Hazırlayan: (Mehmet KARASU)
Haftanın Kitabı
Toplumumuzu oluşturan bireylerin günlük yaşam içerisinde, yaşamlarını güzelleştirerek anlamlı kılabilecek, renklendirebilecek sanatsal, kültürel etkinliklere izleyici ya da yaratıcı olarak katılma gereksiniminden hareketle başlattığımız Uluslar arası Çukurova Sanat Günleri’nin bu yıl on birincisini gerçekleştiriyoruz. Çukurova Sanat Girişimi Genel Koordinatörü Sayın Yiğenoğlu’nun deyimiyle “Dünyada benzeri olmayan bir etkinlik deneyimi olarak, Çukurova Sanat Günleri’nin en önemli özelliği sürekli yenilenen bir gelişim çizgisi izleyerek özgün yapısını oluşturmasıdır.
Çukurova Sanat Girişimi 3. Çukurova Sanat Günleri ile birlikte “Çukurova Ödülü” kararı verildi. İlki Nihat Ziyalan’a verilen ödül,11. Uluslar arası Çukurova Sanat Günleri’nin düzenleyicisi Çukurova Sanat Girişimi adına Çetin Yiğenoğlu, Mehmet Karasu ve Yaşar Öztürk’ten oluşan seçici kurul Çukurova Ödülü’nün Fotoğraf Sanatçısı, Dr. Haluk Uygur’a verilmesini uygun buldu.
“Eğer benim sergimi izledikten sonra izleyicilerden hiç olmazsa bir kısmı kafalarında küçük de olsa bir soru işareti ile çıktıysa, ben iyi bir şey yaptığımı düşünüyorum. Yaptıklarımın sanat olup olmamasıyla ilgilenmiyorum. Bırakın onun ne olacağına zaman karar versin. Bir yerlerde Mozart’ın son konçertosunu yayınlatmakta zorlandığını ve yayınlamaya karar veren zamanın müzik oteritelerinin (!) sanatçıya isminin solist ve orkestra şefinden sonra üçüncü olarak yazılması şartını koyduklarını okumuştum. Günümüzde ise ne o oteritelerin(!) değer verdiği solist, ne de adı Mozart’dan önce yazılan orkestra şefi kaldı. Geriye kalan sadece Mozart ve onun Veda Konçertosu… Kısacası, anıları tespit etmekten tarihe, eğitimden bilime, tanıtımdan habere kadar birçok işlevi olan Fotoğraf’ı sadece “Sanat” çemberi içinde değerlendirmeye çalışmak, Fotoğraf’ın değerini küçültmektir.
Bırakın Fotoğraf sanat olmasın…
Bırakın Fotoğraf’ın değeri sanatın dışında da büyüsün…
Ara Güler Usta “Ben foto muhabiriyim, sanatçı değilim.” dediğinde değeri düştü mü, yoksa yükseldi mi?” (Tanıtım yazısından)
KONUK YAZAR
Adana, kitap fuarı ve Yaşar Kemal/Metin Celal
Kitap fuarları bir kentin kültürünün aynası gibidir. Diğer fuarlardan farklı olarak kentin kültüre ilgisini de yansıtırlar. Kent onu sahiplenirse yaşar, büyür, o kentin en büyük kültür etkinliği halini alır. Halkın ilgi göstermesi, fuara gelmesi, kitap alması, etkinlikleri izlemesi için de bir dizi işin işbirliği ile yapılması gerekir. Örneğin fuarın duyurulmasında basının önemli rolü vardır. Yine fuarı duyurmakta ve ulaşmakta, daha birçok işte valiliğin, belediyenin katkısı gerekir. Çukurova Kitap Fuarı bu yıl 10. kez açıldı. Adana Valiliği ve Adana Büyükşehir Belediyesi desteği 10. yıla varmakta çok önemli bir etken oldu. İlk yıldan beri sürekli işin içinde oldular. Sonuç olarak da Çukurova Kitap Fuarı kalıcılaştı, gelenekselleşti.
