Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Av. Nabi İNAL

Güle Güle…

İki bin yirmi üç yılının son günlerini yaşıyoruz.

Son günlerini yaşamakta olduğumuz yıl, aklınıza gelen tüm olumsuzlukları yaparak görevini tamamlayacak.

Neler mi yapmadı?

Aklınıza gelen her şeyi yaptı.

Ekonomiden tutun eğitime kadar her olumsuzluğu bize yaşattı.

Son günlerde de yaşatmaya devam ediyor.

Geride bıraktığımız yılın, ilimizde yaptıkları ise saymakla bitmez.

Hatay ilimiz, uğradığı deprem felaketi nedeniyle tanınmayacak hale geldi.

Hatay, bir harabe şehir oldu.

Taş taş üstüne bir görüntü var.

Aramızdan ayrılanlar, sokakta kalanlar saymakla bitmez.

İşte böyle bir ortamda yeni yıla girmek üzereyiz.

Ekonominin yaptığı tahribat saymakla bitmez.

Buna diğerlerini de eklediğimizde oluşan tabloyu siz tasavvur edin.

‘Çağdaş bir ülkede yaşıyoruz’ diyenler var.

Oysa çağdaşlığı geride bıraktık gibi bir tablo ile karşı karşıyayız.

Eğitimde kara bir tablo var.

Öyle ki geriye gidişin ayak sesleri bile duyuluyor.

Çağdaş eğitim yerine din ağırlıklı eğitim önümüze koyulmak isteniyor.

Tarikatlar tüm hızıyla çoğalıyor.

Eğitimin hemen her alanında geriye gitme amacının varlığını görüyoruz.

Artık derslere bile din adamlarının girmesi yolunda girişimler oluyor.

Her konuda ileriye gitme yerine geriye gitme adımları atılmak isteniyor.

Böylesi bir ortamda yeni yıla adım atacağız.

Önceki yazılarımızda da değindiğimiz gibi geriye gidiş daha hızlı ilerler.

Çağdaşlık, çok zor ve çok meşakkatli bir yolun aşılmasını gerektirir.

Bunu gören ve bilen Atatürk ve dava arkadaşları cumhuriyeti sağlam temeller üzerine oturtmak suretiyle hareket etmişlerdir.

Eğer cumhuriyet sağlam temeller üzerine oturtulmamış olsa idi durumumuz daha vahim olurdu.

Eğitimde geriye gidiş istekleri olurken yargıda da bir çok olumsuzluklar olmuştur.

Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını tanımama gibi bir durumla karşı karşıya kalınmıştır. Can Atalay kararı bir örnektir.

Yargıtay’ın bu doğrultudaki adımı örnek olarak gösterilebilir.

İşte böyle bir hava içerisinde 2023 yılını uğurluyoruz.

‘Güle güle’ mi diyelim, ‘bir daha karşılaşmayalım’ mı diyelim?

Kestiremiyoruz.

Ama biz yine de iyi düşünelim ve gelecek yıllara umutla bakalım.

Bu duygularla 2023 yılına ‘güle güle git’ diyelim.

Yine bu duygularla yeni yıla ‘hoş geldin’ diyelim.

Gelecek yılların olumlu olaylara sahne olması beklentisi ile ‘nice yıllara’ diyoruz…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER