Medipol Üniversitesi Çamlıca Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Elif Sümeyra Sabancı Birinci, her 10 gebelikten birinin prematüre doğum ile sonuçlandığını ve doğum haftası küçüldükçe organların gelişiminin de azalacağından komplikasyon ihtimallerinin arttığını bildirdi.
Birinci, 17 Kasım Dünya Prematüre Günü kapsamında yazılı açıklamada bulundu.
Uzm. Dr. Birinci, 37 gebelik haftasını tamamlamadan doğan bebeklerin prematüre olarak adlandırıldığını, prematüre bebeklerin yaklaşık olarak 2 yaş civarında gelişim açısından yaşıtlarını yakaladığını belirtti.
Prematüre bebeklerde kiloya değil, doğum haftasına bakıldığını aktaran Birinci, ‘Doğum kilosu bebeğin sağlık durumunu gösterir. 2 bin 500 gr altında doğan bebekler düşük doğum ağırlıklı bebek olarak adlandırılır, kilo alımı dikkatle takip edilmelidir. Prematüre bebeklerin kilosu değil, haftası belirler. En yüksek ölüm riski 25 gebelik haftasından önce veya 500 gr altında doğan bebeklerde görülmekte. Prematüriteye bağlı komplikasyonlar nedeni ile bebekler kaybedilmekte iken bu oran 32-33 haftalar arasında doğan bebeklerde belirgin düşmektedir. Her 10 gebelikten biri prematüre doğum ile sonuçlanıyor. Doğum haftası küçüldükçe organların gelişimi de azalacağından komplikasyon ihtimalleri de artar.’ ifadelerini kullandı.
– ‘Solunum ve kalp problemleri sık görülür’
Birinci, vaktinde doğan bebeklere göre ilk haftalarda, kansızlık, bağışıklık sisteminde zayıflık, enfeksiyona yatkınlık, beyinde kanama, solunum ve kalp problemleri, yenidoğan sarılığı ve retina problemlerinin daha sık görüldüğünü kaydetti.
Emme refleksinin yaklaşık olarak 33-34 hafta arasında başladığını belirten Birinci, ‘Daha erken doğan bebekler ememezler. Prematüre bebeklerin emme yutma refleksleri yeterli olmadığından emme sırasında zorlanma en sık yaşanılan problemdir. Anne sütü zayıf olan bağışıklığı güçlendirmekte ve hassas sindirim sistemini desteklediğinden yeri çok önemlidir. Emmeyi geliştirmek, çene kaslarını güçlendirmek için emzik kullanılabilir. Yardımcı üreme tekniklerinin artması, annenin ve bebeğin daha anlaşılabilir bir şekilde takip edilebilmesi, anne karnında bebek ölümlerini önlemekle birlikte prematüre doğum sayılarını artırdı. Günümüzde gelişmiş yenidoğan yoğun bakım üniteleri ile prematürelerin hayatta kalma oranları da arttı.’ değerlendirmesinde bulundu.
– ‘Çoğul gebelikler erken doğum riskini artırıyor’
Uzm. Dr. Birinci, şunları kaydetti:
‘Erken doğum, annenin yaşının ileri veya genç olması, gebenin enfeksiyon, kalp-akciğer hastalığının olması, diyabet, yüksek tansiyon, rahim-rahim ağzının hastalıkları, bebeği besleyen plasentanın hastalıkları ve daha önce karın içi ameliyat geçirmiş olmasına bağlıdır. Besin ve uyku düzenine dikkat edilmesi, gebenin ve gebe etrafındaki hane halkının sigara kullanmaması gerekir. Gebelikler arasında kısa süre olması veya önceki bebeğin prematüre doğması riski artırır. Çoğul gebelikler (ikiz-üçüz) erken doğum riskini artırır. Uzun dönemde aileye düşen planlı kontrollerine dikkat edilmesi, evde hijyen kurallarının sıkılaştırılması, düzenli olarak temizlenmesi, havalandırılması ve bakım yapan kişinin el hijyenine dikkat etmesi gerekmektedir.’