Çukurova Kitap Fuarı, 7 Ocak 2017 Cumartesi günü TÜYAP Adana Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi’nde kapılarını açtı. 15 Ocak Pazar
akşamına kadar panel, söyleşi ve çocuk etkinliklerinden oluşan 70 kültür etkinliğinde ve yüzlerce imza gününde 300 yazarı okurlarla buluşturacak. Açılış törenine Adana Valisi Mustafa Demirtaş. Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, milletvekilleri, ilçe belediye başkanları, Adana Ticaret Odası Başkanı Atilla Menevşe gibi şehrin ileri gelenleri katıldı. Açılışta söz alıp kitap fuarının öneminden, şehre kattığı kültürel değerden söz ettiler. Çukurova Kitap Fuarı ile aynı günlerde Adana’nın kurtuluşunun 95’inci yıldönümü kutlanıyordu. Etkinliklerden biri de İdil Biret konseriydi. Valilik, terör olaylarını gerekçe göstererek İdil Biret’in konserini iptal etti. Evde, ülkede yas varsa kuşkusuz eğlenilmez ama bir konserin “eğlence” olduğu tartışmalıdır. Kuşkusuz güvenlikle ilgili gerekçeler de vardır ama kültür etkinliklerinin hele Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası eşliğine İdil Biret konserinin eğlence olmayacağı bilinmeli. İptal edilenler hep kültür etkinlikleri oluyor. Başta futbol maçları olmak üzere spor etkinlikleri eğlenceden sayılıp iptal edilmiyor. İstanbul’da İnönü Stadı’nda güvenliği sağlayan Emniyet güçlerine yapılan saldırı, verilen onlarca şehit spor etkinliklerinin de terörün hedefi olduğunu gösterdi.
8 Ocak Pazar sabahı otelden fuara doğru yola çıkarken Adana Uluslararası Kurtuluş Yarı Maratonu ve Halk Koşusu’nu gördük. Kapalı salonda yapılan İdil Biret konseri güvenlik gerekçesi ile iptal edilmişse şehrin caddelerinde yapılan bu yarış nasıl korunuyor, diye merak ettik. Evet, yasımız varsa eğlenemeyiz ama terör var diye kültür etkinliklerini de spor müsabakalarını da iptal etmemeli, terörün amacına ulaşmasına izin vermemeliyiz. Bu nedenle Seyhan Belediyesi’nin kurtuluş günü münasebetiyle Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde düzenlediği Şemsettin Başkurt ile Adnan Ateşok’un “Adana’nın İzini Tarihe Bırakanlar” resim sergisinin 5 Ocak’taki açılışını ertelememesini doğru buluyorum.
Adana’da Yaşar Kemal’in adını yaşatan kurumlardan olan Divan Otel lobisinde usta sinemacı, yazar Arif Keskiner ağabeyle karşılaştık. “Yaşar Kemal Kültür-Sanat ve Edebiyat Festivali”nin hazırlıklarını yaptıklarının müjdesini verdi. Adana’nın yapmadığını Osmaniye gerçekleştiriyor. Arif Keskiner’in başkanlığında Yaşar Kemal’in eşi Ayşe Baban’ın da katılımı ile valilik ve belediye başta olmak üzere Osmaniye’nin tüm resmi ve sivil kurumlarının katıldığı bir festival komitesi kurmuşlar. 20-21-22 Nisan’da “edebiyatın büyük ustası Yaşar Kemal’i anmak, fikirlerini anlamak ve anlatmak” amacıyla uçurtma şenliğinden, resim yarışmasına, film gösteriminden sempozyuma çok renkli, çocuğundan yaşlısına herkesin katılacağı bir festival düzenleyeceklerini anlattı Keskiner. Osmaniye’de, Hemite’de buluşmak için sözleştik. Festivalle ilgili gelişmeler “yasarkemalplatformu. org” adresinden izlenebilir. (11 Ocak 2017 Tarihli cumhuriyet Gazetesi’nden alınmıştır)
