Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Felç geçiren hastaları hayata bağlıyorlar

Erzurum’da beyin damarlarındaki tıkanık nedeniyle inme (felç) geçiren ve ölümle burun buruna gelen hastalar, Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi İnme Merkezi’nde zamanla yarışan doktorların müdahalesiyle hayata tutunuyor.

Erzurum'da beyin damarlarındaki tıkanık

Üniversite hastanesi bünyesinde 5 yıl önce kurulan ve Sağlık Bakanlığınca akredite edilen 9 yataklı tam donanımlı merkezde, Dr. Öğr. Üyesi Alper Eren koordinesinde kentin yanı sıra Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki illerden yılda 200’den fazla vakaya müdahale ediliyor.

Merkezde 7/24 esasına göre çalışan 4 doktor ve sağlık personeli, beyin damarlarındaki tıkanma nedeniyle felç geçirmesi sonucu ölüm riski bulunan hastaları zamanla yarışarak hayatta tutmaya çalışıyor.

 

Doktorlar, büyük damar tıkanmalarında uygulanan endovasküler tedavi (anjiyografi yöntem) ve damardan pıhtı eritici yöntemlerle 5 yılda binin üzerinde hastayı hayata bağlayıp engelli kalmaktan kurtardı.

Merkezin sorumlusu Dr. Öğr. Üyesi Alper Eren, AA muhabirine, başta inme hastaları olmak üzere beyin damar hastalıklarıyla ilgili birçok işlem yaptıklarını söyledi.

“Ne kadar erken müdahale, o kadar tedavi başarısı demektir”

Hastalığın tedavisinde uyguladıkları yöntemler hakkında bilgi veren Eren, şöyle konuştu:

“Özelikle ilk 6 saatte başvuran ve beyinde büyük damar tıkanıklığı olan hastaları ‘endovasküler tedavi’ dediğimiz anjiyografik yöntemlerle tedaviye alıyor, tıkalı damarları açıp sağlığına kavuşturuyoruz. Günümüzde artık inme kader değil, tedavisi olan hastalık. Burada zamana dikkati çekmek istiyorum, inme semptomları bulunanlar çok hızlı şekilde bu merkezlere başvurmalı. Ne kadar erken müdahale, o kadar tedavi başarısı demektir.”

Eren, vakalara müdahale süresinin hastanın yaş ve sağlık durumuna göre değiştiğini belirterek, bir vakaya ortalama yarım saat ila 4 saat arasında müdahale ettiklerini dile getirdi.

Merkezde 7/24 prensibiyle hizmet verdiklerini anlatan Eren, “İnme hastalığı acil müdahale edilmesi gereken durum. Gece ya da gündüz fark etmiyor, mesai saatleri dışında da tam ekip olarak inme merkezinde hizmetimizi sürdürüyoruz. Yılda yaklaşık 200’e yakın hastaya anjiyografik yani endovasküler tedavi yöntemleriyle müdahale ediyoruz. Bunun haricinde akut dönemde başvuran inme hastalarına dünya standartlarında yapılabilecek bütün tedavileri uyguluyor, hayat kurtarmaya çalışıyoruz.” diye konuştu.

Eren, inmenin önemli bir sağlık sorunu olduğuna dikkati çekerek, kalp hastalığından sonra dünyada en sık ölüm nedenleri arasında yer aldığını vurguladı.

“Kasıktan girerek beyindeki tıkalı damarı açıyoruz”

İnmenin aynı zamanda özürlülük bırakan bir hastalık olduğuna işaret eden Eren, “Yetişkinlerdeki özürlülüğün ve engelli kalmaların nedeni de inme. Bu iş ekip işi, tedavide zamana karşı yarışıp hastaları hayata tutundurmaya çalışıyoruz. Burada özellikle akut dönemde başvuran ve müdahale edilen inme hastalarının takip ve tedavilerini yapıyoruz. İnmeye akut dönemde damardan pıhtı eritici tedavi ve anjiyografi ünitemizde endovasküler tedaviyle, yani kasıktan girerek beyindeki tıkalı damarı açarak tedavi yöntemleri uyguluyoruz.” ifadelerini kullandı.

Başhekim ve Kalp Damar Cerrahı Prof. Dr. Bilgehan Erkut da yaklaşık 10 milyon nüfusa sahip doğu illerine hizmet verdiklerini kaydetti.

Türkiye’de her yıl 200 bine yakın inme vakası gözlemlendiğini söyleyen Erkut, “Ülkemizdeki ölüm nedenleri arasında üçüncü sırada yer alan ve en önemli sakatlık nedeni olan inmenin, en az zararla atlatılması ya da tedavi edilmesinde zamana karşı yapılan ilk tedavi sakatlıkla mücadelede en önemli basamağı oluşturuyor. Sahip olduğumuz inme merkezi gibi yerlerde tedaviler başarı ile uygulanıyor.” dedi.