Hatay Sanayici ve İşinsanları derneği başkanı ve Hatay barosu Avukatlarından Murat Hayzaran bu yıl Hatay’da Narenciye üreticilerinin yaşadığı sorunları dile getirdi. Hatay’da bu yıl üreticinin büyük sorunlar yaşadığı ve özellikle narenciye bahçelerinde meyvelerin toplanamadığı sık sık dile getirildi.
Konuyu gündemine alan HASİAD başkanı Av. Murat Hayzaran Türkiye’de narenciye üreticilerinin yüzünü güldürecek yeni tarım politikalarına ihtiyaç olduğunu söyledi. Hasiad başkanı Av. Hayzaran’ın konuya dair açıklamaları şu şekilde :“Narenciye dalında kalmasın..Narenciyede Katma Değer yaratmalıyız..Çiftçimiz zarar etmemeli, üretime küsmemelidir.
Narenciye üretiminde dünya 7’cisi, ihracatında ise miktar bazında dünya 3’cüsü olan ülkemiz endüstriyel narenciye ürünleri pazarından maalesef hak ettiği kazancı elde edememektedir.
Narenciye cenneti ülkemiz Türkiye narenciye ihracatında miktar bazında 3’üncü sırada bulunmasına rağmen değer bakımından elde ettiği gelir ile listenin 5’inci sırasında bulunan ve kendi toprakları narenciye yetiştirmeye uygun olmadığından aralarında ülkemizin de bulunduğu farklı ülkelerden narenciye ithal eden Hollanda’dan sonra maalesef 6’ıncı sırada yer almaktadır.
Narenciye üretimi kadar üretilen ürünleri katma değerli hale getirip pazarlayabilmek, markalaştırmak ve ihraç etmek kritik öneme sahiptir.
Bu üretimin, daha fazla katma değer yaratması için üreticimizin örgütlenmesi ve işlenmiş ürüne yönelik yatırımların yapılması ve desteklenmesi şarttır.
Zeytin, narenciye, domates ve buna benzer üretimini yaptığımız ürünler katama değer yaratılmadan daha çok dökme olarak ihraç edildiğinden ve özellikle de bu konjonktürde maliyetler de çok yüksek olduğundan üretici maalesef bir şey kazanamamakta ve hatta zarar etmekte, üretime de küsmektedir.
Akdeniz’in ve Akdeniz’in incisi Hatay’ımızın güzel ikliminde yetişen narenciye zengini ülkemizde ise, narenciye ile ilişkimiz artık sıkma portakal suyu içmenin ötesine geçemelidir.
Meyve suyunun yanısıra Marmelat, Reçel, Konserve, Jöle, Kurutulmuş meyve gibi işlenmiş ürünlerin özellikle de İtalya ve İspanya örneğinde olduğu gibi narenciye ürünlerinin kabuklarından standart işlemler sırasında da elde edilecek “citrus oil” ile narenciyeye katma değer katılarak üreticimizin geliri de artacaktır. Böylece standart limon ve portakallardan da yağ alınarak kozmetik ve ilaç endüstrisinde katma değer yaratılmış olacak sonuç olarak hem işsizliğe hem ihracata katkı sağlanabilecektir.
Narenciye üretiminin, üreticilerimize daha fazla katma değer sağlaması için, Narenciye İşleme ve Paketleme ve Kurutma Tesislerinin, Soğuk Hava Depolarının açılması, desteklenmesi, üreticimizin örgütlenerek kaybettiğimiz geleneklerimizin yeniden keşfedilmesi, yeniliklere açık olunması ve kendimize özgü bir model oluşturulması gerekmektedir.
Narenciye Türkiye’nin tarımda katma değer ve marka yaratabileceği önemli bir alan olup bu fırsat ve potansiyeli elde edebilmenin yolu tıpkı diğer ürünlerde de olduğu gibi doğru planlama ve stratejiden geçecektir.
Bu konuda yeni tarım politikalarına ihtiyacımız vardır..” -Sinan Seyfittinoğlu-