Haftanın Şiiri
Asya-Afrika Yazarlarına
Nazım Hikmet
Kardeşlerim
bakmayın sarı saçlı olduğuma
ben Asyalıyım
bakmayın mavi gözlü olduğuma
ben Afrikalıyım
ağaçlar kendi dibine gölge vermez benim orda
sizin ordakiler gibi tıpkı
benim orda arslanın ağzındadır ekmek
ejderler yatar başında çeşmelerin
ve ölünür benim orda ellisine basılmadan
sizin ordaki gibi tıpkı
bakmayın sarı saçlı olduğuma
ben Asyalıyım
bakmayın mavi gözlü olduğuma
ben Afrikalıyım
okuyup yazma bilmez yüzde sekseni benimkilerin
şiirler gezer ağızdan ağıza türküleşerek
şiirler bayraklaşabilir benim orda
sizin ordaki gibi
kardeşlerim
sıska öküzün yanına koşulup şiirlerimiz
toprağı sürebilmeli
pirinç tarlalarında bataklığa girebilmeli
dizlerine kadar
bütün soruları sorabilmeli
bütün ışıkları derebilmeli
yol başlarında durabilmeli
kilometre taşları gibi şiirlerimiz
yaklaşan düşmanı herkesten önce görebilmeli
cengelde tamtamlara vurabilmeli
ve yeryüzünde tek esir yurt tek esir insan
gökyüzünde atomlu tek bulut kalmayıncaya kadar
malı mülkü aklı fikri canı neyi varsa verebilmeli
büyük hürriyete şiirlerimiz
Haftanın Sanat Gündemi
Sarıyer Belediyesi ve Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı tarafından düzenlenen anma programı 15 Ocak 2016 günü saat: 13.00’de şairin ülkesinden ayrıldığı nokta olan Tarabya’da “Nâzım’a Karanfiller” etkinliğiyle başlayacak.
Aynı gün Maslak TİM salonunda saat 18.00’de şiir ve müzik dinletileri ve dans gösterisi izlenebilecek. Nebil Özgentürk’ün Nâzım Hikmet belgeseliyle açılacak gecede, Çello dinletisi, Altan Erkekli ve Ebru Erkekli’den Nâzım şiirleri, Levent Ülgen’den “Kartallı Kâzım” şiiri, Rutkay Aziz’den Nâzım şiirleri eşliğinde, Hülya Aksular Bale Atölyesi dans gösterisi ve Kardeş Türküler dinletisi izlenebilecek. Gecenin sonunda etkinliğe katılanlar Zülfü Livaneli’nin de katılımıyla “Yiğidim Aslanım” türküsünü söyleyecekler. (Kaynak: Odatv.com)
Uğur Mumcu, ‘Basın Öne Eğilmesin’ etkinliğiyle anılacak
Gazeteci-yazar Uğur Mumcu anısına düzenlenecek olan ‘Basın Öne Eğilmesin’ programı Kadıköy Belediyesi tarafından düzenlenecek. Kadıköy Belediyesi ev sahipliğinde katledilişinin 24. yılında Uğur Mumcu’yu anmak ve gazetecilerle dayanışmak için bir etkinlik düzenleyecek. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ile birlikte yapılan ‘Basın Öne Eğilmesin’ adlı etkinlik Uğur Mumcu’nun katledilişinin 24. Yılında, 24 Ocak Salı akşamı gerçekleşecek.
Adnan Azar anması 14 Ocak’ta Ankara’da
10 Ocak 2014’te yaşama veda eden şair ve yazar Adnan Azar, Ankara’da anılacak. Ankara’da saat 15.00’da Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı’nda gerçekleşecek olan şairin anmasında sunumu şair ve yazar Eren Aysan yapacak. Adnan Gerger, Ahmet Telli, Deniz Bozkurt, Ercan Kesal, Ferruh Tunç, Gürsel Korat, Hazal Azar, Işık Kansu, İbrahim Karaoğlu, Kadriye Kansu, Kerim Akbaş, Mahmut Temizyürek ve Selçuk Özbek anmada şair Adnan Azar’ı anlatacaklar. Adnan Azar anması, Mahir Karayazı imzalı belgesel gösterimi ile son bulacak.
