TSK, yapılan çok sayıda uyarıyı duymak ve görmek istemedi. ¨Belge yok, TSK belgeyle çalışır¨ denildi. Oysa kayda değer çok sayıda belge vardı. ¨Balyoz, Ergenekon, Askeri Casusluk¨ kumpas davalarının kendileri en sağlam belgeydi.
Galat-ı Meşhur 6: 15 Temmuz Darbe Girişimi sürecine gizli ve sessiz gelindi. Yanlış. 15 Temmuz hain darbe girişimi, tüm gürültüsü ve patırtısıyla geldi. TSK, yapılan çok sayıda uyarıyı duymak ve görmek istemedi. ¨Belge yok, TSK belgeyle çalışır¨ denildi. Oysa kayda değer çok sayıda belge vardı. ¨Balyoz, Ergenekon, Askeri Casusluk¨ kumpas davalarının kendileri en sağlam belgeydi.
– Akşam Gazetesi’nde 14-16 Nisan 2014 tarihlerinde, ¨Karargahta 40 general¨ başlığıyla bir yazı dizisi yayımlandı. TSK’dan tepki yok, tersine bu haberler nedeniyle suç duyurusunda bulunuldu.
– Emekli Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok, 21 Nisan 2014, 30 Nisan 2014, 13 Temmuz 2014 tarihlerinde üç kez Askeri Savcılığa ifade verdi. O zaman, ¨F¨ olarak bilinen isim listesini bizzat verdi. Aynı liste, Ankara, İzmir ve İstanbul Cumhuriyet Savcılıklarına verildi. TSK’dan tepki yok.
– Nisan 2016’da, darbe girişiminden üç ay kadar önce, Emekli Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok, Hürriyet’te Ahmet Hakan’la bir söyleşi yaptı. Aralarında Darbe Girişimi’nin kilit isimlerinden Mehmet Partigöç’ün yer aldığı TSK’daki FETÖ’cülerin adlarını verdi. Gazetede, yayım politikası gereği isim yerine (…..) çıktı. Devletten ve TSK’dan hiç tepki yok.
– Ahmet Hakan’la yapılan söyleşiden hemen sonra Üçok, FETÖ’cülerin adlarını açıklamak için davet edildiği bir TV kanalında, yayın öncesi Genelkurmay Başkanlığı’ndan gelen bir telefonla isimlerin söylenmesi engellendi. TSK, telefonla FETÖ’cülerin adlarının açıklanmasını önleme yerine ciddi bir araştırma yapsaydı, 15 Temmuz olur muydu? Herhalde olmazdı.
– FETÖ Çatı İddianamesi’nde, 2014’te yapılan düzenlemeyle terfi için albaylıkta beş yıl olan bekleme süresinin dört yıla; generallikte bekleme süresinin dört yıldan üçe indirilerek FETÖ’cü olmayan subayların saha dışına itildiği, böylece FETÖ’cülere yer açıldığı bilgisi yer almaktadır. Bu düzenlemeyle, 2014’te 10 general emsallerinden bir yıl erken terfi ettirildi. Bu generallerin tümü, FETÖ’cü oldukları iddiasıyla tutuklandı. FETÖ’cülerin yararına olan bu yasal düzenleme neden yapıldı? Hem de milat kabul edilen 17/25 Aralık 2013’ten sonra.
FETÖ’CÜ SUBAY VE DOKTORLAR NEDEN KORUNDU?
– Balyoz kumpas davasında mağdur 11 asker, Ahmet Erdoğan hakkında gerçeğe aykırı bilirkişi raporu düzenlediğinden suç duyurusunda bulundu. Adı geçen subay, ödül olarak yurt dışı göreve gönderilmişti. 2014’te dönemin Milli Savunma Bakanı, kanun yararına bozma gerekçesiyle bu subayın yargılanmasını engelledi. 2015’te, 142 kişi adı geçen bu subay hakkında dava açtı, fakat her nedense yurt dışı görevden çağrılmadı. Bu subay, 15 Temmuz sonrası FETÖ’cü olduğundan Türkiye’ye dönmedi. Milat kabul edilen 17/25 Aralık 2013’ten sonra, 2014’te bu FETÖ’cü subayın Milli Savunma Bakanı tarafından korunması ve Genelkurmay’ın bu subayın yurt dışı görevini iptal etmemesinin mantıklı bir açıklamasını bugüne kadar kimse yapmadı.
– Hava Tümgeneral Ayhan Gümüş, gerçeğe aykırı raporlarla “uçuculuk statüsünü” düşüren üç askeri doktor hakkında “görevi kötüye kullanmaktan” suç duyurusunda bulundu. 4 Haziran 2012’de dönemin Genelkurmay Başkanı’nın emriyle doktorlar hakkında soruşturma açılmasına gerek olmadığı bildirildi. FETÖ’cü doktorlar böylece yargılanmaktan kurtarılmış oldular. Askerlik Andı’na bağlı Hava Kuvvetleri pilotları işte bu şekilde elendi, yerlerine 15 Temmuz’da Meclis’i bombalayan FETÖ’cü F16 pilotları getirildi. Genelkurmay Başkanlığı tarafından 2012’de doktorlar hakkında gerekli işlem yapılsaydı, bu kadar çok sayıda FETÖ’cü F16 pilotu olur muydu? En önemlisi, 2012’de suç duyurusunun gereği yerine getirilseydi 15 Temmuz’a gelinir miydi? Tümgeneralin suç duyurusu hangi gerekçeyle işleme konulmadı?
YORUMLAR