Belki Bir Zamanlar!
Dinlemek isteyen için hikayesi çok olan kentlerden bir tanesi, Antakya. Ama uzun zamandır ne hikayelerini dinleyen var ne de o hikayelerin öznesi durumundakileri omuzlayan…
Hatay İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından hayata geçirilen yeni ‘Turizm Danışma Ofisi’, tüm görkemiyle, eski Müze binasının hemen yanı başında bu kente gelecek misafirlere bu kenti anlatmaya hazırlanıyor. Ancak hayata geçirilen yeni ofisin tam olarak ‘ne anlatacağı’ konusunda birbirine soru soranların kalabalığı ‘bir şeyler’ diye cevap veriyor vermesine de, o ‘bir şeylerin’ ne olduğuna bir türlü karar veremiyor. Çünkü ciddi bir emek ve para harcanan böylesi örnek bir çalışmanın olduğu yerde mola veren bir yabancı için ‘Antakya’ çıtasını oldukça yükselten yeni Danışma Ofisi, eski kentin sokakları arasında kalanların ‘bakımsızlığı’ ve ‘kaderine’ terk edilmişliği noktasında ilk golünü istemeden de olsa kendi kalesine kendi ayakları ile atıyor.
Antakya’nın gerdanlığı denen çeşmelerinin çaresiz görüntüleri buna en net örneklerden bir tanesi. Fotoğraf karelerine yansıyan mı? Antakya Uzun Çarşı içinde ilerleyenleri karşılayan, Kurşunlu Han’ın hemen önünde yer alan isimsiz bir çeşme. Bugün hala hizmet veren çeşmenin ‘musluk’ kısmına takılan ‘parçaya’ bakanların söylediği de ‘yenen’ o ilk gole dair…
“Yollar çukurlardan geçilmiyor… Yapılan hiçbir işte işçilik kalitesi yok. Allah var, malzemenin en iyisini kullanıyorlar, ama işçilik olmayınca o da fark edilmiyor. Kaliteli malzeme o işçiliğin düşüklüğü içinde kaybolup gidiyor. Eldeki tarihimiz de bundan farksız mı? Alın size taş bir çeşme. Peki, musluk bu mu? Yok mu daha yakışanı ya da daha uygunu? Ne sen sor kardeşim ne ben söyleyeyim… Burası Türkiye deniyor ya… Burası da Antakya! Değişmeyiz…” -Tamer Yazar-