Cemal Süreya, ölümünün 27’nci yılında anılıyor
Türk edebiyatının önemli isimlerinden Cemal Süreya, ölümünün 27’nci yılında da unutulmadı. İkinci Yeni akımının unutulmaz isimlerinden Cemal Süreya, aramızdan ayrılışının yıl dönümünde eserleriyle anılıyor. Sevenleri, Cemal Süreya’ya olan özlemlerini sosyal medyadan paylaştı…
CEMAL SÜREYA’NIN SOY İSİM HİKAYESİ
Süreya’nın üvey kızı Gonca Uslu’nun aktardığına göre iddiaya girmeyi çok seven şair arkadaşıyla bir telefon numarası üzerine iddiaya girmiş, kaybederse soyadındaki “y” harfinden birini sildireceğini söylemiş. İddiayı kaybetmiş ve Süreyya olan soyadını Süreya olarak değiştirmiş. ‘Süreya’ soyadı ilk kez 1956 yılında yayımlanan ‘Elma’ şiirinde görüldü.
Dili yurdu olan bir yazar: Fahri Erdinç
Adana’daki TÜYAP 10. Çukurova Kitap Fuarında, yazar Fahri Erdinç için panel düzenlendi. TÜYAP 10. Çukurova Kitap Fuarında doğumunun 100. Yılında yazar Fahri Erdinç anıldı. Toplumcu gerçekçi yazarlardan Fahri Erdinç’in şiirlerinin yanı sıra öykü ve romanları da bulunuyor. Ayrıca yakın dostu olan Nazım Hikmet’le ilgili “Kalkın Nazım’a Gidelim” adlı bir anı kitabı var. Sis Çanı-Broy Yayınları’nın düzenlediği panele konuşmacı olarak Yazar Nazmi Bayrı, Yrd. Doç. Mustafa Günay, şair Yazar Mustafa Emre ve Uğur Pişmanlık katıldı.
Açılışı yapan yazar Nazmi Bayrı, unutturulan toplumcu gerçekçi çizgideki büyük usta yazarı anmak istediklerini söyledi. Bayrı, 100. Doğum yılı vesilesiyle, ömrünün uzun bir kesitini Bulgaristan’da sürgünde geçiren yazarın edebiyat gündemine taşınmasını amaçladıklarını belirtti.
Albatros dergisinden Uğur Pişmanlık, Fahri Erdinç’in toplumcu gerçekçi öykücülerden olduğunu ve Sabahattin Ali’nin de yetiştirdiği bir yazar olduğunu söyledi. Sabahattin Ali kuşağından bir yazar Güney film yayıncılıkta çıkan “Acı lokma “ kitabını okuduğunu yıllarca bu kitabı okuyup okuttuğunu söyledi. Acı romanın aynı zamanda Fahri Erdinç’in otobiyografisi olduğunu yaşam öyküsü olarak yazıldığını vurguladı. Mustafa Emre, bütün dallarda yazma gibi bir çalışkanlığı olduğunu söyledi. Acı Lokmanın yer yer düşündüren, yer yer hüzünlendirip güldüren bir yanı olduğunu belirtti
Behçet Aysan Şiir Ödülü başvuruları başladı
Türk Tabipleri Birliği tarafından Şair Dr. Behçet Aysan anısına verilen “Şiir Ödülü” için başvurular başladı. Türk Tabipleri Birliği tarafından 2 Temmuz 1993’te Sivas’ta yitirdiğimiz Şair Dr. Behçet Aysan ve 36 insanımızın anısına verilen “Şiir Ödülü” için başvurular başladı. Ödüle son katılma tarihi ise 1 Nisan 2017.
21.kez düzenlenecek olan ödülün Seçici Kurulu, Doğan Hızlan, Cevat Çapan, Ahmet Telli, Orhan Koçak, Semih Gümüş, Ali Cengizkan, Turgay Fişekçi’den oluşuyor. Ödüle 2016 yılı Ocak ayından sonra yayımlanmış bir kitap ya da yayına hazır bir kitap dosyası ile aday olunabilir. Ödüle kişiler kitap ve dosya ile kendileri doğrudan katılabilir ya da yayımlanmış şiir kitaplarını sivil toplum örgütleri, yayınevleri ve üçüncü kişiler, şairin onayı alınmak koşuluyla önerebilirler. Ödüle aday olacak şairler; adı, açık adresi ve kısa yaşam öyküsüyle birlikte kitaplarını (8 adet) ya da şiir dosyalarını (8 adet) TTB Merkez Konseyi GMK Bulvarı Şehit Daniş Tunalıgil Sok. No:2 Kat:4, 06570 Maltepe-ANKARA adresine göndermeliler. (EVRENSEL KÜLTÜR SERVİSİ)
Bir Portre: Cemal Süreya Kimdir?
Cemal Süreya, 1931 yılında Pülümür’de dünyaya geldi. Çocukluğunun ilk yıllarını Erzincan’da geçiren Süreya’nın ailesi, 1938 yılındaki Dersim İsyanı sonrasında Bilecik’e sürgün edildi. Cümal Süreya ilkokula Bilecik’te başladı ve daha sonra İstanbul Beyoğlu’nda bitirdi. Haydarpaşa Lisesi’nden mezun olan Cemal Süreya Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi maliye ve iktisat bölümünü bitirmiştir. üniversiteden sonra Maliye Bakanlığında müfettiş yardımcılığı ve müfettişlik, darphane müdürlüğü, Kültür Bakanlığında kültür yayınları danışma kurulu üyeliği, Orta Doğu İktisat Bankası yönetim kurulu üyeliği ve 25 yılı aşkın Türk Dil Kurumu üyeliği görevlerinde bulunmuştur. Cemal Süreya bu süre zarfında yayınevlerinde danışmanlık, ansiklopedilerde redaktörlük, çevirmenlik de yapmıştır. Cemal Süreya Ağustos 1960′tan itibaren yalnızca dört sayı çıkarabildiği Papirüs dergisini Haziran 1966- Mayıs 1970 arası 47, 1980-1981 arası iki sayı daha çıkardı. Pazar Postası, Yeditepe, Oluşum, Türkiye Yazıları, Politika, Yeni Ulus, Aydınlık, Saçak, Yazko Somut, 2000′e doğru gibi yayın organlarında şiir ve yazılarını yayımladı.
İkinci yeni hareketinin önde gelen şair ve kuramcılarından sayılan Cemal Süreya’nın ilk şiiri “Şarkısı Beyaz” Mülkiye dergisinin 8 Ocak 1953 tarihli sayısında yayımlanmıştır. Geleneğe karşı olmasına rağmen geleneği şiirinde en güzel kullanan şairlerden birisiydi. Kendine özgü söyleyiş biçimi ve şaşırtıcı buluşlarıyla, zengin birikimi ile, duyarlı, çarpıcı, yoğun, diri imgeleriyle ikinci yeni şiirinin en başarılı örneklerini vermiştir. Ölümünden sonra adına bir şiir ödülü kondu. 1997′de de Cemal Süreya arşivi yayımlandı
GENÇ EDEBİYAT/ İnci Eylül BEYAZ
Yüz delik beş dikiş
Zamansız kanayan zehir
Ve ağzımın kenarında duran tuzlu damla.
Yüz delikten ellisine dokundum, dirildim
Toprağa değdi elim, üşüdüm
Suya bastı ayağım, devrildim
Güneşe durdu bedenim, çürüdüm
Uzun bir ladin ormanında
Koştum, düştüm, yürüdüm
Umudum kabuk tuttu dizimde, kanattım.
Akıttım hayallerimi boş kaldım.
Ruhum soyundu, bedenim çıplak kaldı
Sahi, kabuk tutan umut muydu dizimde