Cumhurbaşkanı Cevdet Yılmaz TBMM Plan Bütçe komisyonunda 2024-2028 dönemini kapsayacak On İkinci Kalkınma Planının sunuşunu yaptı. Yılmaz küresel ölçekte belirsizliklerin arttığı bir ortamda planların ileriye dönük karar alma süreçlerine yardımcı olma işlevi daha da önemli hale geldiğini söyledi.
Yılmaz’ın konuşmasının satır başları şöyle:
Kalkınma planları daha yüksek refah seviyesine ulaşılmasında topluma yol göstermekte, kısa vadeli yaklaşımların ötesine geçerek uzun vadeli temel amaç ve öncelikleri ortaya koymaktadır. Bu doğrultuda, ülkemizin ekonomik ve sosyal kalkınma süreci bütüncül, kapsayıcı ve çok boyutlu bir bakış açısıyla ele alınmıştır.
Afrika ve Asya ülkelerinin genç ve artan nüfusunun, küresel düzeyde demografik yapının yanı sıra üretim eksenini de değiştirmesi beklenmektedir. Ülke ve bölgeler arası demografik dengesizlikler, iklim değişikliğinin de etkisiyle göç hareketleri yaygınlaşırken artan yaşlı nüfusa yönelik sosyal güvenlik ve emeklilik sistemleri, evrensel sağlık hizmetleri ve akıllı bakım yöntemleri kritik önem arz edecektir.
Teknolojik ilerlemeye bağlı olarak yeni iş yapma biçimlerinin ve farklı mesleklerin ortaya çıkması; robotik ve yapay zekâ gibi dijital teknolojilerde sağlanacak ilerlemelerle işgücü piyasasının tarihi bir değişim geçirmesi öngörülmektedir. Enerjide petrol bağımlılığı gelecekte tümüyle sona ermese de güneş, rüzgâr ve nükleer dâhil olmak üzere temiz enerji kaynaklarının kullanımının daha da ön plana çıkması beklenmektedir.
Geleceğin dünyasında şehirleşmenin artması öngörülürken çevre dostu ve akıllı kentlerde ulaşım otonom araçlarla sağlanacak, gıda ihtiyacı ileri teknolojik tarım uygulamalarıyla karşılanabilecektir. Önümüzdeki 30 yılda dünyayı şekillendirmesini beklediğimiz bu gelişmeleri dikkate alarak ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarma hedefimiz doğrultusunda kapsamlı ve uzun vadeli bir yol haritasını On İkinci Kalkınma Planıyla beraber Yüce Meclisimize sunuyoruz.
Vizyonumuz; Türkiye Yüzyılında; “dünyadaki başlıca bilim, teknoloji, üretim, ticaret, kültür ve sanat merkezlerinden biri olarak insanlığa katkı sunan, milli ve manevi değerlerini koruyarak bölgesinin ve dünyanın barış, huzur ve refahı için küresel gelişmelere yön veren etkili, güçlü, müreffeh bir Türkiye”dir. Bu vizyona ulaşma yolunda 2053 hedeflerimizi belirlemiş bulunmaktayız. Bu kapsamda; Üst gelir grubu ülkelerinden biri olarak Dünyanın 10 büyük ekonomisi ve satın alma gücü paritesine göre ilk beş ekonomisi arasında yer almayı hedefliyoruz.
İmalat sanayiinin milli gelirdeki payını yüzde 30’un üzerine çıkarmayı, küresel mal ticaretinden yüzde 2’nin üzerinde pay almayı, yüksek teknolojili ürünlerin imalat sanayii ihracatından yüzde 17 pay almayı ve kalkınma önceliklerimize halel getirmeden net sıfır emisyon hedefine ulaşmayı öngörüyoruz. İnsani Gelişme Endeksinde ilk 20 ülke arasına girmeyi, ailenin güçlendirilmesini, gelir dağılımında adaleti sağlamayı, çalışma çağındaki her bireyin üretkenliğinden faydalanarak işsizlik oranını yüzde 5’in altına düşürmeyi hedefliyoruz. Bunun yanı sıra, dünyanın en değerli 100 markası arasında en az beş markamızın yer almasını, en az beş üniversitemiz dünyanın ilk 100 üniversitesi arasında olmasını, ülkemizin Küresel Yenilik Endeksinde ilk 10 ülkeden biri olmasını ve Ar-Ge harcamalarının milli gelirdeki payının yüzde 4 düzeyine çıkmasını öngörüyoruz.
Ayrıca, İstanbul’un bilim, teknoloji, kültür, sanat, turizm, ticaret ve finansta küresel bir merkez olmasını, ülkemizin turizm gelirlerinde dünyada ilk üç ülkeden biri ve sağlık turizminde dünyanın merkezi konumunda olmasını da hedeflemekteyiz.(Sami Gökçe)