Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Günay Güner

Atatürkçülük mü Kemalizm mi?

Kavranları dil duyarlığı içinde kullanmalıdır. Özellikle son otuz yılda içlerinin boşaltılmışlığı açık gerçek. Barış, kardeşlik, eşitlik, laiklik, ulusçuluk, evrenselcilik… Devrim tarihimize sahip çıkarak bu saldırıya direnmenin doğru yolu Atatürkçülüktür. Günümüzde yoğun biçimde adlandırma sorunu yaşanmaktadır. Kimileri Atatürkçülük sözcüğünü, kimileri ise Kemalizm sözcüğünü yeğlemektedir. Kemalizm sözcüğünün cafcaflı bulunduğu da söylenebilir…

Tarihsel süreçte Kemalizm-Kemalist işgal güçleri, dış basın, karşı yapılar tarafından kullanılmıştır. Bu gerçekle baktığımızda Cumhuriyetle birlikte bir ülküsel dizgeden söz edilebilse bile katılaşmasını başta Mustafa Kemal Atatürk istememiş; aklı, bilimi öncelemiştir. Büyük öngörüdür. Kadro dergi hareketinin bitirilmesi nedenlerinden biri de budur. Oysa işlevi önemliydi. Soyadı Yasasının 2 Temmuz 1934’te çıkması ve Mustafa Kemal’in Atatürk soyadını alması nedeniyle tarihsel olayları anlatırken Büyük Önderin adını tarihlere göre ayrı kullanmak algısı yanlıştır. Önderin her zaman tam adıyla anılması gerekir. Atatürk soyadı kuramın adını da belirlemelidir. Kuramlar genellikle önderlerinin adlarıyla değil, soyadlarıyla oluşturulmuştur. Bolivarcılık, Marksizm, Leninizm, Troçkizm…

Atatürkçülük sözcüğünü 12 Eylül 1980 faşizmiyle özdeşleştirmek yanlışından da söz etmeli. O faşistlerin Atatürk adını kullanmaları, zulmü bu eşsiz adın altında yapmaları Atatürk’ün suçu mudur? Zaten bu yolla halkı soğutmayı amaçladılar. Kaldı ki işkenceleri saymakla bitmez. O gün bugündür bir gerekçeyle yapay kin güdenlere kapılar açılmış oldu. Hem içeriden hem yayılmacı dışarıdan. Uydurulmadık yalan kalmadı. Hareketli görsel (video) dönemi başladı ki okumakla, araştırmakla hiç işi olmayan ama goygoycuları pek seven kitlelere o kırımdan bu soykırıma, katliama, denizde batırılan teknede boğdurulanlara, mahkemelere, idamlara… dek ortalık “acımasız Atatürk” yalanlarıyla dolup taştı. Köpürtüle köpürtüle sürdürülüyor. Çağ, tarih değiştirmiş, devrimi olabilecek en kansız biçimde başarmış, düşmanlarınca övülmüş Atatürk, işi gücü bırakmış, her yerde asmış kesmiş! Askeri okullarda bile çirkin protesto eylemlerinden söz edilir oldu…

Hani yıllar önce Ermeni diasporasının bir fotoğraf yalanı çıkmıştı; Atatürk iskemlede, ayakucunda çok sevdiği köpeğinin yerine bir ceset konmuş… Şimdi bunu milyonla çarpın. En çok aradığımız mertlik. Düşmanlığınız dürüst olsun, mertçe olsun. Ve vicdanlı olun. Gerçeğin görülmesine ahlaklı, vicdanlı, bunlar içinse akıllı olmak yetecek. Bilgisiz, akılsız ahlak da vicdan da olmaz.

 

 

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER