Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Sinan Seyfittinoğlu

FIRSATA DÖNEN DEPREM

6 Şubat depreminden sonra Antakya’nın nasıl gün be gün yok olduğunun tanıklığını yaptım. İlk günler binaların büyük bir çoğunluğu ayaktaydı. Deprem anında yıkılan binalar o korkunç görüntüyü bize yaşatıyordu ama ayakta kalan binaların da büyük bölümü ağır hasarlıydı. Derken ağır hasarlı binalar bir bir yıkıldı. Antakya kocaman düz bir sahaya dönüştü. Bu değişimi görmek bende derin bir acı yarattı. Antakya yıkıldı doğru ama Antakya’da deprem sonrası yaşanan fırsatçılık da bir o kadar bizi derinden üzdü.

Depremin sanırım ilk ayı içindeydi. O günlerde sağlıklı bir şekilde ekmek bulamıyorduk. Yolum Arsuz ilçesine düşmüş orada aracımla ilerlerken birden sokak başında tandır ekmeği yapan bir abla gördüm. O sıcak tandırı yemek beni deprem öncesine götürecekti. Yanlış hatırlamıyorsam deprem öncesi ortalama 5 tl ye aldığımız tandır ekmeğini o abla bana o şartlarda 15 tl den sattı. Bu fırsatçılığın içimize nasıl da sinsi sinsi yerleşeceğinin ilk işaretleriydi.

Ardından hemen her sektörde kontrolsüz ve keyfi bir fiyatlandırmanın başını alıp gittiğini gördüm. Deprem öncesi biriktirdiği sermayesiyle ayakta durmaya çalışan Hatay halkı deprem sonrası hiçbir gelir elde etmeden ayakta durmaya çalışıyordu. Ama görünen o ki domatesten marula esnaf akıl almaz fiyatlarla bu hazırı tüketen insanımızı neredeyse yoluyordu.

İlk günlerde evinden eşya almak isteyen insanların çaresizliği unutulmamalı. O ağır hasarlı evlerinden kalan eşyalarını çıkarmak için nakliyecilerin verdiği fiyatlar da acımasız bir şekilde insanımızı sömürdü. Kısa bir süre sonra inşaat sektörü de canlandı. Az hasarlı binalarda tadilatlar baş gösterdi. Aman Allahım! Ortalıkta uçuşan fiyatlar neredeyse yeni bir ev alacak kadar uçuktu. Fırsatçılık dur durak bilmiyordu.
Şimdilerde tadilatı bitmiş, hasarsız ve az hasarlı binalarda yeniden yaşamlar kuruluyor. Evlerini kiraya verecek olanlar da sanki aynı depremin mağduru değillermiş gibi inanılmaz fiyatlar çekiyorlar. Antakya’da adam gibi bir yaşam kalmadı ama sanki Antakya Türkiye’nin en pahalı şehri konumunda.
Düşünüyorum da; bu hazırdan birikimlerini harcayan insanlarımızın cabindeki para da bitecek. O zaman ne olacak. Yaratılan bu korkunç fiyat çemberinde kim nasıl ayakta duracak.
Deprem bizi acılara boğdu. Yıkıldık ama yenilmedik. Bizi üzen depremin ardından burayı fırsatçılağa döndüren hayırsızlar. Hayat normale dönecek ama bunun için artık fırsatçılığı bir kenara bırakmak gerekmiyor mu?

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER