden psikolojik  olarak olumsuz olarak etkilenen çok sayıda vatandaşımız; evleri sağlam olmasına rağmen  evlerine girememektedir. Bu ve benzeri konular için bölgede daha güçlü bir rehabilitasyona ihtiyaç vardır. Deprem sonrası yaşanan konut arzı sıkıntısı zaten yükselmekte olan kira fiyatlarını daha  fazla yükseltmiştir. Kira fiyatlarının yüksek olması şehirlerde önemli bir sosyal sorundur.  Deprem bölgesindeki kamu görevlilerine tayin isteme hakkı verilmiştir. Depremden  psikolojik olarak etkilenen nitelikli insan kaynağının (doktor, öğretmen vb.) bu hakkı  kullanarak deprem bölgesi şehirlerinden ayrılması, bölgedeki nitelikli kamu hizmetinin  tesisi açısından büyük bir eksikliği doğurmaktadır.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının sisteminde yaşanan adres karışıklığı önemli bir sorunu beraberinde getirmiştir. Bu karışıklık nedeniyle evi yıkılan bazı depremzedelerin evleri sistemde yıkılmamış görünmekte, ağır hasarlı olanlar ise orta veya hafif  hasarlı olarak görünmektedir. Bu şekilde çok sayıda mağduriyet yaşanmaktadır. Bu durumdan dolayı depremzedeler yapılan bazı ödemeleri alamıyor, konteyner talebinde bulunamıyor, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarından ödenek alamıyor. Bu sorun ivedilikle  giderilmelidir. DASK ödemelerinin yapılmadığı yönünde de önemli şikayetler alınmıştır.  Depremzede vatandaşlardan alınmayacağı açıklanan elektrik vb. faturaların sonradan faturalara yansıtıldığı yönünde vatandaşlarımızdan çok sayıda şikâyet aktarılmıştır. (Sami Gökçe)