Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Can Atalay’ın vekilliği düşürülsün

MHP Genel Başkanı Devlet

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AYM’nin iki kere hak ihlali kararı verdiği TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesini istedi. Partisinin TBMM grubunda konuşan Bahçeli  AYM Başkanı Prof. Dr. Zühtü Arslan’ı bir kez daha eleştirerek “AYM kararlarını uygulamamanın gerekçesi olmaz diyen Bay Zühtü’ye sormak isterim ki acaba şehitlerimizin dökülen kanlarının gerekçesini feryat figan eden analarımızın gözyaşlarını izah edecek yürek sende ve senin gibi düşünen diğer mahkeme üyelerinde var mıdır? Sen yanlış mahkeme kararının derdindesin biz aziz vatanın derdindeyiz. Sen ve senin gibiler PKK hukukunun kafesindesiniz biz Türkiye Cumhuriyeti’nin varoluş ve istiklal hukuku peşindeyiz. Anlayacağınız gece ile gündüz gibi ayrıyız. Mahkum Can Atalay kararının TBMM’de derhal okunmasını istiyoruz.2 dedi.

Bahçeli’nin konuşması özetle şöyle:

Altını çizerek açıklıyorum, önümüzdeki yeni sürecin bir sonucu olarak; ayrıntılı bir bölücülükle mücadele stratejisi hazırlanmalı, mutlaka uygulanmalıdır. Türkiye’nin güvenliğini, milli birliğini ve bütünlüğünü hedef alan husumet cephesinin, hayata geçirmeye çalıştığı alçak senaryo karşısında Türkiye’nin hareketsiz kalması düşünülemez. Milletimiz, geleceğimize kastetmek isteyen iç ve dış merkezli şer ittifakına ve ihanet odaklarına hak ettikleri karşılığı verme zamanının geldiğine inanmaktadır. Bilinmelidir ki, bu cennet vatan hepimizindir. Aynı kaderin mensupları olarak Türkiye’mizin bir kaos ortamına sürüklenmesini önlemek hepimiz için tarihi bir vazifedir. Herkes üstüne düşen sorumluluğu basit siyasi hesapları bir kenara bırakarak yerine getirmelidir. Allah muhafaza, bu yapılmazsa üzerinde siyaset yapacağımız bir ülke ve uygun bir zemin gelecekte aransa bile bulunamayacaktır. Bu amaçla Milliyetçi Hareket Partisi, bütün kesimleri milli hassasiyetlerimiz konusunda çok dikkatli davranmaya ve düşünmeye davet etmektedir. Gelişmeler ne şekilde cereyan ederse etsin akıllardan çıkarılmasın ki; Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmesine, ortak değerlere dayanan milli birliğimizin tahrip edilmesine hiçbir hainin gücü yetmeyecektir. Bundan kimse şüphe duymamalıdır. Huzurunuzda bu vesile ile bir kez daha Milliyetçi Hareket Partisi’nin kararlılığını vurgulamak istiyorum: Verilecek toprağımız, çizilecek sınırımız, kaybedilecek insanımız ve terk edilecek ilimiz yoktur. Türkiye’yi bölmeyi amaçlayan etnik tahrikleri hayasızca sürdürmeye, etnik köken farklılıklarına dayalı bir ayrışma, bölünme ve çatışma sürecini Türkiye’nin karşısına çıkarmaya yeltenenler tarihi bir hataya düşecekler, ağır sonuçlarla yüzleşeceklerdir. PKK’nın maşası mihrakların, devlete, Anayasaya ve kanunlara meydan okuyarak sürdürdükleri provokasyonların hukuk düzeni içinde karşılığını bulması acil bir konu olarak artık önümüzdedir. Teröristler bugün sadece dağlarda aranmamalıdır. Sözcüleri ve temsilcileri vasıtasıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne girmişlerdir ve onlara karşı devlet vakarı hukuk sınırları içinde kesinlikle devreye girmelidir. Anayasamızın değişmez hükümlerinde ifadesini bulan devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne ve üniter yapısına alenen aykırı olan bölücü emeller fani bedenimizi çiğnemeden sonuç alamaz.

Dağda bayırda sınır hattında mücadele ettiğimiz hainlerin siyasi cephesi olan DEM’cilerin TBMM’de bulunmaları adalet ve hukuk garabeti, siyaset ve demokrasi ayıbıdır. Karamanoğlu Mehmet Bey 747 yıl önce bugünden sonra hiç kimse divanda dergahta mecliste ve meydanda Türkçeden başka bir dil konuşmayacak fermanı nasıl ki tutacağımız bir buyruk ise aynı şekilde hiçbir terörist veya yandaşı dağda bayırda belediyede şehirde ve de TBMM’de barınmamalı tutunmamalıdır. Terörle mücadele aslında bölücülükle mücadelenin sadece bir bölümüdür. Eli silah tutan bölücüye zararlı, buna karşılık silahsız bölücüyü zararsız kabul etmek terörle mücadelesi sekteye uğratacak en büyük gaflettir. Devlet gaflete düşmez devlet hukuk içerisinde meşru mücadelesinden asla taviz vermez. Türkiye Cumhuriyeti sınır içi güvenliğini sağladığı gibi sınır ötesi güvenliği de temine muktedirdir..(Haber Merkezi)